2 Ekim 2017 Pazartesi Hazine, Altın Tahvili ve Altına Dayalı Kira Sertifikası için Ziraat Bankası şubeleri aracılığıyla talep toplamaya başlayacak.
İlk aşamada talep İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Diyarbakır, Rize, Sivas, Samsun, Zonguldak’ta toplanacak.
2-6 Ekim arası Ziraat Bankası’nın tüm şubelerinde değil, belli şubelerinde talep toplanacak. Hangi şubelerin talep toplayacağı www.hazine.gov.tr/ ve www.ziraat.com.tr internet sayfalarında ilan ediliyor. Bankaların altın günlerinde her türlü altın ve altın içeren mücevherat uzmanlarca değerlendiriliyordu. Hazine’nin altın tahvilleri ve sertifikaları için sadece 22 ve 24 ayar altınlar kabul edilecek.
Üzerinde değerli ya da değersiz taş bulunan altın (takı) ve Reşat altınları karşılığı tahvil satışı yok. Anlaşıldığı kadarıyla bankada uzmanlar, getirilen altınların 24 ayar karşılığının kaç gram olduğunu belirleyecek. Altın getirenlerin altın tahvil ve sertifikaları bir hafta sonra hesaba geçirilecek.
Tanıtım yapılamadı
Altın tahvilleri ve sertifikalar fiziken basılmayacak. Altın getirenin eline tahvil veya sertifika verilmeyecek, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda yatırımcı adına kayden saklanacak.
Hazine, altın tahvili ve
Ekonomi denilince herkesin bir beklentisi var. Ortak beklenti iş ve aş... İş imkânları artacak, çalışmak isteyenler iş bulabilecek, ekonomi canlanacak, üretenim artacak, devletin geliri ve de sanayi ve ticaret sektöründe hizmetler kesiminde iş yapanların geliri artacak, çalışanların, emeklilerin geliri artacak.
Bütün bunların olabilmesi, yatırımların ve tarımda ve sanayide üretimin artmasına bağlı.
Hükümet, ülkenin mevcut imkânlarını değerlendiriyor, bu imkânları artırmak için alınacak tedbirleri ve bütün bunlardan sonra da gelecek 3 yılda ekonomide ne gibi gelişmeler olabileceğini belirliyor.
Bunları “Orta Vadeli Program” olarak açıklıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, kullanılabilir fert geliri en yüksek olanlar, Ankara’da yaşayanlar.
Ankara, çoğunlukla devletten maaş alanların yaşadığı bir şehir. İşte çoğunlukla devletten maaş alanların yaşadıkları Ankara’da yaşayanların 2016’da ortalama kullanılabilir fert geliri, Türkiye’nin sanayi, ticaret ve finans hareketlerinin merkezi durumunda olan İstanbul’da yaşayanlarınkinden yüksek.
Fert başına kullanılabilir aylık gelir sıralamasında Ankara 2.207 TL ile önde geliyor. Ankara’yı aylık kişi başı ortalama 2.170 TL kullanılabilir gelirle İstanbul izliyor. Aylık kişi başı ortalama gelirde en kötü durumdakiler Mardin, Batman, Siirt, Şırnak’ta yaşayanlar. Aylık gelirleri 733 TL.
Nasıl ki kişi başı ortalama kullanılabilir gelir rakamı şehirlere göre farklı ise, aynı şehirde yaşayanlar arasında da büyük farklar var.
Şehirlerde yaşayanların en zengin % 10’luk nüfus dilimi ile en fakir % 10 arasındaki fark, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’de 14.8 kat, İstanbul’da 12.3 kat. Fakir ve zengin arasındaki farkın en düşük olduğu iller Zonguldak, Bartın, Karabük. Bu illerde fark 7.8‘e düşüyor.
Bölgesel farklar sürüyor
Gelir ve Yaşam Koşulları
Perakende ticaret, hizmetler ve inşaat sektörü aylık eğilim anketleri, bu sektörlerde üretim ve yatırım yapanların eğilimini yansıtıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu her ay üreticilere, yatırımcılara soruyor: Son 3 aylık dönemde satışlarınız nasıl gitti? Stok durumunuz nedir? Tedarikçilerinize gelecek 3 ay için sipariş verdiniz mi? Gelecek hakkında beklentileriniz nedir? Satışlar, fiyatlar ne olacak? Yatırım yapacak mısınız?
Bu sorulara verilen cevaplar değerlendirilerek ayın bitiminden 5 gün önce hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri için “Sektörel Güven Endeksleri” açıklanıyor.
Sektörel Güven Endeksleri 0-200 aralığında değerlendiriliyor. Endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösteriyor.
Eylül ayının mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endekslerinin sonuçları şöyle;
- Perakende ticaret sektörü güven endeksi eylül ayında %2.3 oranında azalarak 105.9 değerine geriledi.
Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre; iş hacmi-satışlar, mevcut mal stok seviyesi ve iş hacmi-satışlar beklentisi endeksleri sırasıyla %1, %4.2 ve %1.9 azaldı
Perakende ticaret güven endeksi yılbaşında 95.9
Irak ile ticari ilişkilerimiz son yıllarda hızlı gelişti. Irak en fazla ihracat yaptığımız ülkelerden biri. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki üreticiler için Irak pazarı önemli.
Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mahsum Altunkaya, bu yıl ilk 5 ayda, 891 milyon dolarlık hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihraç ettiklerini, bunun 674 milyon dolarlık bölümünün Orta Doğu’ya, 546 milyon dolarlık bölümünün Irak’a yapılan ihracat olduğunu açıkladı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Irak’a ihracat için faaliyet gösteren firmalar var. Gaziantep İhracatçı Birlikleri’nin kayıtlarına göre, Gaziantep’ten Irak’a ihracat yapan firma sayısı 942. Ekonomi Bakanlığı kayıtlarına göre Gaziantep’de Irak sermayeli 117 firma var.
Irak’a, 2016’da toplam ihracatımız 7.6 milyar dolar, 2017 yılının ilk 7 ayında Irak’a ihracatımız 5.3 milyar dolar oldu. Toplam ihracat gelirinin yüzde 6’sını Irak’tan sağladık.
İhracat hep arttı
Irak’a yapılan ihracatın Kuzey Irak ve Irak Merkezi Yönetimi bölgeleri arasında dağılımı konusunda kesin bilgiler yok. Fakat ihracatta büyük pazarın Kürt Bölgesel Yönetimi bölgesinde olduğu biliniyor.
Bugüne
Önemli olan, okullara nasıl girileceği değil, okullardaki eğitim-öğretim seviyesinin yükseltilmesidir.
OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) ile üç yılda bir 72 ülkede 15 yaşındaki lise öğrencilerinin eğitim seviyeleri ölçülüyor.
Son PISA programına Türkiye'deki 187 okuldan 5 bin 895 öğrenci katıldı.
Sonuç:
- Matematikte 2012'de 44. sıradaydık, 49. sıraya geriledik.
- Fen bilimlerinde 43. sıradaydık, 52. sıraya düştük.
- Kendi dilini (Türkçeyi) okuyup anlamada 41. sıradaydık, 50'inci sıraya indik.
İsmet Berkan kardeşimiz Hürriyet’te yazarken, her yıl eğitim ve öğretim durumuyla ilgili göstergeleri toplar, bunları değerlendirirdi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Hazine’nin altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası satışlarının ekim ayı başında başlayacağını açıkladı.
Tahvil ve sertifika satışlarıyla, yastık altındaki 300 milyar TL değerindeki 2 bin 200 ton altının ekonomiye kazandırılması bekleniyor.
Tahvil ve sertifika satışları İstanbul’dan başlanarak, sırayla tüm illerimizde yapılacak.
Altınlarını devlet güvencesi altında değerlendirmek isteyen yatırımcılar, bir haftalık süre içinde evlerinde ya da kasalarında sakladıkları altınları Ziraat Bankası şubelerine getirecekler.
Getirilen altınların 24 ayar karşılığı belirlenecek. Talep toplanmasını takip eden hafta, Hazine Müsteşarlığı’nın altın karşılığı, altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları Ziraat Bankası tarafından altını getirenlere dağıtılacak.
Tahvil paraya çevrilecek
Altın tahvili veya sertifikası satın alanlar isterlerse vade sonunu beklemeden, tahvili veya kira sertifikasını Ziraat Bankası’na geri satarak karşılığını Türk Lirası olarak alabilecek.
Tahvil veya sertifikayı sattığı tarihe kadarki işlemiş altın getirisi Türk Lirası olarak kazançlarını teşkil edecek.
Yurt içinde üretimi yapılarak yurt dışına ihraç edilen malların üretici fiyatlarındaki yıllık ortalama artış ağustos ayında % 18.48 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyatlarını, yurt içi ve yurt dışı üretici fiyatları olarak ayrı ayrı izliyor.
Ağustos ayında yurt içi üretici fiyatlarındaki yıllık ortalama artış ise % 12.05 oranında.
Yurtiçi ve yurt dışı üretici fiyatları girdi fiyatı olarak değil, çıktı fiyatı olarak izleniyor.
Yurt içi üretici fiyatı, üreticinin ürününün Türk Lirası olarak satış fiyatını, yurt dışı üretici fiyatı ise, üreticinin ürününün ihraç fiyatını gösteriyor. Yurt dışı üretici fiyatı ya Türk Lirası olarak ya da yabancı para ihraç fiyatının Türk Lirası karşılığı olarak izleniyor.
Yurt dışı üretici fiyatları, ürünlerin ihraç fiyatını yansıttığı için büyük ölçüde döviz fiyatındaki değişimden etkileniyor. Geçen ağustos ayından bu ağustos ayına döviz fiyatlarında % 19 - % 20 artış oldu.
Fiyat artışı yüksek...
Genel beklenti, döviz fiyatlarındaki artışın üreticiye, ihracata fiyat rekabeti şansı vermesidir. Son bir yılda, yurt dışı üretici fiyatlarındaki ortalama artış oranı ile döviz fiyatının artış oranının neredeyse birbirine paralel gittiği görülüyor. Bu durumda