Mehmet Demirtaş

Spor Toto 1. Lig’de ilk iki haftayı mağlup kapatan Altay, evinde Ankara Keçiörengücü’ne de 3-1 yenildi ve henüz puanla tanışamadı. Maçın 23. dakikasında Hamza gol perdesini açan isim oldu, 56’da Olawoyin farkı ikiye çıkardı. Altay 80’de Paixao ile umutlansa da 1 dakika sonra Bekir, skoru belirledi

İki maç arasında farklı uğraşlarla başında sorunlar beliren Altay, son olarak Gencer’in lisansı konusunda statülere takılmıştı. İbrahim ve Murat gibi deneyimlilere bu şarkıyı yeniden okutup, bilindik simalara bu dar zamanda formayı teslim edip sezona adım atılmıştı.

Herkesçe görülen, alenen dile getirilmese de hissedilen bir gerçek var. Altay bu sezon birincil hedef olarak ligde kalmayı kendisine amaç edinecek.

İçinde bulunduğu zorlu ortamdan Altay’ı çıkarmaya hevesli ve de yürekli yönetime yeşil alandan da kuvvetli destek gelirse yeni bir destan yazılacak.

Yeni futbol ikliminde haftaları bir bir sayıyoruz. Şu ana dek siyah beyazlılarda güçlü, rakiplerine karşı korakor savaşan bir kimlik göremedik. Üretim sınırlı,

Bir önceki hafta kendi sahanızda iki gol yiyip sayı bulamıyorsanız vakit geçmeden ertesi gün eksiklerinizi giderecek bir program hazırlamanız gerekiyor. İlk 11'e yazılacak isimleri, oyuncuların psikolojilerini, oyun taktiklerini Boluspor sınavına kadar hazırlamak zorundasınız. Ufuk Kahraman'ın bunların belki de fazlasını yaptığını söyleyebiliriz ancak sahada hissetmek güçtü. Boluspor karşısında daha ofansif bir yapıya bürünüp maça start verdikleri bir gerçek fakat ilk yarı itibariyle Ahmet Dereli'nin 6'daki çapraz pozisyonu ve birkaç cılız şut denemesinden başka bir hareket göremedik. Geçen haftaki defans zafiyetleri sonrası daha dikkatliydiler. Ama geri dönüşlerde alan bıraktılar. Ali Emre'nin sağlı sollu oyun kurucu pasları ve de orta sahadaki pas sakarlıklarının yanında kontra toplar kilidi açmaya yetmedi. Sakaryaspor maçı sıcak hatırayken değişim için Bolu'da daha farklı reaksiyonlar izlemeyi arzuladık. Sahaya çıkan 11, Altınordu'nun esas kimliği değildi. Top ayaklarındayken maçın içindeler ancak rakip meşin yuvarlakla oynayınca

Spor Toto 1. Lig'de Erzurumspor FK'yı ağırlayan Göztepe, 1-1 berabere kaldı. Dolu tribünler önünde oynanan karşılaşmada gol perdesini 44. dakikada Hüsamettin açtı. Konuk takım 80’de Olanare'nin penaltı golüyle tabelayı eşitledi. Göztepe'nin yeni başkanı Danimarkalı Rasmus Ankersen, Sport Republic şirketinin sahibi Henrik Kraft ve eski başkan Mehmet Sepil'le birlikte maçı izledi

Geçen sezon Süper Lig’e veda eden Göztepe’de taraftarlar İsyan Marşı'nda da söyledikleri gibi “Issız Kuytu Köşelerden” tekrar geri döneceklerinin sinyalini efsaneliği 1960’lı yıllara vurgu yaparak verdi. Taraftarlar hazırladıkları koreografiyle müthiş bir işe imza atmış, tek kelimeyle mükemmeldi. Rasmus Ankersen, Erzurumspor maçında Göztepe Gürsel Aksel Stadı’nda yerini aldı. Devir işlemleri ile meşgul olan Göztepe camiasının ve taraftarın gönlü de aklı da ferahlamış. Sezona galibiyetle başlanmış, sıra ilk iç saha maçına gelmiş. Kombineler alınmış, formalar sırtlara geçirilmiş, atkılar dolanmış. Kadroya dahil edilen isimlerle

Altınordu, iki lig maçında sahaya sürdüğü ilk 11'lerde tek bir kişi hariç aynı isimlerle alana çıktı. Burada dikkat çeken en ciddi konu, geçen hafta Ankara'daki defans hattının zaafları bu hafta da kendini gösterdi. Doğru kombinasyonun arandığı yer savunma dörtlüsü. Kurgulanan tasarı, feci şekilde sinyal veriyor. Bence oyuncu değil sistemin kaliteli olması gerek. İki beke geldiğimiz zaman, kanat oyuncularının boşalttığı alanlara girip santrforlara servis yapmaları, hücum anlamında en bariz istektir herhalde. Sol kanat akıyor, sağ ise izliyor kırmızı lacivertlilerde.

