Son yıllarda futbolda marka olma yolunda büyük adımlar atmıştık.
Önce Süper Lig’e Göztepe’yi uğurladık, ardından Altay’ı.
Kentin kanayan yarası haline gelen statsızlık sorununa neşter vuruldu.
Göztepe Gürsel Aksel ve eski adı Alsancak, yeni adı Alsancak Mustafa Denizli Stadı’na kavuştuk.
Özellikle Göztepe, güçlü taraftarıyla ülke gündeminde adından sıkça söz ettirdi. Hatta dizilerde bile adı anılmaya başladı.
Adeta, ‘Biz buralara yeni gelmedik, geri geldik’ dedirtti.
Pandemi tüm dünyada etkisini gösterirken futbolda da en çok bizi etkiledi. Oradan oraya savurdu bizi.
Ne ettik, futbolu bitirdik.
Geriye, tribünleri küsmüş iki stat ve Süper Lig’den bir kademe aşağı düşen iki takım kaldı.
Yıllardır hayal ettiğimiz Süper Lig’de 5 veya 6 İzmir takımıyla yer alma arzumuzu ne yazık ki gelecek sezon İstanbul yaşayacak.
20 takımlı ligde 7 İstanbul takımı mücadele edecek. Birisinin de Play Off’tan gelme olasılığı var. O da gerçekleşirse 8 İstanbul takımı olacak.
Bunların yarısından fazlasının taraftarı da parmakla sayılır cinsten!
Bu da bize ders olsun. Rakiplerimizle mücadele edeceğimize kentimizi temsil eden kulüplerimize düşmanlık yaptık.
En üst ligdeki temsilcilerimizde durum buyken, alt liglerdeki diğer temsilcilerimizin de onlardan farkı yok.
Menemenspor, Altınordu Spor Toto 1. Lig’de düşmemek için savaşıyor ancak özellikle Menemen işi mucizelere bırakmış durumda.
Geçtiğimiz sezon Play Off şampiyonu olarak TFF 2. Lig’e yükselen Bucaspor 1928, hayal kırıklığı yaşattı ve Play Off’u bile ıskaladı.
Yıllardır TFF 3. Lig’e çakılıp kalan Karşıyaka bu sezon yıllar sonra yasağı kaldırıp yaptığı 20 yeni transferle aylarca amatör kümeye düşme korkusu yaşadı.
Geldiği gün ne kadar doğru bir karar olduğunu yazmıştım. Yönetim Erman Güraçar’a takımı emanet etmesinin meyvesini aldı. Yeşil kırmızılılar son haftalardaki performansıyla ligi alkışlanacak bir çıkışla tamamladı.
Ligi 11 maçlık yenilmezlik serisiyle 49 puanla 8. sırada bitiren Karşıyaka, futbolda yaptığı hatalardan ders almasını bu sezon bildi ve gelecek sezon için ilk umut ışığını yakmış durumda...
İzmir’in Cumhuriyet’le yaşıt köklü kulüplerinden İzmirspor, Bölgesel Amatör Lig’den tarihinde ikinci kez yerel statüdeki Süper Amatör Lig’e düşme üzüntüsü yaşadı. Bu denli güçlü bir kulübün olduğu yer elbette içler acısı.
Şimdi tüm kent olarak şapkamızı önümüze koyup futbolda bu kadar gerilememizde bizlerin hiç mi suçu yok diye düşünmeliyiz.
Yaşadığımız bu kahır dolu sezondan geçmiş ve gelecek kulüp yöneticileri, taraftarlar, kentin seçilmişleri ve de atanmışları olmak üzere herkes kendi payına yapılan hatalardan ders çıkarmalı...
Bazı kulüpler ülkeyi ve futbolu yönetenler tarafından el üstünde tutulurken, İzmir sürekli üvey evlat muamelesi gördü.
İzmir’i seçilmişler ve atanmışlar görmezden geldi. Haklı oldukları konularda bile yanında olmadılar.
En çok yalnız bırakılan ve cezalandırılan İzmir kulüpleri oldu.
Lig bitti...
Kent olarak yeni sezona ivedilikle hazırlanmalıyız.
Kulüplerimizin altyapı tesis projelerinde onlara köstek değil destek olalım.
Göztepe Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi görkemli bir projeydi. 7/24 yaşanabilecek ve çatısında yürüyüş parkuru bulunan stadın hayata geçmesini sağlamalıyız.
Yılan hikayesine dönen Karşıyaka Stadı için artık gereken adımı değil temeli atıp stadı yükseltelim.
Günü kurtaran değil geleceği kurtaran projeleri hayata geçirelim.
Her seçim zamanı adayların projeleri arasına sıkıştırılan Atatürk Stadı’nın daha modern Olimpiyat Stadı haline getirilmesi için ortak aklı harekete geçirelim.
Uzun lafın kısası, “İzmir’i sporda marka yapacağız” söylemlerini artık eyleme dönüştürelim.
Evet bu sezon İzmir olarak futbolda küme düştük. Şimdi silkelenip ayağa kalkma vakti. Yaptığımız hatalardan ders çıkarma ve daha güçlü dönme vakti.
Biraz sabır, biraz inanç, ortak akıl ve gerçek bir kenetlenme ile...
Yine şampiyon olur yine tarih yazarız. Yeter ki gücümüzün farkına varalım!