Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Meğer, yediğimiz peynirde margarin olması, hatta sütsüz olması ihtimali
bile oldukça kuvvetliymiş. Nasıl mı? Anlatayım...

Süt ürünüyle “Tarım Oscar”ı alan kooperatifin yöneticisi anlatmıştı geçtiğimiz günlerde... “Antalya’daki gıda denetiminde peynirimizden bitkisel yağ çıktı bilgisi geldi. Şaşırdık, çünkü mümkün değil. Araştırınca, anlaşıldı ki; bizim etiketle başka bir firmanın peyniri satılıyormuş. O firma da, üretimini süte margarin ekleyip yapıyormuş.” Haliyle hemen sordum; ‘Bu peynir üretiminde yaygın mı?’ diye. Meğer, yediğimiz peynirde margarin olması, hatta sütsüz olması ihtimali bile oldukça kuvvetliymiş. Nasıl mı? Anlatayım...

Haberin Devamı

Peynir oyunları

1 kilo peynir 11 kilo sütten yapılıyor. Bir peynir teneke (w18-19 kilo) peynir için yaklaşık 200 kilo süte ihtiyaç var. Sütün maliyeti 350 lira. İşini dürüst yapan bu maliyetle satış yapıyor. Sahteci ise önce 200 kilo sütü ısıtıp kremasını alıyor. Bu da 7 kilo tereyağı demek. Bu yağa 7-8 kilo da margarin ekliyor. Ve 15 kiloluk ‘tereyağı’nı kilosu ortalama 20 liradan piyasaya sürüyor. Kalan 200 kilo yağsız sütü de, margarin ekleyip yağlı peynir olarak satıyor. Yani tam bir kazan kazan formülü. Yağdan ayrı, sütten ayrı para kazanıyor. Tabii olan da tüketiciye oluyor. Çünkü insan metabolizması için oldukça değerli olan süt yağı yerine damar hastalıkları ve kolesterole neden olan margarin yediriyorlar insanlara. Genelde bu tip üretimler açıkta ve etiketsiz satıldığı için denetime de tabi olmuyor.

Peynir oyunları

İade peynirle sahtecilik

Bir diğer sahtecilik yöntemi ise iade peynirlerin kullanıldığı yöntem. Bu yöntem, ürünlerin içerdiği aflatoksin nedeniyle kansere de davetiye çıkarıyor. Ege Üniversitesi Süt Teknolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Harun Uysal, oldukça yaygın olduğunu söylediği bu yöntemi şöyle anlatıyor; “İade peynirler, margarin, su ve nişasta, eritme tozuyla birlikte eritme kazanına atılıyor. Isıyla birlikte eritilen bu mamül, kalıplara doldurulup kaşar ve ‘eritme tulumu’ diye satılıyor. Gıda kodeksinde ‘eritme tulumu’ diye bir peynir çeşidi yok ama piyasada bu adla satışı yaygın. Bu yöntemi daha çok merdiven altı olarak nitelendirdiğimiz küçük ölçekli mandıralar kullanıyor. Böyle yaparak maliyeti düşürüyor ve ucuza ürün satıyorlar. Ama bu peynirlerdeki küf, kanserojen aflatoksin içeriyor. Bu tip peynirlerin alıcısı da daha çok turizm sektörü. Sahadan bize ulaşan bilgilere göre, maalesef süt ürünlerinde hile çok yaygın. Katkı maddesi kullanımı, aroma kullanımı da çok fazla. Koyun aroması, keçi aroması, tereyağı aroması gibi aromalarla süt ürünlerine aslında olmayan özellikler katılıyor.”

Haberin Devamı

Peynir oyunları

Peki tüketici ne yapacak?

Aslında gerçek peynire ulaşmanın en kestirme yolu güvenilir üreticiyi bulmak. Üreticiyi tanımak, üretim süreçlerinden emin olmak. Bu imkanı olmayanların da denetlenen, üretim bilgilerini etiketinde paylaşan üreticilere yönelmesini tavsiye ediyor uzmanlar. Mesela etikette yer alan kuru maddedeki yağ oranı, ürünün hangi oranda sütyağı içerdiğinin göstergesi. Tabii bir de maliyet hesabını yapabilmek gerek. Bugün kilosu 20 liranın altında satılan bir peynirin maliyetinin altında satıldığını göz önüne alırsak, bu peynirden şüphelenmemek mümkün değil.