Bugün Kurban Bayramı’nı kutlamaya başlıyoruz.
Kuran’da “Kurban Bayramı”ndan değil de “kurban”dan söz edilir.
Kevser Suresi’nin 2’nci ayetinde “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes”, Hacc Suresi’nin 36’ncı ayetinde, “İşte, kurbanlık deve ve sığırları Allah’ın size olan nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Bağlı halde keserken üzerlerine Allah’ın adını anın. Yan üstü düşüp ölünce onlardan yiyin. İsteyene de, istemeyene de verin. Şükredersiniz diye onları böylece sizin buyruğunuza verdik” diye buyurulur.
Gene Hacc Suresi’nin 37’nci ayetinde, “Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a ulaşacak olan ancak sizin O’nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir. Size doğru yolu gösterdiğinden, Allah’ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir. Ey Muhammed! İyilik yapanlara müjde et” buyruğu yer alır.
Kuran’da bunlar dışında “kurban” ile ve “Kurban Bayramı” ile ilgili başkaca buyruk yoktur.
Bayram hadisleri
Bunlar dışındaki düzenlemeler “hadis”lere dayanır.
Hazret-i Aişe’nin rivayet ettiği bir hadiste şunlar söylenmektedir: “Ademoğlu Kurban Bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir işle yüce Allah’a yaklaşabilmiş deği
İslam dininin beş şartından biri olan hac ibadetini yerine getirmek için 80 bin vatandaşımız Suudi Arabistan’a gitti.
Hacı adaylarımız hac döneminde yaklaşık 500-600 milyon dolar harcama yapacaklar. Günümüzde hacca gitmenin en düşük faturası 20 bin TL dolayında.
Hac ibadeti için Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde Arafat’ta 164 ülkeden bir anlatıma göre 2 milyon, bir başka anlatıma göre 4 milyon Müslüman bir araya geliyor.
Suudi Arabistan, her ülkeden hac ibadetine katılmak isteyenlere kota uyguluyor. Türkiye’nin kotası 80 bin olduğu için, Suudi Arabistan’a gidenlerin sayısı 80 bin.
Hacca gitmek isteyenler Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvuruyor. Gidecekler kurayla belirleniyor. Önceki yıllarda başvurup sırada bekleyenlere bu yıl 335 bin kişi eklendi.
Ocak ayı başında yapılan kuraya 1 milyon 780 bin kişi katıldı. Bunlardan 80 bin talihli belirlendi.
Fatura yüksek
Günümüzde hac seyahatinin faturası çok yüksek.
Bizim bu topraklarda hür olarak yaşama imkânına kavuşmamız Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos zaferi sayesindedir.
26 Ağustos’ta başlayan 30 Ağustos’ta sona eren Dumlupınar Savaşı Türk ulusunun yeniden diriliş savaşıdır. Anadolu’yu yabancı işgalinden kurtarma savaşıdır. Bu savaşı kazanamasaydık, bugün Anadolu’da Yunan, Ermeni, Fransız, İngiliz ve İtalyanlar yaşıyor olacaktı.
Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’nda yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre, İtilaf devletleri güvenliklerini tehdit bahanesiyle istedikleri yeri işgal edebileceklerdi. Antlaşmanın ardından işgaller başladı. Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti. İngilizler Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars’ı işgal etti. İstanbul’un işgali 13 Kasım 1918’den 6 Ekim 1923’e kadar 5 yıl sürdü. Fransızlar ise Trakya’daki demiryolunu, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal etti.
Anadolu paylaşılmıştı
İngiliz orduları Maraş, Antep, Urfa, Adana ve civarını işgal etmişti. Musul’daki petrol kaynakları için Fransa ile imzalanan Suriye İtilafnamesi ile Musul İngilizlere, Maraş, Antep ve Urfa Fransızlara bırakıldı. Fransızlar 10 Nisan 1920’ye kadar işgali
Türkiye’de her yıl üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ı ya üretim ve dağıtım zinciri aşamasında kayba uğruyor ya da satış ve tüketim aşamasında atık haline dönüşüyor.
En iyimser tahminle kayba uğrayan ürün miktarı 11.6 milyon ton. Bu da yıllık yaş sebze-meyve ihracatımızın tam 4 katı. Türkiye’de sebze-meyve ticareti 100 milyar TL. Bu miktarın en az 25 milyarlık bölümünün atık ve kayıp olduğu hesaplanıyor.
Türkiye’de mağazaları bulunan uluslararası toptancı kuruluşu, Metro Market, bir sosyal ve ekonomik sorumluluk projesi olarak Türkiye’de kayıpları en aza indirmek için çalışma yapıyor.
Metro Toptancı Market, TÜBİTAK iş birliğiyle gerçekleştirdiği araştırmayla konunun bilimsel boyutunu gündeme getirdi. Araştırma sonuçlarına göre alınması gereken tedbirleri, geçen nisanda, Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan açıkladı.
Zarar çok boyutlu
Üretici büyük emek ve harcamayla ürettiği yaş meyve ve sebze, tarlada satış öncesi kayba uğrayınca, tüketiciye ulaşıncaya kadar kayba uğrayınca üretici zarar ediyor. Ekonomi zarar ediyor. En sonunda da tüketici kaybın bedelini ödemek zorunda kaldığı için ürünü yüksek fiyatla satın alıyor.
