Brexit, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını ifade ediyor. Brexit, “Britain” (Britanya) ve “Exit” (çıkış) sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor.
23 Haziran 2016’da İngilizler, AB’de kalıp kalmamaya karar verecekler. Referandumdan evet çıkması halinde İngiltere’nin AB üyeliği sona erecek.
İngiltere baştan beri AB içinde farklı bir statüye sahip, euro-para birliği, Schengen-vize birliği, Avrupa Sosyal Şartı, Temel Haklar Şartı gibi, AB’nin tüm üyelerini bağlayan düzenlemelerin dışında kaldı.
Buna rağmen İngilizler AB üyeliğinin ekonomik yönetişim, egemenlik, rekabetçilik ve göç gibi 4 temel konuda İngiltere’ye yük getirdiğine inanıyorlar.
İngilizler AB’yi sevemedi
Margaret Thatcher’ın 1990’da bir AB zirvesi dönüşü parlamentoda Avrupa ile daha fazla entegrasyona “Hayır, hayır, hayır!” dediği günden bu yana İngilizler AB’yi sevemedi.
İngilizler, AB’nin güvenlik ve ceza hukuku konularındaki düzenlemelerinin dışında kalmayı istiyorlar. Bir başka sorun, AB’ye her yıl ödenen 19 milyar sterlin bütçe katkı payı.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasını isteyenler, ”ticari bağların korunacağı dostane bir boşanma”dan söz ediyorlar. Norveç ve İsviçre gibi, üye olmadan AB ile yakın çalışan ülkeleri örnek gösteriyorlar. Bir tür “light’ üyelik denilen ikili anlaşmalardan söz ediliyor.
Referandum sonucunda AB karşıtı oylar daha fazla çıkarsa, İngiltere AB‘den çıkacak ama hemen çıkamayacak. Referandum sonucu bağlayıcı değil. İngiliz parlamentosunun da 28 üyeli AB’den çıkmak için gerekli yasaları geçirmesi gerekiyor.
AB’den çıkışın koşullarını müzakere etmek iki yıl ya da daha fazla sürebilecek.
23 Haziran referandumunun sonuçları evet de çıksa, hayır da çıksa, dünya piyasalarını etkileyecek. Doların, sterlinin ve euro’nun değerindeki eşitlikler değişecek. Daha da önemlisi, AB’den İngiltere gibi bir üyenin ayrılması, AB’nin bugünkü düzenini sarsacak. Geleceğini olumsuz etkileyecek.
Ayrılırlarsa “yol olur”
Hocanın sakalına bir bit girmiş. Hoca hemen sakalını kesmiş. Bir bit için sakal kesilir mi diye sual edenlere, “Sakala bir bit girdi mi yol olur. Artık o sakaldan hayır gelmez” cevabını vermiş.
İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılması, euro sisteminin zayıflamasına ve genelde AB’de birliğin, dirliğin bozulmasına yol açacak.
Oylama sonucu, İngiltere’nin AB’de kalması “İngiltere-AB ilişkilerinin” normalleşmesini sağlayamayacak. Güvensizlik-sorunlu ilişkiye dayalı ortaklık AB’de “bütünleşme ve disiplin” hedefine ulaşmayı güçleştirecek.
İngilizlerin oyunun rengi belli olmadan sterlin-dolar-euro para birimleri arasındaki dengeler sarsıldı. İngiliz halkının oyları hayır da olsa evet de olsa sonunda kazanan dolar olacak. Euro kaybedecek.
İngiltere ve başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri bizim ana ihracat pazarlarımız. Türkiye’ye kalıcı döviz ile sıcak döviz bu ülkelerden geliyor. Sterlin, dolar ve euro değerindeki değişimler bizim için çok önemli. İşte bu nedenle İngiltere’deki oylama bizim ekonomimizin bugününü ve yakın geleceğini etkileyecek.
GÜNGÖR HOCA YORUMLUYOR
1 yılda 1 milyon kişi iş bulabildi
Bir yılda, geçen mart ayından bu mart ayına 1 milyon 40 bin kişi iş buldu. Bir yılda 996 bin kişinin iş arayanlara eklenmesine rağmen, 1 milyon 40 bin kişiye iş bulununca işsiz sayısı 16 bin azaldı.
İşsizlik oranı yüzde 10.6’dan yüzde 10.1’e geriledi.
Türk ekonomisinin sorunları var. Büyüme hızı yetersiz, tüketime dayalı bir ekonomi yapısı oluştu. Bütün bunlara rağmen iş arayanlar iş bulabiliyor.
2015 Mart ayından 2016 Mart ayına tarımda çalışan sayısı 100 bin azaldı. Tarım dışı sektörler 1 milyon 140 bin kişiye ek iş imkânı sağladı.
Önemli olan çalışanların kayıt içi çalışmaları ve de ücretli işte çalışmalarıdır.
Bizde çalışanların genelde üçte biri kayıt dışı çalışıyor. Bir yılda çalışan sayısı 1 milyon 40 bin artarken, kayıt içi çalışan sayısı 660 bin, kayıt dışı çalışan sayısı 380 bin arttı. 8 milyon 800 bin çalışanımız kayıt dışı çalışıyor.
Ücretle çalışanlar arttı
Bir yılda ücretli çalışan sayısındaki artış 882 bin oldu. Toplam çalışan 1 milyon 40 bin artarken, ücretli çalışan sayısının 882 bin artması olumlu bir gelişmedir.
Marttan marta sanayide çalışan sayısında 13 bin, tarımda çalışan sayısında 100 bin azalma var. İnşaat 133 bin kişiye, hizmetler kesimi 1 milyon 20 bin kadın ve erkeğe iş imkânı sağladı.
Görülüyor ki istihdamdaki iyileşme büyük ölçüde hizmetlerdeki istihdam artışına dayanıyor. Hizmetler kesimi, sokaktaki park bekçisinden, simitçiden, oteldeki aşçıya, devlette ve özelde çalışanlara kadar geniş bir yelpazede çalışanları kapsıyor. Toplam çalışanların şimdilerde yaklaşık yüzde 15’i tarımda, yüzde 20’si sanayide, yüzde 10’u inşaatta ve yüzde 55’i hizmetlerde çalışıyor.