Kurultay öncesi, Parti Meclisi’ne girecek isimler havada uçuşuyor.
Gazeteci yakını olan milletvekilleri ve partililer, kendilerinden sıkça söz edilirse sanki listeye girme şansları artacakmış gibi, “kulis” söylentisi adı altında el altından isimlerini sızdırırlar.
Gazete ve internet haber siteleri de “sazan”laşıp üzerilerine atlarlar.
Sonuç?
Kaos, isim kirlilği ve toz-duman...
1974’den bu yana CHP’de onlarca kurultay yaşadığım için bu “balon” haberlere şerbetliyimdir.
Bulaşmam, karışmam...
Verdiğim sözü tutamıyorum; özür dilerim.
Geçen pazar; bu hafta alışık olmadığınız bir yazım olacak.
Dünyanın en güzel ikinci kadını, sevgili eşim Meltem Hanım’ın bana çektirdiklerini...
Sucuklu yumurtaya nasıl hasret kaldığımı...
Her gün yazar çizeriz ama “İzmir acaba, bizim yazdıklarımızı mı, yoksa başka şeyleri mi konuşur?” diye hep merak etmişimdir. Örneğin; Haziran ayı boyunca İzmir’de hangi olaylar ve kişiler konuşuldu.
Haziran gündemini araştıran Medya Takip Merkezi’ne göre, İzmir’de ay boyunca en çok EXPO 2020, nazar boncuklu yeni logo ve Avrupa Sağlıklı Şehirler toplantısı haberleri, basında en çok öne çıkan konular oldu.
* * *
Peki ya haziranda öne çıkan İzmirliler?
Medya Takip Merkezi’nin İzmir gündemini araştıran raporuna göre, haziran ayında medyada öne çıkan İzmirli isim; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım oldu.
İzmir-Ankara hızlı treni için atılan imza törenine katılan Bakan Yıldırım, 2 bin 142 haberde adından söz ettirdi.
Eline sağlık Ayşen kardeş...
Katı kalpli biri değilimdir ama yazılanlardan pek etkilenmem.
Ege’de Sonsöz’deki köşeni okuduğumda, inan ki tüylerim diken diken oldu Ayşen Tekşen kardeş.
Yüreğine, kalemine sağlık...
Uzun süredir yazmak istiyordum benden erken davrandın.
Olsun...
Aziz Kocaoğlu, Birinci Kordon’u sabahtan gece yarısına kadar trafiğe kapatarak bir hata yaptı diyelim.
Peki bu kentin diğer yöneticileri nerede?
Merak ediyorum;
Bu devlet, İzmir’e niçin Emniyet Müdürü atar?
Güvenliğimiz, can ve mal emniyetimiz, yasaları çiğneyenlerle mücadele; kısacası kentin huzuru...
Bir de...
Yol güvenliği ile trafik düzeninin sağlanması için.
Bir yılı aşkın süredir, ne olduğu belirsiz, ne olacağı da belli olmayan saçma-sapan bir operasyon ve sonrasında açılan dava ile uğraşıp durduk.
Büyükşehir Belediyesi’nin adeta kanını emdi!
Özellikle de Başkan Aziz Bey’in...
Gönül, tüm tutukluların serbest kalmasını arzu ederdi, ama bir fire verdik.
İnancım, yasal itiraz süreci içinde Genel Sekreter Pervin Şenel Genç için de “özgürlük günü”nün uzakta olmadığı yolundadır.
Ve artık Büyükşehir Belediyesi, tüm gücüyle “işe konsantre” olup, yaşanan süreç içindeki “açığı” kapatmak zorundadır.
Bu hafta alışık olmadığınız bir yazım olacak.
Dünyanın en güzel ikinci kadını, sevgili eşim Meltem Hanım’ın bana çektirdiklerini...
Sucuklu yumurtaya nasıl hasret kaldığımı...
Çeşme’de bu yıl da “yaz bekarı” kaldığım bir gece, eğlence mekanlarıyla ünlü biçlerde başıma nelerin geldiğini...
Bir balık yemek için oturduğum restoranda önüme konulan hesap pusulasını görünce, kalp krizi geçirip Alper Çizgenakat’ın acil servisinde gözlerimi nasıl açtığımı...
Aya Yorgi’deki gürültü krizinde kimin haklı, kimin haksız olduğunu...
Hepsini... Ama hepsini izninizle haftaya bırakıyorum...
Benim bile kafam karışık...
Hakim ve savcılarınki nasıl karışık olmasın? İzmir’de iki gündür devam eden Büyükşehir Davası’nda aslına bakarsanız tam bir hukuksal garabetle karşı karşıyayız.
Başkan Aziz Kocaoğlu ve 130 arkadaşı, 250 ve 251’inci maddeden yargılanıyorlar.
Ancak son çıkarılan kanunla, 250 ve 251. maddelerin yetkileri Terörle Mücadele Yasası’na eklendi.