Kanola, ayçiçeği, aspir gibi yağ bitkilerini eken çiftçi, hasadının yüzde 10’undan elde ettiği yağ ile traktörünü çalıştırabiliyor. Tabii bunun için önce traktöre yeni bir yağ deposu ve yakıt kiti eklenmesi gerekiyor.
Tarımda güzel şeyler de oluyor. Topluluk destekli tarım modeliyle kurulan çiftliklerde, adeta devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor. Eğitimli, dünyayı takip eden ve toprağa bilimsel yaklaşan ‘şehirli çiftçiler’, gittikleri köylerde büyük bir dönüşüme öncü oluyor. Bunun en güzel örneği de Güneşköy Kooperatifi. ODTÜ Kimya Bölümü’nden Prof. Ali Gökmen ve eşi Prof. İnci Gökmen’in Kırıkkale’de kurduğu kooperatif, köyü hem organik tarımla hem de biyoyakıtla tanıştırmış. Biyoyakıt projesi, çiftçinin en önemli gider kalemi olan akaryakıt bağımlılığını tamamen ortadan kaldırabilecek bir çalışma. Türkiye’de ilk kez Kırıkkale’nin Yahşiyan ilçesi Hisarköy’de denenmiş.
Biyoyakıt teknolojisini keşfetmiş
Projeyi tasarlayan da Güneşköy Kooperatifi’nin üyeleri. Prof. Dr. Ali Gökmen, dahil oldukları Küresel Ekoköyler Ağı’nın (GEN) Almanya’daki toplantısında biyoyakıt teknolojisini keşfetmiş. Sonra da bunu Birleşmiş Milletler’in verdiği fon desteği ve Türk Traktör’ün sağladığı bir araçla Hisarköy’e taşımış. Projenin temeli, çiftçinin kendi yakıtını üretebilmesine dayanıyor. Yakıt da yağ bitkileri.. Kanola, ayçiçeği, aspir gibi yağ bitkilerini eken çiftçi, hasadının yüzde 10’undan elde ettiği yağ ile traktörünü çalıştırabiliyor. Tabii bunun için önce traktöre yeni bir yağ deposu ve yakıt kiti eklenmesi gerekiyor. Traktör, ilk birkaç dakika dizelle çalışırken, bir süre sonra diğer depoda ısınan yağ yakıt olarak devreye giriyor ve traktörü aynı kapasiteyle çalıştırmaya devam ediyor. Güneşköy’ün traktörünü soframızdaki yağ ile çalıştıran Ali Hoca, “Sistemin testlerini de yaptık. Biyoyakıtın güç verimi dizelle çok yakın. Traktörün işleyiş ve çekişinde hiçbir kayıp yaşanmıyor” diyor. Ancak gıda olarak kullandığımız yağ fiyatının, dizelden daha yüksek olması projenin yaygınlaşmasını de engellemiş. Zaten Ali Hoca da, amaçlarının çiftçiye kendi kendine yetebileceğini göstermek olduğunu, gıdanın yakıta dönüşmesini amaçlamadıklarını söylüyor.
Güneşköy, bölgede sadece teknolojik uyanışa vesile olmamış. Ekolojik dönüşüm de yaratmış. İnci Hoca, organik tarımla tanışan bazı Hisarköylülerin artık kimyasal gübre ve pestisit kullanmayı bıraktığını ve temiz üretime geçtiğini anlatıyor: “Köyden birkaç çiftçi bizim arazide çalıştı. Başta ‘Burada tarım olmaz, ürün alınmaz’ diyorlardı. Şimdi birlikte çalıştığımız 2 çiftçi organik tarıma döndü. Son derece mutlular. Onlar emeklerinin karşılığını alıyor, şehirliler de çocuklarına temiz gıda yediriyor. Maalesef ekonomik nedenlerle köyler tükenmekte. İşsizlik bizi üzüyor, özellikle de genç işsizlik. Gençlere farklı bir olanak sunmak için kooperatif çalışmalarına okuldaki gençleri de katıyoruz. Küçük çiftçiliğin mümkün olduğunu görüyorlar. Topluluk Destekli Tarım bizim ana hedefimiz. Hasat dönemleri her hafta bir torba sebzeyi destekçilerimize gönderiyoruz. Arazimize pestisitleri hiçbir şekilde sokmadık. Gençler, temiz bir şekilde tarımın yapılabildiğini görüyor. Otları elleriyle yolarken, zararlılarla doğal yöntemlerle nasıl mücedele edildiğine de tanıklık ediyorlar.”