Çocuklar, büyükler, en çok hangi kuruyemişi severler diye sorulduğunda çok kişi leblebiden, kabak çekirdeğinden söz eder.
Halbuki halkımızın çerezlik kuruyemiş tüketiminde ay çekirdeği başta geliyor. Bilenlerin anlattığına göre, halkımız ay çekirdeğinin sadece tadını değil, dişleriyle kabuğunu ayıklarken çıkan çıt sesini, açık anlatımla, ay çekirdeğini “çıtlamayı” pek seviyormuş.
Türkiye’de 7 milyar TL’lik bir kuru meyve ve yemiş pazarı var. Ancak bu pazarın tamamı çerezlik pazarı değil.
Büyük bölümü, fındık, ceviz, kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı gibi farklı amaçlarla kullanılan veya tüketilen kuru meyveler.
Çerezlik kuruyemiş pazarının büyüklüğünün 4 milyar TL dolayında olduğu tahmin ediliyor.
Çerezlik pazarı büyük
Monsanto, genetiği değişti-rilmiş tohum üretimiyle dünyada tanınan ve bu özelliği nedeniyle de tepki gören bir Amerikan firması. Bu firmayı Alman Bayer firması satın almak istiyor. Bayer’in iş hacminin yarısı insan sağlığıyla ilgili ilaç ve bakım ürünleri üretimi ama tohum ve tarım ilaçları da ana ilgi konuları.
Monsanto, Bayer’in 62 milyar dolarlık teklifini düşük bularak reddetti ama pazarlık kapısı açık. Monsanto’nun borsa değeri 42 milyar dolar dolayında.
ABD ile AB arasında serbest ticaret anlaşması müzakerelerinde, Monsanto’nun genetiği değiştirilmiş tohumlarının AB ülkelerine gümrüksüz ve serbest girişi önemli bir engel teşkil ediyordu.
Merak edilen, Bayer’in Monsanto’yu satın alması sonrası Monsanto’nun genetiği değiştirilmiş tohumlarının ne olacağı.
İkisi de tohumcu
Bayer ve Monsanto’nun 2015 (birlikte) toplam tohum ve tarım ilacı satışları 25 milyar dolar. Bunun yarısı tohum, yarısı tarım ilacı.
İkinci sırada ChemChine/Syngenta var. Birlikte toplam satışları 15 milyar dolar.
ABD’de Monsanto, mısır tohumu piyasasında birinci, Dupont ikinci. Pamuk tohumunda Bayer birinci, Monsanto ikinci. Soya tohumunda Dupont birinci, Monsanto ikinci. Monsanto’yu alınca Bayer ABD tarımında da ağı
Brexit, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını ifade ediyor. Brexit, “Britain” (Britanya) ve “Exit” (çıkış) sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor.
23 Haziran 2016’da İngilizler, AB’de kalıp kalmamaya karar verecekler. Referandumdan evet çıkması halinde İngiltere’nin AB üyeliği sona erecek.
İngiltere baştan beri AB içinde farklı bir statüye sahip, euro-para birliği, Schengen-vize birliği, Avrupa Sosyal Şartı, Temel Haklar Şartı gibi, AB’nin tüm üyelerini bağlayan düzenlemelerin dışında kaldı.
Buna rağmen İngilizler AB üyeliğinin ekonomik yönetişim, egemenlik, rekabetçilik ve göç gibi 4 temel konuda İngiltere’ye yük getirdiğine inanıyorlar.
İngilizler AB’yi sevemedi
Margaret Thatcher’ın 1990’da bir AB zirvesi dönüşü parlamentoda Avrupa ile daha fazla entegrasyona “Hayır, hayır, hayır!” dediği günden bu yana İngilizler AB’yi sevemedi.
İngilizler, AB’nin güvenlik ve ceza hukuku konularındaki düzenlemelerinin dışında kalmayı istiyorlar. Bir başka sorun, AB’ye her yıl ödenen 19 milyar sterlin bütçe katkı payı.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasını isteyenler, ”ticari bağların korunacağı dostane bir boşanma”dan söz ediyorlar. Norveç ve İsviçre gibi, üye olmadan AB ile yakın çalışan ülkele
Başbakan Yardımcısı Canikli’nin Yeni Teşvik Paketi ve Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin Yatırımları Teşvik için bir pakete yönelik açıklamaları, hükümet gündeminde artık ekonominin öne çıktığının işaretleri.
Önceki gün Başbakan Yardımcısı Canikli “Yeni Teşvik Paketi” ile ilgili bilgiler verdi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, başta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illeri olmak üzere geri kalmış bölgelerde “Yatırımları Teşvik” için yeni bir paketin hazırlanmakta olduğunu açıkladı.
Bunlar hükümet gündeminde ekonominin öne çıkmaya başladığının işaretleridir.
Geri kalmış bölgelerde, özel sektörle ortak yatırımlar gerçekleştireceği, yatırımlar başarıya ulaştıktan sonra ortaklıktan ayrılacağı belirtiliyor.
Site içinde çok katlı binalardan birinden daire alan dostlarımıza “Güle güle oturun”a gittik. Suratları iki karış(!) “N’oldu, derdiniz nedir?” diye soracak olduk. Başladılar anlatmaya “Hayatımız karardı... Biz bu daireyi nasıl satarız? Aldığımız kredi ne olur? Perişanız... Binaya giren çıkan belli değil. Stüdyo daireler ve 1+1’ler günlük, gecelik kiralanıyor. Binada da o kadar çok stüdyo daire ve 1+1 var ki... Satın alırken bunların gecelik kiralanacağı aklımıza gelmemişti.”
“Günlük daire kiralama” işini ilk defa dostumuzun yakınması ile öğrendim.
