Bu gece bitecek, Filistin özgür olacak...

27 Haziran 2024

İsrail’in kendisini savunma hakkı var mıdır? Vardır. Her ulusun, ülkesini yabancı saldırılarına, terör saldırılarına karşı savunma hakkı vardır.

Ama İsrail’in 7 Ekim’den beri yaptığı “savunma” değil, mahkeme kararıyla sabit, soykırıma yol açan bir savaş. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’e Gazze’ye karşı sürdürdüğü savaşı sona erdirmezse, soykırım suçlusu ilan edileceğini, başbakan ve sorumlu bakanlarının tutuklanması için karar alacağını bildireli 153 gün oldu.

Bu 4 aylık sürede Netanyahu ve İsrail Silahlı Kuvvetleri ne gibi cinayetler işledi? Ne gibi insan haklarını ihlal etti? Artık akşam haberlerinde trafik kazalarının da ardından verilen iki satır “Bugün Gazze’de yine katliam devam etti; şu kadarı çocuk, şu kadar kişi öldürüldü!” haberlerinde gösterilen, yarısı flu, yarısı karanlık video parçacıklarına şöyle bir bakıp geçiyoruz. Fault Lines isimli bir belgesel grubu, Forensic Architecture ve Earshot isimli kuruluşlarla iş birliği yaparak, BM İnsan Hakları Örgütü, Uluslararası

Yazının Devamı

Dış politika hedeflerinde uzlaşmak, olması gerekendir (2)

24 Haziran 2024

Bir gazete köşesinde belki güncel olup bitenin irdelenmesi gerekir ancak geçen yazıda başladığım, bir ölçüde kuramsal “ulusal dış politika” ve onun bütün partilerce desteklenmesi konusuna son bir dokunuş için izninizi istiyorum. (Böyle “kuramsal” dokunuşlar deyince aklıma, Latin edebiyatında atasözü haline gelmiş, resimlerinde ayakkabılardan başka yerleri eleştirmeye kalkan ayakkabıcıya, ressam Apelles’in “Ne supra crepidam /Ayakkabıdan yukarı çıkma!” uyarısı gelmiyor değil!)

Bütün partilerin, onların içindeki koalisyonlar ve ittifakların, ülkenin dış politikası ve onun rüknü olan savunma (güvenlik) hedeflerinin paylaşılması, özellikle ABD’nin sağladığı küresel “düzen” anlayışının sona doğru evrildiği görüşlerinin yayıldığı şu sırada çok önemli. Ülkemiz için ne yazık ki böyle bir ortak anlayış, ortak tutum, ortak ülküler olmadı.

Tam olmadı değil: Osmanlı Devleti’nin sona ermesi ve yerini irili ufaklı 11 ülkenin alması sırasında

Yazının Devamı

Normal olan dış politika hedeflerinde uzlaşmaktır (1)

20 Haziran 2024

Bir “iç politika” yazısına başlıyor gibiysem de, değil. Küresel veya bölgesel anlamda etkili ulusların hemen hepsinde, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana sağıyla-soluyla, tutucusuyla-ilericisiyle bir uzlaşma, ortak ilkelerde ve hedeflerde birleşme göreceksiniz. Buna hasret ve bu sebeple de etki alanı kâh genişleyen, kâh daralan ülkemizde, her şeyden önce dış politika hedeflerinde normalleşme olmalıdır.

Normalleşme demeyelim; MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle “değerlendirme ve tefrik” diyelim. Bayram mesajında “Ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur” diyen Sn. Bahçeli, bu ifadeyi, “Çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki ağlarını değerlendirmeye ve yeni baştan tefrik etmeye müştereken ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim” cümlesiyle tamamladı. Dış ilişkilerde artıları-eskileri tartmak, bunları birbirinden ayırt etmek, aralarındaki farkı görerek bir dökümünü yapmak zorundayız. Buna ülkenin ihtiyacı vardır.

Böyle bir değerlendirme, bu hedeflerin bir partinin ya da partiler-arası bir ittifakın değil,

Yazının Devamı

Savaş Avrupa’ya yayılırsa Rusya kaybeder

17 Haziran 2024

Şöyle bir barıştırma toplantısı düşünmeye çalışın lütfen. Siz ve ben kavga ediyoruz; ben, bugüne kadar bana sizinle kavga etmem için imkân ve silah sağlayan 90 kadar dostumu alıp bizi barıştırmaları için yapılan bir toplantıya geliyorum; ama siz o toplantıya katılmıyorsunuz. Bırakın katılmayı, çağrılmıyorsunuz bile. Bu barıştırma toplantısının iyi niyetine, verimli olacağına inanabilir misiniz?

İsviçre, dün ve önceki gün, 100’e yakın ülke ve kuruluşun temsilcileriyle, Ukrayna ile Rusya arasındaki “savaş” haline son verilmesini sağlama amacıyla bir toplantı düzenledi. Ancak tplantıya Rusya davet edilmedi. Ev sahibi İsviçre, Rusya’nın da “mutlaka” katılmasını istediklerini ancak “Moskova katılmaya arzulu görünmediği için çağırmadıklarını” açıkladı.

