Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Benim bile kafam karışık...

Hakim ve savcılarınki nasıl karışık olmasın? İzmir’de iki gündür devam eden Büyükşehir Davası’nda aslına bakarsanız tam bir hukuksal garabetle karşı karşıyayız.

Başkan Aziz Kocaoğlu ve 130 arkadaşı, 250 ve 251’inci maddeden yargılanıyorlar.

Ancak son çıkarılan kanunla, 250 ve 251. maddelerin yetkileri Terörle Mücadele Yasası’na eklendi.

Ergenekon, Balyoz, Andıç ve KCK davaları neyse...

Büyükşehir’de devlete karşı işlenmiş bir cürüm, darbe girişimi, terör suçu ya da silahlı bir çete yok ki? Silahlı değil ama menfaat çetesi var diyebilir misiniz? Diyemezsiniz...

Ne çete örgütünün başı olmakla suçlanan 1 nolu sanık Kocaoğlu hakkında ne de diğerleriyle ilgili, “şunu yaparak cebine şu kadar para koymuştur” diye bir olay da yok.

Bazı ihalelerde kamu zararı oluşmuşmuş! Muş... muş... diyorum; Çünkü, bu suçlama bilirkişi olarak atanmış Maliye müfettişlerinin iddiaları...

Yani ortada kesinleşmiş, sağlıklı ve objektif bir bilirkişi raporu yok.

Ve Büyükşehir’in bürokratları 430 gündür tutuklular.

Ben buna, hükümlülüğe dönüştürülmüş tutukluluk diyorum.

İddiaları bir daha sıralıyorum: Çankaya Katlı Otopark’ı; Kocaoğlu, mafyavari bir şirketin verdiği fahiş fiyata, bu kişilere değil de işletim hakkını belediye şirketine vermiş.

Yani suçu; kamunun malını kamuya vermek.

ESHOT Durak İhalesi; Neden bu ihale Türk lirasından değil de döviz cinsinden yapılarak kurum zarar uğratılmış.

Döviz cinsinden yapılan ihalenin kurumu zarara uğrattığı iddiaları var ya; beni bırakın bu devirde kargaları bile güldürür beyler.

Hem de kahkahalarla...

Köylüden mandalina alıp okullara dağıtmak...

Manisa’daki üretici kooperatifinden atkı-şal alıp öğretmenlere dağıtmak...

23 Nisan’da çocuklara sandviç-kola-ayran dağıtmak için alım yapmak...

Böyle saçma sapan iddialarla uzayıp giden bir dava dosyası...

Ne zengin olan; yat, kat alan var.

Ne altındaki arabasını son model Mercedes, BMW, Audi ya da Jeep’le değiştiren var.

Ne, daha önce Kemeraltı’ndan giyinirken, çakma marka çanta kulanırken, bunları atıp hakikilerini alan var.

Ne çocuğunu Amerika’da okutan var.

Kısacası hiçbiri yok...

Doğrusu benim vicdanım kanıyor, canım çok yanıyor...

Başka vicdanı sızlayan, canı yanan var mı bilmiyorum ama; Müfettiş raporlarına dayandırılarak, iki dinleme, üç-beş şikayet üzerine 25-30-35 yıllık memuriyet hayatı bulunan kişilerin, bırakın 200-400 küsur gün, bir gün dahi cezaevinde tutulması, ellerine kelepçe vurulması pek adaletli değil gibime geliyor.