ABD’de Demokrat Parti başkan adayı belirleme kurultayı yaptı ve haftalar önce açıklandığı gibi, Biden, gözyaşları içinde, başkan adaylığından çekildi ve Kamala Harris alkışlar içinde adaylığı kabul etti.
Şikago’da bugün sona erecek kongrenin ilk gününde, Başkan Biden, sanki Gazze’de 40 bin kişinin katline, 9 bin kişinin kayıp olmasına, 33 bin kişinin yaralanmasına sebep olan bombaları, roketleri ve para yardımını yapan kendisi değilmiş gibi, kongre salonun çevresinde toplanan soykırım aleyhtarı, Filistin yanlısı protestocuları kastederek, “Bir noktada haklılar” dedi.
Sonra açıkladı ne demek istediğini: “Her iki tarafta da çok sayıda masum insan öldürülüyor.”
Dışarıda toplanan, ellerinde Filistin bayrakları, boyunlarında sembolik Filistin atkıları ve İsrail’i kınayan, Başbakan Netanyahu’yu eli yüzü kanlı, dişlerinde Filistinli bebek cesetleri ile gösteren posterler yokmuş da, sadece Orta Doğu’daki çatışmaları protesto eden bir grup genç varmış gibi! ABD başkanı “Katil Netanyahu; suç ortağı Biden” diye sloganlar atan Amerikalıları onaylayacaksa, onları haklı görüyorsa, “Bir noktada haklılar…” diye başladığı cümleyi, neden bu mesajı pekiştirecek bir şekilde sürdürmüyor da, lafı çevirerek, iki tarafın da haksızlıklarını dile getiriyormuş, Filistinlileri de Israil’i de itidale davet ediyormuş gibi tevil ediyor? Bununla yetinmiyor; İsrail’in soykırımına varan ve kendisinin de suç ortağı olduğu katliamı basit bir “ırk ayrımcılığı” düzeyine indirgiyor, kapının önündeki gösterinin 2017’de Virginia eyaletinin Charlottesville kentinde ırkçı beyazların Afrika kökenli Amerikalılara karşı yaptıkları yürüyüş ve şiddet eylemlerini hatırlattığını söylüyor.
“Ne kadar demokratik bir lider! Ne kadar insan haklarından, eşitlikten yana!” denilmesini bekliyor olmalı. Ama yine yanılıyordu; çünkü ne bu suret-i haktan görünme gayreti, ne demokratlık gösterisi, Biden’ın da, yerini verdiği Kamala Harris’in de şaşmaz bir İsrail savunucusu olduğunu gözden kaçırmadı. Belki bir ölçüde Trump’ı etkilemiş olmalı; çünkü bir tek o, “Beyni yıkanmış bunak Biden, bu sözleriyle İsrail’den yana olmadığını gösterdi” dedi. Trump, Biden’dan daha çok İsrail yanlısı
olduğunu gösterebilmek için, fütursuzca Filistinlileri tehdit ediyor, “Filistinliler ben göreve gelmeden bütün rehineleri salıverseler onlar için iyi olur!” diyor.
Ancak Ocak’a daha çok var. ABD’nin seçimlerinin yapılacağı Kasım’dan önce, yeni ders yılının başlayacağı bugünlerde, gençlerin üniversite kentlerine dönmesi ile Demokratların da Cumhuriyetçilerin de görmedikleri ölçüde protestolar, gösteriler ve (insan dilemiyor ama) çatışmalara tanık olacağı tahmin edilebilir. Yaz tatili başlarken İsrail’in Gazze katliamı henüz bugünkünün yarısından az kurban almıştı. Bu bile, ABD’de büyük-küçük üniversite kentlerini ateşe atmaya yetmişti. Katliamın boyutları her gün artarken, İsrail’in 7 Ekim baskında Hamas’ın şiddet eylemlerinin boyutları hakkında söylediği yalanlar da daha çok gün yüzüne çıkıyor.
İsrail hükumeti, ülkesini her gün biraz daha uygar insan topluluğundan soyutluyor. İsrail’in bölgenin tek demokratik ülkesi, ve “ne olursa olsun İsrail insan haklarına saygının yer aldığı bir ülke” yalanı sürekli daha geniş kitlelere yayılıyor. Toplumlarının en duyarlı, en korkusuz ve en aktif kesimi olan üniversite gençliği, sadece sokakları değil, ABD seçimlerinin de hiç beklenmedik sonuçlar vermesine sebep olarak siyaseti de altüst edecektir.