Geçen pazar sabahı bir tatsız sürprizle uyandım.
Tuvaletin ışığını yaktığımda elektriklerin kesik olduğunu anladım.
Önce, genel bir kesinti zannedip biraz bekledim.
Daha sonra koridorda ışık olduğunu görünce, sadece bizim dairenin sigortalarının attığını düşündüm.
Merdivenlerden inip, elektrik panosunu açtığımda hiçbir dairenin saatinin çalışmadığını gördüm.
Zaten bir süre sonra koridordaki elektrik de gitti.
En yakındaki elektrikçi dükkanına gidip, cep telefonundan ilgiliyi kişiyi aradım.
Elektrikçi 30 dakika sonra gelip baktı.
Sorunun büyük olduğunu ve apartmana elektrik gelmediğini söyledi.
Bunun üzerine TEDAŞ’ı arayıp arıza ekiplerine haber verdim.
* * *
Arıza ekipleri gelince, benim ve tüm apartman sakinlerinin çilesinin yeni başladığını anladım.
Çünkü, kendilerinin sadece elektrik direğine kadar sorumluğu olduğunu, sorunun ise apartman ile elektrik direği arasındaki ana caddenin altındaki kablolardan kaynaklandığını söylediler.
Bizim, apartman sakinleri olarak ana caddeyi kazarak altındaki sorunu bir elektrikçi tutarak çözmemiz gerektiğini ifade ettiler.
Önce anlayamadım.
“Nasıl olur? Ana caddeyi biz nasıl kazarız? Altından doğalgaz, su ve elektrik gibi bir sürü hattın geçtiği caddeyi biz nasıl ve hangi yetkiyle deşebiliriz?” dedim.
“Uygulama böyle, siz yapacaksınız” cevabını verdiler.
Bu arada daha pratik ama geçici bir çözüm önerdiler.
Direkten havadan bir kablo yardımı ile elektrik alabileceğimizi söylediler.
“Ama bunu da yine kendiniz yapacaksınız, biz karışmayız” dediler.
* * *
Pazar gününü apartmandaki 8 aile elektriksiz geçirdik.
Pazartesi günü, apartman yöneticisi ile TEDAŞ’ın yetkilileri ile görüştük.
Cevap aynıydı:
Direk ile yol arasındaki bağlantıyı kendiniz yapacaksınız...
Yani; yolu kazıp arızayı kendiniz bulacaksınız...
Bir elektrikçi tutup yolu kazdırıp, arızanın giderilmesine çalıştık.
Bu arada pazartesi günü saat 20.00 ’yi buldu.
Tekrar TEDAŞ ekiplerini çağırıp elektrikçinin tamiratı yaptığını söyledik.
Ekipler gelince, çilemizin bitmediğini anladık.
“Bu elektrikçi yapamamış, olmamış. Size bu koşullarda enerji veremeyiz” dediler.
Çaresiz pazartesi gününü de elektriksiz geçirdik.
* * *
Salı sabahı elektrikçiyi tekrar çağırdık.
TEDAŞ ekiplerine de haber verdik.
Ekipler bu kez yeraltından arıza tespitinin çok zor olduğunu söylediler.
“Bizim bir arıza tespit cihazımız var ama paralı. Siz, en iyisi şimdilik havadan hat çekin, sonra yeraltı işiyle uğraşırsınız” diye nasihat ettiler.
Bu arada apartman yöneticisine, “En geç 1 ay içinde hat yeraltına alınacaktır” şeklinde bir kağıt imzalatmayı da ihmal etmediler.
Bu yazıyı salı öğleden sonra yazarken, apartmana hala elektrik bağlanmamıştı.
Yani İzmir’in tam ortasında 3 gün boyunca elektriksiz kaldık.
TEDAŞ, insanları çok büyük bir risk ve tehlikeye sokuyor.
Bu ana caddenin altında kazı yaparken ya da elektrik bağlarken başka yerlere zarar versek, ne olacak?
Doğalgaz ya da su hattını patlatsak bunun sorumluluğunu kim alacak?
Bu arada söylemedi demeyin.
Evinizde mutlaka enerji nakil hattı kablosu bulundurun.
Hatta kazma ve beton delici de alsanız iyi olur.
Çünkü, elektriğiniz kesilirse, TEDAŞ’a laf anlatmanız mümkün değil.
Bu yazıyı İzmir’in göbeğinde, sıcaklarda tam 3 gün elektriksiz kalan apartman sakinlerinden gazeteci Mustafa Yılmaz kaleme aldı.
Ben de 2011 Türkiyesi’nde ve ülkenin en batısındaki İzmir’de yaşanan bu olayı ibretle okumanızı istedim.