Uzun ya da kısa değil başarılı ve net pasların merkezi olması beklenen orta alansa iletişim sorunu yaşadı. Bu da işin hücum tarafında Gençlerbirliği maçından uzakta olmalarına neden oldu. Neşe ve coşku içinde geçen düellodan sonra ağızlarda bıraktıkları sos, bu kez acıya evrildi. Takım golleri yiyene dek rakibi zorlayamazken, ilk yarıyı Sakaryaspor'dan daha fazla rakip alanda topa dokunarak ama daha az gol beklentisi oluşturarak bitirdi. Sakarya file bekçisini neredeyse hiç zorlayamayan Ahmet

Gerçek bir dost, iyi bir spor hekimi, tarif edilemez bir spor adamı Şaban Acarbay...
İzmir’de futbolun ve futbol antrenörlerinin vazgeçilmezi olması ona belki pek fazla bir şey kazandırmadı ama o yönettiği ve temsil ettiği camiaları, özverili çalışmaları ve yarattığı “ekip ruhu” ile zirvede yer almasını sağladı…
Yaşamı boyunca kendisini “insana hizmet”e adayan bir tıp adamı olmasına karşın futbol inanılmaz bir tutkusuydu…
Bornova-Çamdibi'ne ayak bastığı anda malzemeden yoksun durumdayken bile etraftaki eşyaları topa dönüştürür, çuvallardan forma tasarlar meşin yuvarlağın peşinden sürüklenirmiş Acarbay.

1954 yılında ailesi ile birlikte Yugoslavya’nın Makedonya kenti; Köprülü-Çeltikçi Türk köyünden Çamdibi’ne göç eden Acarbay, Yeşilova ve İzmir’in futbol duayeni Tatlı Mustafa (Mustafa Küçükoğulları) ile yolu kesişince “futbol hastası” olmuştu bir nevi. Sokak arasında oynanan maçlardan, Namık Kemal Lisesi’nde dönemin en ünlü

Tribünlerin önünde, “Eskimeyen dost” yazıyordu. Göztepe ve Sakaryaspor’un dostluklarını bu maçta da Fair Play’e örnek olacak bir biçimde gördük. Kısacası futbolun dostluk, barış ve kardeşlik için ne kadar önemli olduğunu gösteren bir maç öncesinde harika görüntüler vardı. Başlama düdüğü ile birlikte ebedi dostluk baki ancak sahada kıran kırana bir mücadele izledik. Göztepe iyi ve doğru bir kurgu ile oynadı. En önemlisi kompakt oyun anlayışlarını sahaya yansıttılar. Merkezi kalabalık tutup rakiplerine alan bırakmamayı hedeflediler. Hücumda ağırlıklı olarak sağ kanattaki etkili oyuncusu Obinna ile ataklar geliştirdi. 12. dakikada Obinna’nın harika golüyle Göztepe 1-0 öne geçti. Gol sonrası doğru oyunundan asla taviz vermeyen, öz güveni yüksek, telaşa kapılmayan istekli oyununa devam etti. Orta alanda Tijanic, Yalçın ve Palmer iyi top kullanırken Yasin ise hücum arkasında etkiliydi. Göztepe değişik hücum alternatifleri denedi. Oyun kurmada başarılıydı. Ayrıca topun

İzmir’in 108 yıllık çınarı Büyük Altay, ‘Umut’ adını verdiği yeni sezona adım atmanın heyecanıyla perdeyi açtı. Bu camianın hak ettiği yerlerde yeniden temsil edilmesine imkan vermek adına zorlu yollar, imkanlar ve olanaklar ışığında fakat her şeyden önce sonsuz bir sevgi ve inançla start verildi. En büyük varlığı kutsal forması olan siyah beyazlılarda film biraz geri sarsa da transfer yasaklısı Altay’ın elinde bulunan askerler, hafife alınacak cinsten değil. Türk futbolu için de olmazsa olmaz kriter, gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkartmak adına onlara alan ve zaman vermek. Altay'ın da hem gençliğin enerjisi hem de tecrübelilerin bilgi ve becerisini harmanlaması durumunda lig daha rahat geçecektir. Tabi büyük cümleler kurmak için oldukça erken. Play Off sisteminde yaşanan değişiklik ile heyecan ve merak dolu bir sezon bizleri bekliyor. Kasası kimi takımların üç beş gömlek üstünde olan ekipler ciddi transferlere imza attı, atmaya devam ediyor. Fakat kadro şekillenme süreci ve alışma dönemi

Geçtiğimiz sezon İzmir futbolu için tam bir yıkım yaşadık. Süper denen ligden Göztepe ve Altay küme düştü. Son 1,5 sezon pandemi koşullarında oynanan lig, boş tribünler, yayıncı kuruluşun indirimi, ticari gelirlerin dibe vuran ekonomi ile birlikte gerek yönetimsel gerekse teknik birim elleriyle kaçınılmaz acı sonu hep birlikte yaşadık....
Artık 8 İstanbul kulübünün yarışacağı Süper Lig’de İzmirimizi temsil eden bir kulübümüz yok.

Göztepe’de büyük işlere imza atan ancak yaşanan tüm olumsuzlukları kendi üzerine alarak bir anda istenmeyen adam ilan edilen Başkan Mehmet Sepil ve ekibi gerçekten Göztepe’nin geleceği için güzel hamlelerde bulunuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından tahsis onayı bekletilen tam adıyla Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni İzmir’e kazandırılmasında büyük rol oynadı. Yine bir ilke imza atarak yabancı yatırımcıya kulübü devretti.
Özellikle kulübü devredeceği yatırımcının son yıllarda yaptığı işler muaazzam. Şu kısacık sürede