BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “o yemek yenildi...”
Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri, “yenilmedi” diyor.
Alt tarafı bir “yemek” diyeceksiniz; bu kadar tartışmaya, Büyükşehir Belediyesi’nin tepeden tırnağa “bürokratik” yapısını “kasırga” gibi esip, yıkıp -dağıtmaya değer mi?
Aziz Bey’e göre, yenilen yemek ve masada konuşulanlarla ilgili iddialar önemli olmalı ki, “ikinci adamı”, Büyükşehir Genel Sekreteri Ersu Hızır’ı, elsiz ayaksız görevden aldı.
Yetmedi, 2009 seçimlerinden sonra Balçova Emniyet Müdürü iken Büyükşehir’e transfer ettiği Genel Sekreter Yardımcısı Ferda Eser’i de harcadı.
Onu oraya, bunu buraya, ama hepsini de vekaleten atayarak, Büyükşehir’de “galibi belli olmayan” bir maçı başlattı ve büyük bir “eksen kayması” yarattı.
Kişisel tercihlere her zaman saygı duymuşumdur.
GEÇEN haftaki pazar yazımda hiç çekinmeden, gocunmadan Pasaport’ta çay içerken dolandırıldığımı anlatmıştım.
Yazımı okuyan sevgili ve de dünya durdukça dursunlar diye duacı olduğum bazı yakın arkadaşlarım bana; “Yahu kardeşim, sen de ağzı açık İzmir budalasısın, İzmir’den lâf açıldı mı böbreğinin birini alsalar umurunda olmayacak kadar kendini muhabbete kaptırıyorsun, dua et, adam sadece elli liranı almış” diye durum değerlendirmesi yaptılar.
Çok iyi anlayamadım; belki de dalga geçtiler.
Altta kalacak değilim, cevabım aşağıdadır.
* * *
Bir şehri sevmek, huysuz bir kadını bütün huysuzluklarına rağmen, huysuzluklarını dert etmeden, sızlanmadan, yüz çevirmeyi, vazgeçmeyi bir an bile düşünmeden sevmek gibidir.
Bir şehri seviyorsanız, havasından suyundan, trafiğinden, gezecek eğlenecek yeri olmadığından, karanlık basar basmaz sokaklarının yalnızlığa bürünmesinden şikâyet etmeyeceksiniz.
EMNİYET Müdürü Ercüment Yılmaz, çok yerinde ve doğru bir karar daha aldı.
Trafikte, direksiyon başında cep telefonuyla konuşan sürücüleri tespit edip cezalandıracak, bayanlardan oluşan özel ekipler kurdurdu.
Cadde ve bulvarlar ile trafik ışıklarına yakın kavşaklarda konuşlandırılan sivil bayan trafikçiler, günün 12 saati, araç kullanırken ceple sohbet edenleri avlayacaklar.
Biliyor musunuz, hiç bir karar beni bu kadar sevindiremezdi.
Başından beri iddia ediyorum; kent içinde trafiği yavaşlatan, aksatan, pek çok kazanın olmasına neden, sürücülerin telefonla konuşmasıdır.
Bir başka iddiam da şu:
Cep telefonuyla konuşarak araç kullanmak, bilin ki en az emniyet kemeri takmamak kadar tehlikeli.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Genel Sekreter Önder Sav’ın defansına rağmen, Genel Başkan Yardımcısı yaptığı, İstanbul eski İl Başkanı Gürsel Tekin, önceki gün İzmir’deydi.
Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’ın davetlisi olarak geldi.
Sizce CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin’i havaalanında kaç kişi karşılamalıydı?
Bir... Üç... Beş... On... Yirmi... Otuz... Yüz...
Adnan Menderes’e gidenlerin yalancısıyım.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ekip arkadaşı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise “has” arkadaşı, “yoldaşı” Gürsel Tekin’i, koskoca İzmir’de karşılayanların sayısı iki elin parmaklarından azdı!...
Yani, “kimse yoktu!...”
PASAPORT rezil...
Birinci Kordon çakma!...
Bu benzetme ya da teşhis, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ait.
Yüzde yüz doğru...
Hattâ az bile...
Amaaaaaaaaaaaa...
Sayın Başkan...
ALTI Ekim’de, Resmi Gazete’de yayınlanan bir kararla neredeyse herkesin kanını donduran, sıfır gümrükle süt tozu ve tereyağı ithalatına izin verildi.
Türkiye 2500 ton süt tozu ve 2500 ton da tereyağı ithal edecek.
Pek çok kişi küçümsüyor,
“Canım, 2500 ton süt tozu gelse ne olur?” diyor.
Pratik olarak doğru.
Çünkü bu kadar süt tozundan 25 milyon litre süt üretilebilir.
Bu da, nüfusumuzu 75 milyon kabul edersek istatistiksel olarak üç kişiye bir litre süt tozundan yapılmış süt düşecek demektir.
İZMİRLİ 100 işadamı ortaklığıyla kurulan Kipa, İngiliz perakende devi Tesco tarafından satın alındıktan sonra mağazacılıkta belki de ilk ve bu kadar kapsamlı bir konsept değişikliği yapıyor.
Ve bu yeniliğin zamanlaması, Avrupa ülkeleriyle birlikte ilk kez Balçova’da başlatılıyor.
Tesco Kipa Ceo’su Paul Ritchie ve Operasyon Direktörü Tony Haggett, dün Tesco Kipa’nın yeni formatı, “Extra Mağaza”yı, normal AVM’lere göre “Extra”nın farklı yönlerini anlatırken, şöyle bir gerçeğin altını çizdiler:
“Tesco Kipa Extra Balçova Mağazası’nda, tüketicinin arayıp da bulamayacağı hiç bir ürün olmayacak...”
Yani Balçova Kipa, artık bir “yok yok mağazası” oldu.
Tesco Kipa’nın yeni formatı “Extra”, tam yedi yıllık bir AR-GE çalışmasının geldiği son nokta.
Yenilik sadece mağazanın dekorasyonunda yapılan değişikliklerle sınırlı değil.
PASAPORT’ta çay içmek en sevdiğim eğlencelerden biridir.
Su gibi güzel kızlar, gencecik delikanlılar, deniz, körfez vapurları, elinizde güzel demlenmiş çay...
Daha ne olsun?
Çaydan birinci yudumu alıp, yolcularını indiren vapuru süzmeye başlamıştım ki arkamdan birisi “Merhaba abi!” dedi.
Dönüp selâma karşılık vereyim dememe kalmadan “Merhaba”nın sahibi masama gelip sandalyeyi çekti, destur vermeden teklifsizce oturdu.
- Nasılsın abi?
- Teşekkür ederim, siz nasılsınız?