Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir’de ortam karışık...
İlçe Belediye başkanlarının Büyükşehir isyanını bastırmak için devreye CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel girdi ama o da suların durulmasını sağlayamadı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel’in, Altınyol’daki işyerinde, spontane oluşan başkanlar zirvesinde, herkes eteğindeki taşları döktü.
CHP’li İlçe Belediye başkanlarının, CHP’li Aziz Kocaoğlu’nun yönetim tarzı ve tutumundan yakınırken sarf ettikleri ağır sözler ve suçlamalar, olayın ne kadar ciddi ve tehlikeli bir boyuta ulaştığının habercisiydi.
29 Mart 2009’da İzmirlilerin yarıdan fazlasının oyunu alarak seçilen CHP’li yerel yöneticilerin, 2.5 yılda neredeyse aynı masaya oturamayacak hale gelmeleri, bu toplantıdan çıkan en çarpıcı sonuçlardan biriydi.
* * *
Karşıyaka-Bayraklı-Çiğli-Buca Belediye başkanları, CHP Genel Başkanı Alaattin Yüksel’e de veryansın ettiler.
Hararetli tartışmaların yaşandığı “Yükseliş Zirvesi”nde, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın bir ara Alaattin Yüksel’e, “Bu partiyi Kocaoğlu ile sizler bu hale getirdiniz. Ama faturası çok ağır olacak. Altından kalkamayacaksınız. İzmir’i AK Parti’ye teslim etmek üzere olduğumuzun farkında değil misiniz?” sözleri toplantıyı iyice gerdi.
Yüksel-Karabağ arasındaki tartışmanın büyümesini, Cevat Durak, Ercan Tatı ve Metin Solak’ın araya girerek önledikleri öğrenildi.
* * *
Olayın kamuoyundaki algılanış biçimi çok farklı.
İzmirliler bu olaylara, ayrı ayrı toplantılar düzenleyerek medya üzerinden birbirlerini suçlayan CHP’li yerel yönetim kadrosu olarak bakıyor.
Bu nedenle de bu kavga bir an önce bitmek zorunda.
Nasıl mı?
Kim geri adım atacaksa atmalı.
Belki bir taraf kazanmış olacak ama, bu bile iki tarafın kaybetmesinden daha iyidir.
* * *
İlçe belediye başkanlarının haklı talepleri var.
Çünkü hepsinin öncelikli sorunu, ilçelerinde yeterince hizmet ve yatırım yapamamak ve Büyükşehir’den bu konuda “yardım” görememek.
Bunu da şöyle özetliyorlar:
“Büyükşehir’den şahsımıza iş ve ihale istemiyoruz. Bürokrasi engelinin kaldırılmasını ve en azından yasal olarak Büyükşehir’e devredilen gelir paylarımız kadar ilçelerimize hizmet getirilmesini istiyoruz. Bir de bizler sıradan Büyükşehir memuru değil, seçilmiş yöneticileriz. Bir şey yapılacaksa ya da yapılırken, mutlaka bize danışılmalı ve fikrimiz alınmalı.”
* * *
Ve isyan cephesi...
İlçe belediye başkanları arasındaki dayanışma giderek ciddileşiyor.
Başkanların “hizmet” ötesinde bir başka ittifakları da siyasetle ilgili.
Hedeflerinde Kocaoğlu-Yüksel yapısını bozarak CHP’nin il ve ilçe kongrelerine ağırlık koymak.
Söylemlerine göre, “ittifak” içindeki başkanlar, İzmir’de 2.7 milyon kişiyi temsil ettiklerini ve onlara daha iyi hizmet verebilmek için böyle bir yola çıktıklarını söylüyorlar.
Siyaseten de İzmir’in 30 ilçesinden 21’inde “hakimiyetimiz var” diyorlar.
İzmir’deki bu tablodan hiç şüphesiz CHP Genel Merkezi de rahatsız.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her an olaya el koyabileceği konuşuluyor.
Nitekim dün İl Başkanı Tacettin Bayır’ın bu rahatsızlığı, “Gürsel Tekin” üzerinden seslendirmesi, “müdahale” geleceğinin bir işareti olarak yorumlanmalıdır.