Kayıp ya da atıkla yiyecekleri
Şu günlerde tezgâhlardaki balıkların, lokantalardaki balıkların tamamı değilse bile tamamına yakını ithal balık ya da çiftlik balığı...
- Uskumru, fener, mezgit, kalkan, somon Norveç’ten,
- Lahos, mercan, dil, barbun çeşitleri Senegal’den,
- Dil balığı, mercan, mezgit, sinarit gibi balıklar Gana’dan ithal ediliyor...
- Istakoz, yengeç, deniz tarağı ABD ve Kanada’dan,
- Barbun Hollanda’dan, kalamar İspanya’dan geliyor...
Yurtdışından deniz ürünleri 2 farklı şekilde getiriliyor; (1) Dondurulmuş olarak, (2) Buzlanarak, dondurulmadan.
Dondurulmuş balığın raf ömrü uzun. Buz içinde, dondurulmadan getirilen balıklardan; (1) Deniz ürünü olanların raf ömürleri kısa. İthal edildikten sonra 2 - 5 gün içinde tüketilmeleri gerekiyor. (2) Somon balığı ile çiftlik balıklarının raf ömürleri 3 haftaya kadar çıkabiliyor.
Yabancı turist sayısı ve yabancıların harcamalarına dayalı turizm geliri artmaya başladı.
Ne var ki yabancı turistlerin kişi başı harcamaları azalıyor. Avrupalı turist girişi azalıyor. Rus ve Arap turist sayısında artış var.
Otellerin doluluk oranları artıyor ama otellerin oda fiyatları Avrupa’nın en ucuz oda fiyatı haline geldi.
2015 yılında 35.5 milyon yabancı turist gelmişti. Yabancılardan 25.4 milyar dolar turizm geliri elde etmiştik. 2016 yılında yabancı turist sayısı 35.5 milyondan 25.2 milyona, yabancıların turizm gelirine katkısı 25.4 milyar dolardan 15.9 milyara geriledi.
Turizm geliri önce turist sayısının gerilemesi nedeniyle azaldı. Sonra da yabancı turistlerin kişi başı ortalama harcamaları geriledi. Kişi başı harcama 775 dolardan 633 dolara düştü.
En çok giriş İstanbul’dan
Ocak-temmuz döneminde, 7 ayda yurda giriş yapan yabancı turist sayısı 2015’te 20.3 milyon iken, 2016 yılında 14.2 milyona gerilemişti. Bu yılın ilk 7 ayında 17.3 milyon oldu.
Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, bu 17.3 milyon yabancının % 33’ü İstanbul’dan, % 29’u Antalya’dan, % 10’u Edirne’den, % 8’i Artvin’den giriş yapan yabancılar.
Dolar fiyatı dün sabah 3.48’e kadar gerilemişti.
- Acaba dolar ucuzluyor mu?
- Ucuzluyor da neye göre ucuzluyor?
- Dolar daha da düşer mi? Yoksa artacak mı?
1) Doların dünya fiyatı (değeri) geriledi. Bunun ana nedeni Başkan Trump’ın neden olduğu güven bunalımı. Dolar endeksi 103’tü 93’e indi.
2) Bizde dövizdeki gelişmeler sadece dolar fiyatına bakılarak değerlendiriliyor. Döviz sepeti önemli. (Dolar ve euro sepeti) Bu sepetin ortalaması yıl başından bu yana 3.80 TL dolayında. Dolar iniyor, euro çıkıyor. Bizim sepet “ucuzlamıyor...”
3) Bizim paramız dünyada bize benzer ülkelerin paralarına göre aşırı değer kaybetmişti. TL’nin değer kaybındaki sapma, benzer ülke paralarına göre %20’lere ulaşmıştı. Şimdilerde bu fark azalıyor. Sapma % 6.5’lerde.
4) Kırılgan 5’li ülkeler arasında faiz en yüksek ülke Türkiye. Devlet Senetleri ve Borsa’ya döviz girişi sürüyor.
Tüketici güven endeksi, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 0.3 geriledi; temmuzda 71.3 olan endeks 71.1 oldu. Bir yıl önce endeks 74.4 idi. Açık anlatımıyla, tüketici güveninde bir yıl önceye göre de bir ay önceye göre de gerileme var.
Tüketici eğilim anketiyle, tüketicilerin maddi durumu ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri, gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülüyor. Endeks 0-200 aralığında değerlendiriliyor. 100’den büyük rakam, tüketici güveninde iyimser durumu, 100’ün aşağısı kötümser durumu gösteriyor.
İyimser olamıyoruz
Tüketici güven endeksi bir türlü 100’ün üzerine çıkamadı. İki yıldır 74.4 ile en düşük 67 arasında gidip geliyor. Bu yılın ilk 8 ayında en yüksek mayıs ayında 72.8 oldu. Tüketici güven endeksi hazırlanırken halka soruluyor:
- Hanenin maddi durumu geçen 12 aya göre nasıl? Cevap: 86.2.
- Hanenin gelecek 12 ayda maddi durumunun iyileşeceği konusundaki beklentisi? Cevap 91.1.
- 12 ayda genel durum beklentisi? Cevap: 97.9.
- Yarı dayanıklı tüketim malına harcama yapmayı düşünüp düşünmedikleri? Cevap 111.7.