Eve döndüğümde bilgisayarın “günlük daire kiralama” sayfalarına girdim... Şaşırdım. Meğer bu iş büyük bir işmiş. Sadece bir adreste “İstanbul’da Günlük Daire Kiralayan” 4.479 kiralayıcının telefon numarası var. Türkiye genelinde günlük daire kiralayanların adresinin bulunduğu bir sitede 14.721 günlük kiralık daire var.
Günlük daire kiralama işi Türkiye’nin her yanına yayılmış. İzmir Konak, Eskişehir-Tepebaşı, Bolu-Merkez, Bursa-Osmangazi, Denizli-Pamukkale, Konya-Selçuklu, Elazığ Merkez, Samsun-Atakum, Kayseri-Talas... Yeni konutların yapılıp satıldığı ülkenin her yanına günlük daire kiralama işi yayılmış durumda.
Günlüğü 80-150 TL
Günlük
2016 yılının ilk 3 ayında ekonominin durumunu en iyi yansıtan gösterge milli gelir göstergesi.
Geçen hafta sonu yayınlanan yılın ilk 3 ayına ait milli gelir rakamlarından öğrendik ki, halkın tüketimi yüzde 6.9, devletin tüketimi yüzde 10.9 artınca, yılın ilk 3 ayında yüzde 4.8 büyümüşüz.
Büyüme, üretime dayanır. Üretim artınca ekonomi büyür. Üretimin artması ise talebe bağlıdır. Talep; (1) İç talep ve (2) Dış talep-İhracat diye ikiye ayrılır. Yılın ilk 3 ayında dış talep - ihracat artmadı. İhracatta yüzde 6.2 gerileme var.
Ama iç talep o kadar çok arttı ki, bu sayede beklenenin üzerinde bir büyüme gerçekleşti.
Yılın ilk 3 ayında tarımda üretim artışı yüzde 2.7 oranında. Sanayide üretim artışı yüzde 5.9 gibi yüksek bir oranda oldu. Daha önce yayınlanan Sanayi Üretim Endeksi de yılın ilk 3 ayında sanayi üretiminde yüzde 5.6 artışı işaret etmişti.
Borsa şirketleri nasıl?
Yılın ilk 3 ayında talepte görülen artış ve sanayi üretimde görülen artış acaba Borsa Şirketleri’ne nasıl yansıdı?
Milliyet Ekonomi’nin Borsa Yazarı Zeynep Aktaş’a sordum. O da zahmet edip benim için iki bölümlü bir tablo hazırladı.
Yaz ayları ve sonbahar ayları evlilik aylarıdır. Evliliğin ayı olmaz ama, bizde eskilerden kalma alışkanlık düğünlerin harman sonu yapılmasıdır. Tarımsal yörelerde ürün toplanır. Tarlada işler yavaşlar. Ürün satışı ile aileler gelir sahibi olur.
Kırsal hayattan şehir hayatına geçiş arttı ama, evlilik mevsimi değişmedi.
Türkiye’de yılda 600 bin evlilik gerçekleşiyor. Nüfusun büyük bölümü İstanbul’da toplandığı için de İstanbul en fazla evlilik yapılan ilimiz. İstanbul’da yılda 110 bin evlilik oluyor.
Ortalama evlilik yaşı erkeklerde 27, kadınlarda 24 dolayında.
Şimdilerde yabancı damat ve gelin modası yayılmaya başladı.
Yabancı damatlarda sırasıyla Almanlar, Avusturyalılar, Suriyeliler, İngilizler, Amerikalılar, yabancı gelinlerde ise ilk sıralarda Suriyeliler, Almanlar, Azerbaycanlılar ve Ruslar önde geliyor.
Yılda 600 bin evlilik
Her yıl 600 bin evliliğe karşılık 130 bin boşanma gerçekleşiyor. Boşanmada İstanbul yılda 28 bin boşanma, İzmir 23 bin boşanma ile önde gelen iller.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yılın ilk 3 ayında yüzde 4.8 oranında büyüdü. İlk çeyrekte dış talep artmadı ancak iç talepteki artışla büyüme rakamı uçuşa geçti. Tarım yüzde 2.7 büyürken, sanayide üretim artışı 5.9 oldu
Halkın tüketimi yüzde 6.9, devletin tüketimi yüzde 10.9 artınca, yılın ilk 3 ayında yüzde 4.8 büyüdük.
Büyüme, üretime dayanır. Üretim artınca ekonomi büyür. Üretimin artmasıysa talebe bağlıdır. Talep (1) İç talep ve (2) Dış talep-ihracat diye ikiye ayrılır. Yılın ilk 3 ayında dış talep-ihracat artmadı. Ama iç talep o kadar çok arttı ki bu sayede büyümede “uçmuş durumdayız”.
İç talep büyümesi eğer yatırıma dayalı büyümeyse, sağlıklı büyümedir. Ne var ki yılın ilk 3 ayında yatırım talebinde artış yok. Yüzde 0.1 gerileme var. Artış halkımızın tüketiminde görüldü. Halkımız tüketimi artırınca üretim artıyor.
Sanayide işler iyi
Yılın ilk 3 ayında tarımda üretim artışı yüzde 2.7 oranında. Sanayide üretim artışı yüzde 5.9 gibi yüksek bir oranda oldu.
Yılın ilk 3 ayında sanayi üretim endeksinde büyük artışlar olmuştu. Endeks ocakta yüzde 3.6, şubatta yüzde 8.6, martta 4.7 arttı. İlk 3 ayda sanayi üretim endeksi yüzde 5.6 artış gösterdi. Sanayideki artış ekonomideki büyümenin lokomotif