“Bu da Geçer Yahu”...

22 Ağustos 2010

MÜRÜVVET Sim, Nubar Terziyan, Özcan Tekgül, Aliye Rona, Turgut Özatay, Adile Naşit, Hulusi Kentmen, Münir Özkul, Saadettin Erbil, Vahi Öz, Ayhan Işık...
Ve daha yüzlercesi.
Kim bunlar?
Türk Sineması’na, 1950 ile 1980 arasında emek vermiş insanlar.
Unutulup gittiler...
* * *
Kançeşme, Gürçeşme’nin...

Yazının Devamı

Açıkhava “Hayır” dedi...

21 Ağustos 2010

GÜNLÜK yaşamımızda en çok kullandığımız iki kelime “evet” ve “hayır...”
Herkesin merakı da 12 Eylül’de sandıktan hangisinin çıkacağı.
İki taraf; iktidar da muhalefet de Anayasa Değişiklik Paketi’ne “niçin evet” ya da “niçin hayır” denilmesi gerektiğini halka yeterince anlatamıyorlar.
12 Eylül de bu nedenle, bir referandum oylaması olmaktan çıkıp, adeta genel seçim provasına, “ön seçime” dönüştü.
Sonuç?
Evet mi çıkacak, Hayır mı?
...........................(!)

Yazının Devamı

İlginç ziyaret...

20 Ağustos 2010

CHP’nin iki numaralı lideri Genel Sekreter Önder Sav, bugün İzmir’de...
“Düğün değil, bayram değil, eniştem beni niye öptü?” derler ya...
Sav’ın durduk yerde çıkıp İzmir’e gelmesi de böyle bir şey.
Dış pencereden baktığınızda Önder Sav, Büyükşehir Belediyesi’nin Aliağa Biyolojik Arıtma Tesisleri’ni açmaya ve İzmir’de partiye katılacak yaklaşık iki bin kişiye 12 Eylül’deki referandum öncesi “Altı Oklu” rozet takmaya geliyor.
Acaba?
CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ı yakından tanıyanlar çok iyi bilirler ki, o öyle kolay kolay, laf olsun diye açılışlara “kurdele kesmek”, ya da partiye katılacaklara “rozet takmak” için Ankara’dan ayrılmaz.
Önder Bey’i, çok ama çok ender bu tür açılışlar ve törenlerde görebilirsiniz.

Yazının Devamı

Aydın’a yazık etmeyin...

19 Ağustos 2010

AYDIN Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na nihayet partisi CHP sahip çıktı.
Ama yetersiz...
Çünkü, Aydın’da yaşananlar için, CHP’nin çıkıp, “Vali Bey’i tanımıyoruz. Hiç bir toplantısına davet edilsek de katılmayacağız. Kendisini bugünden itibaren bu ilde yok sayıyoruz” demek çözüm değil.
Ege’nin bu en zengin ve önemli ilinde, olmaması ve hiç yaşanmaması gerekenler sahneleniyor.
Ve Başkan Özlem Çerçioğlu çok ama çok dertli ve sıkıntılı.
Devletin gücü karşısında adeta korumasız.
Aydın halkının oylarıyla seçildiği kentinde gözler önünde cezalandırılıyor.

Yazının Devamı

İyi ki varsın Özgener...

18 Ağustos 2010

FUTBOL Federasyonu Başkanı İzmirli...
Mahmut Özgener, iyi bir dostum ve kardeşim.
Altay Başkanlığı döneminde, tesisleşmeye verdiği önemi ve kulübe kazandırdığı alt yapı tesislerini çok iyi bildiğimden, Federasyon Başkanı olduktan sonra İzmir’in stat konusuna “Fransız” kalışını hayretle, biraz da yüreği buruk izlemişimdir.
İşin doğrusunu ve perde arkasında yaşananları öğrendikten sonra meğer ne kadar yanılmışım, Özgener’e ne kadar büyük haksızlık yapmışım, bir bilseniz...
İzmir’in stat konusunda iki sorunu var.
2016 Avrupa Şampiyonası’nı alabilseydik, bunlardan biri çözülmüş olacaktı.
Örnekköy’e, Karşıyaka’nın ve diğer İzmir takımlarının kullanacağı UEFA standartlarında süper ultra lüks bir stat yapılacaktı.

Yazının Devamı

Otuz yılda ne değişti?

17 Ağustos 2010

SİZLERDEN daha çok ürküyor ve endişe duyuyorum.
Oturduğum Alsancak’taki apartman bile bana çok güvenli gelmiyor.
İnşaat mühendisliği eğitimi almış bir kişi olarak, benimkisi kelimenin tam anlamıyla bile-bile lades!...
* * *
Ülkemizde ciddi bir inşaat denetimi ne yazık ki yok.
Kadercilik; tedbir almak ya da güvenli ve kaliteli, dayanıklı inşaat yapmaktan daha ağır basıyor.
O, “Olmaz bir şey” mantığı yok mu?

Yazının Devamı

Yollarımızı ayırdık...

15 Ağustos 2010

GEÇEN pazar size sucuklu yumurtaya olan aşkımı anlatmıştım.
Anlatmaz olaydım.
Şunu anladım ki bir aşk, âlemin ağzına sakız olmayacak, aşk dediğin kıyıda köşede yaşanacak.
Atalarımız boşuna âşıklara adres olarak samanlığı göstermemişler.
* * *
Pazar sabahı kalktım, gazeteyi elime aldım. Kendi köşe yazım üstte kalacak şekilde katlayıp, mutfakta, ocağın yanına koydum.
Meltem Hanım yazıdaki “Sabah kahvaltısında yiyeceğim sucuklu yumurta” cümlesini okur da bana sucuklu yumurta yapar umuduyla masanın başına geçtim.

Yazının Devamı

Buna kaza denmez!...

14 Ağustos 2010

YENİŞEHİR’deki hemzemin geçitte yaşamını yitiren emekli öğretmen Abdullah Şahin’in ölümüne “kaza” diyebilir misiniz?
Ama polis ve savcılık kayıtlarına böyle geçecek.
Ben olsam, sorumlu kurum kimse, hakkında “tedbirsizlikten ölüme neden olma suçundan” dava açarım.
Açılmalı da...
Çünkü;
Abdullah Bey’in suçu ne?
Sadece ve sadece karşıdan karşıya geçmeye çalışmak.

Yazının Devamı