İnsan, bazen inanamıyor çağımızdaki bu uluslararası ilişkiler protokollerine! Günümüzde 18 ve 19. yüzyılın diplomatik nezaket kuralları filan tamamen geçersiz görünüyor. Bu gidişatın hayırlı sonuçlara,

Yazının Devamı

Provokasyona rağmen Rusya, Çin ve İran

13 Haziran 2024

Bir önceki yazıda irdelediğimiz “ABD dünyadan elini ayağını çektikten sonra” önermesinin birkaç muhtemel sonucundan biri, “Her koyun kendi bacağından asılır” anlamında, “ABD koruması olmadan, her ülke kendi başının çaresine bakar” yargısıdır. Bu ifadeyi sözüm-ona Türkiye uzmanlarının NeoCon dergilerinde, sözüm-ona analizlerinde, şu tamamlayıcı cümleyle birlikte görüyoruz:

“Rusya’nın Kuzey Avrupa’da eli çok meşgul olacağı için, Türkler Rusya’dan korkmadan, Kafkaslar ve Hazar’ın kuzeyi ile doğusuna açılmalıdır.”

Evet, Rusya (örneğin İran-Suriye denklemindeki gibi) fahiş hatalar ülkesidir. Sovyetler’den miras kalma “küresel çapta egemen büyük devlet” psikozuna zaman zaman kapılabilmektedir. Ve evet, bu tutum ve davranışların yol açacağı yanlışlıklar, dünyanın büyük bir savaşın basamaklarında bulunduğu bu devrede bedeli ağır sonuçları getirebilir. Ancak bu provokasyon kokan hatırlatmalar, Türkiye ile Rusya’nın dengeli

Yazının Devamı

Tutmayın Manü’yü!

10 Haziran 2024

Trump’ın 5 Kasım’da seçimleri kazanıp ABD’ye yeniden başkan olması ihtimali arttıkça, medyada ve siyasal çevrelerde “ABD sonrası dönem” hakkında yorumlar, demeçler de artmaya başladı. 2003 yılında, o zamanki başkan George W. Bush zamanında ifade edilmeye başlanan, ABD’nin müttefiklerine sağladığı güvenlik desteğinden hasımlarının da yararlandığı, buna engel olmak için, Amerikan üslerinin boşaltılması ve birliklerin geri çekilmesi fikri, her ne kadar süre giden NATO’nun doğuya doğru genişlemesi fikriyle çelişse de hala gündemde.

Trump, kaybettiği 2020 seçimleri öncesi geri çekilme fikrini çok daha ayrıntılı olarak ortaya atmış, takvimler vermiş ve “Avrupalı ortaklarımız asalak tavırlarını terk ederek NATO paylarını arttırmazlarsa, Putin’e ‘Gel bunlara ne istiyorsan yap’ diyeceğim” diyerek, 1947’den beri devam eden Pax Americana (Amerikan Barışı) isimli güvenlik şemsiyesini kaldıracağını ilan etmişti.

Seçimleri Biden kazandı. ABD’nin Ukrayna üzerinden Rusya

Yazının Devamı

Tavadan ateşe düşmek

6 Haziran 2024

Bütün Avrupa dillerinde atasözü veya deyim olarak ortak bir söylem vardır. Aslı Antakyalı Roma generali olan Germanicus Caesar’ın bir şiirinden gelir: Tavada kızartılmaktan kurtulmak için çabalarken, ateşe düşmek. Tam olarak “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” anlamında bir beceriksizlik, çaresizlik, köşeye kıstırılmışlık ifadesi...

Şu sırada bu ifade, en uygun yerini, 152 gün sonra sandık başına gidecek ABD’li seçmenlerin çaresizliğinde buluyor. Adaylardan biri Başkan Biden. Kimine göre bunak, kimine göre daima çok başarılı siyasetçilerin gölgesinde “ikinci adam” rolü oynadığı için beceriksizliği gizli kalmış birisi, kimine göre de Trump’ın kazanmasını önlemek isteyen Amerikalı seçmenin çaresizlikle tercih etmek zorunda kaldığı kişi. Diğeri Trump... Artık tescilli bir “suçlu.” Suçlu olduğu şey, “ağır hapis cezası gerektiren cürüm” değil ama vergi kayıtlarında sahtecilik, 4 yıla kadar hapisle cezalandırılabilir.

Yazının Devamı

Kim kimi hançerlemeli?

3 Haziran 2024

Yok hayır! İç siyasal hançer söylemine değil, uluslararası hançerleme önerilerine dair bir gözlemi sunmak istiyorum.

Gün geçmiyor ki, akademik bir omurgası (henüz) olmayan jeopolitik analiz alanında uzmanlığını ilan etmiş bir kişi, kendisi gibi kerameti kendinden menkul bir internet sitesinde (örneğin, Brussels Signal: brusselssignal.eu veya National Interest: nationalinterest.org) “Rusya dağılıyor,” “Çin çöküyor” diye başlayan ve ABD yönetimine bu süreci hızlandırması için neler yapması gerektiğini anlatan bir yazı çıkmasın.

Bu arada, eskilerin Rüşvet-i kelâm (lip service-göstermelik saygı) dedikleri türden, Türkiye’ye bir ucundan tutup, bir hançer uzatıyorlar ki, anlıyorsunuz Türkiye onların gözünde hala Osmanlı’yı yıkıp, onun yerine kurdukları söz dinleyen bir ülke olsa gerek: Türkiye bu hançeri alıp, önce Putin’i, sonra Şi’yi sırtından vursun. Bu zevatın gözünde çok zor olmasa gerek, ulusların uluslara, ittifaklara ihaneti.

Bu

Yazının Devamı