BÖYLE bir karar almak ya da verebilmek için, yemin ediyorum, ya “kör” ya da “vicdan yoksunu” olmak lazım.
Ulaştırma Bakanlığı, Kemalpaşa Ansızca ve Yenmiş Köyleri’nde, tarım arazileri üzerine Demiryolu Lojistik Köyü kurma kararı alabilir.
İtirazım yok.
Ama İzmir’i yönetenlerin de, Ankara tarafından kağıt üzerinde alınan bu karara “hayır” deme gibi bir hakları olduğunu anımsatmak istiyorum.
Nedeni şu:
Kemalpaşa’da bu iki köyün arazileri üzerine Ankara-İzmir Demiryolu Rehabilitasyon Projesi, Lojistik Köyü kurulabilmesi için, binlerce zeytin ve kiraz ağacı ile, yüzlerce dönüm, dünyanın en verimli topraklarını yok etmeniz gerekiyor.
Yani, Lojistik Köy kuracağız diye “doğa katliamı” yapılacak.
ÜÇ sene öncesine kadar böyle bir soru sorulduğunda, “hayır” denilirdi.
Çünkü toplumumuzda “Ramazan’da tatil yapılmaz!” inanışı vardı.
Daha doğrusu Ramazan’da tatil, aklımıza bile gelmezdi.
Geçen yıl, Ramazan yaz sonuna geldi.
Hem tatilcileri hem de turizmcileri etkilemesine etkiledi ama, “teğet geçti” diyebiliriz.
Mübarek ve kutsal ayımız Ramazan bu yıl tam yaz ortasına geliyor.
Bir sonraki yıl ise daha da yaz göbeğine, ondan sonraki yıl ise tam yaz tatili başlangıcına denk gelecek.
Anayasa değişikliği paketine referandumda ‘evet’ veya ‘hayır’ demeden önce mutlaka aşağıdaki 15 sorunun yanıtını okumalısınız..
Noyan Özkan, İzmirli bir hukukçu... Eski Baro Başkanı...Mesleğini, kent bilinci ile özdeşleştiren bir aydın... Kendisiyle pek çok projede “karşı karşıya” gelmişizdir.
Yine pek çok kez kendisini İzmir’in “istemezükçüsü” olarak ilan etmiş, eleştirmişimdir. Ama “Yiğidi öldür hakkını ver” derler ya, Noyan Özkan’ın yaşadığı bu kent ile, sosyal ve toplumsal olaylara karşı duyarlılığını her zaman takdir etmişimdir. Özkan ile 12 Eylül 2010 günü halkoylamasına sunulacak Anayasa Değişikliği Paketi üzerine konuştuk.
BUGÜN pazar.
İhtimal kahvaltınızı yaptınız.
Kahvenizi içip gazete okuyorsunuz.
Aklıma geldi de bir sorayım dedim:
Şu anda nerede ve ne olmak isterdiniz?
Kalabalık, iğne atsan yere düşmez bir plajda. Kızlar sere serpe güneşleniyorlar.
Küçük bir çocuk plaj kovasıyla kumdan kaleler yapıyor.
KAÇAN fırsatlara “ah-vah” diyerek saç-baş yolduğumuzu çok gördüm ve yaşadım.
Rahmetli İhsan Alyanak, bundan tam 35 yıl önce, “Çeşme’ye hızlı tren çalıştıracağız” demişti.
Ben dahil herkes karnını kaşıyarak güldü.
Karikatürler çizildi, “ti”ye almak için yapılmadık kalmadı.
Rahmetli “laf” olsun diye mi söylemişti?
Hayır...
İnanarak böyle bir açıklama yapmıştı.
KEMALPAŞA’da, Ansızca, Yenmiş ve o bölgedeki diğer köylere hiç gittiniz mi?
İzmir’in burnunun dibinde adeta birer cennetten köşe yerler...
Yemyeşil, belki de dünyanın en bereketli toprakları, doğayı yaratan tarafından bulup-buluşturulup buraya bahşedilmiş.
Zeytinin binbir çeşidi...
Kirazın en iyisi...
Hani, “İnsanı dik, yeşersin, meyva versin” derler ya; öylesi verimli tarım toprakları üzerine kurulu bu köyler, yıllardır bir Organiza Sanayi Bölgesi belasıyla boğuşuyor.
Binlerce köylü, atalarından, dedelerinden kalan topraklarda tarım ile uğraşırken, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi adına birileri çıkıp, insanların elinden “kamulaştırma” baskısıyla arazileri alıp, fabrika yapmak için “komik” rakamlarla bu “cenneti” yok etmeye çalışıyor.
OTUZ milyar dolar...
Üf, üf, üf...
Üf ki, ne üfffffffff...
İzmir’de yaptığı gökdelenlerle ünlenen işadamı Selim Gökdemir, Alsancak-Turan arasındaki Yeni İzmir Kent Merkezi Projesi’nin, bu kadar büyük ve astronomik bir iş hacmi yaratacağı görüşünde.
Selim Gökdemir, Yeni İzmir Kent Merkezi’nde ilk 24 katlı ve 110 metre yükseklikteki gökdelene başlayan ve bu bölgenin ilk yüksek binasını inşa eden kişi olacak.
Selim Bey’in Bayraklı sahilinde başladığı ve hızla yükselen Megapol Tower Office adlı gökdeleni, gerçekten de bölgenin en güvenli, en estetik, en akıllı, en konforlu ve en modern yapılarından biri olacak.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, aynı konuda daha da iddialı.
BİR gün okşuyorsun, ertesi gün dövüyorsun; diyeceksiniz ama...
Dost acı söylermiş...
12 Eylül’e şunun şurasında sadece 44 gün kaldı.
Yani referandum için geri sayım başladı.
Seversiniz, sevmezsiniz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz, iktidar partisi AK Parti, İzmir’de, teşkilatlarıyla, milletvekilleriyle bu sıcaklarda “arı” gibi çalışıyor.
Kitapçıklar bastırıyor, bölge toplantıları yapıyor, kapı kapı dolaşıp halka Anayasa değişikliklerini, niçin “evet” demeleri gerektiğini basit ama akılda kalıcı ve etkileyici biçimde anlatıyor.
Tıpkı “karıncalar” gibi...