Olağan döviz gelirlerimiz ile olağan döviz giderlerimiz arasındaki fark döviz açığımızı, cari açığımızı oluşturuyor.
- Cari açığın küçülmesi önemli. Bu da ihracatın artmasını, ithalatın azalmasını gerektiriyor.
- Açığı küçültsek de açığı kapatacak ölçüde döviz girişinin olması gerekiyor.
Ankara tüketimde frene bastı. Büyümeyi yavaşlattı. Piyasada döviz fiyatları arttı. Bu gelişmelerin rüzgârında ihracat arttı. İthalat azaldı. Cari açık küçüldü.
Ne var ki ülkeye küçülen döviz açığını kapatacak ölçüde döviz giremiyordu. Bu nedenle rezervden döviz harcayarak açığı kapatıyorduk.
Nisan ayında, döviz girişlerinin normale dönmeye başladığı anlaşılıyor. Bu, ekonomimiz için çok önemli bir gelişmedir.
2014 yılı ilk 3 aylık döneminde yüzde 4.3 ile büyüdük. Geliniz görünüz ki dolar olarak bir yıl önce ilk 3 ayda 198 milyar dolar olan milli gelir, bu yılın aynı döneminde 184 milyar dolara geriledi. Dolar olarak yüzde 7.2 oranında küçüldük.
2013 yılında marttan geriye 12 aylık dönemde kişi başı gelir 10.540 dolar iken, 2014 martından geriye 12 aylık dönemde kişi başı milli gelir 10.450 dolara geriledi.
TL ile büyüyoruz. Dolar ile küçülüyoruz ve de kişi başı gelirimiz artmıyor, tersine fakirleşiyoruz.
Şeytan bunun neresinde?
Önce milli gelirin hesaplanmasıyla ilgili ön bilgi vereyim: Milli gelir denilen şey, belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin toplam parasal değerini (katma değerini) gösterir.
Üretim önce fiziki olarak tespit edilir: Kaç ayakkabı, kaç otomobil, kaç metre konut üretildi. Kaç kamyon, ne kadar km, ne kadar yük taşıdı? Kaç ton portakal üretildi gibi. Sonra bu fiziki tespit fiyatlandırılır. Aynı mal ve hizmetin girdilerinin çift sayılmaması için mal ve hizmetlerdeki katma değer toplamları ile milli gelir belirlenir.
2014’ün ilk büyüme rakamı yüzde 4.3’le beklentiyi aştı. Önemli olan buradaki büyümenin yılın devamında da sürmesi... Böylece yüzde 4’lük hedef aşılabilir
Geçen yılın (2013) ilk 3 ayına göre ekonomi bu yılın ilik çeyreğinde yüzde 4.3 oranında büyüdü.
2013 yılının aynı dönemindeki büyüme oranı yüzde 3.0 idi. Ekonominin büyümesi gelir artışı demektir. İstihdamda iyileşme demektir.
Bundan önceki yıllarda büyüme genelde halkın tüketim artışından ve de ithalat artışından kaynaklanırdı.
2014 yılının ilk 3 ayındaki büyümenin kaynağı ihracatdaki artış ve kamu harcamalarındaki artış oldu.
İçeride talep artmadı ama ihracat arttığı için imalat sanayinin yarattığı katma değer yüzde 4.9 oranında büyüdü.
“Allah bu ülkede taş üstüne taş koyandan razı olsun. Şimdi de dünyanın en büyük havalimanı yapılıyor.
Buna sevinilmez mi? Öyle oluyormuş, böyle oluyormuş... Neticeye bak... 500 uçaklık meydanımız olacak. Aynı anda 164 uçak yolcu alacak, yolcu boşaltacak...”
Ayşe Hanım Teyzem bunları söyledikten sonra soruyu yapıştırdı: ”Maliye Bakanı, “Devlet bir kuruş harcamayacak” dedi... İyi de... Parayı kim harcayacak?“
Ayşe Hanım Teyzemi cevaplamaya çalıştım. “Devlet bu iş için ihale açtı. İhaleyi 22 milyar euro teklif veren 5 büyük inşaat şirketi ortaklaşa aldı. KDV’si ile 26 milyar euro ödeyeceklermiş. İhaleyi alanlar 10 milyar euroya havalimanını inşa edecekler. 25 yıl işletecekler. İnşaat harcamalarını ve de devlete verecekleri parayı havalimanının işletilmesinden çıkaracaklar.
Para nereden gelecek?
Ayşe Hanım Teyzem çokbilmiş ya... Sormadan duramıyor: “Toplam 26 milyar euroyu nasıl ödeyecekler? İnşaat için 10 milyar euroyu nereden bulacaklar? Bu değirmenin suyu nereden gelecek?” Cevaplamaya çalıştım. “İnşaatı krediyle yapacaklar... Ötesi Allah kerim!”... İyi de inşaat için bu kadar büyük krediyi bulmak kolay mı?“ Devlet adına durumdan vazife çıkararak hemen müdafaaya geçtim.
ECB Başkanı ‘Süper Mario’ lakaplı Mario Draghi faizi indirdi. Piyasaya bolca para salıyor. O paralar Türkiye’ye akacak. Faiz, döviz ucuzlayacak. Ama paralar, üretim için değil, yemek, içmek için geliyor!
Yaşadık... Avrupalıların yemediği paracıklarını biz yiyeceğiz... Abicim, bizim sırtımız yere gelmez... Bize ölüm yok... Demedik mi size(!)
Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde üretimi artırmak, büyümeyi hızlandırmak amacıyla (1) ECB’nin bankalara 100 (veya 160) + 400 milyar euro’ya kadar geniş bir bant içinde kaynak aktarılacağını (2) Bankalara kaynak kullandırılırken alınan faizin 0.75’den 0.25’e düşürüldüğünü, faizlerin çok uzun süre düşük kalacağını, (3) Kaynak fazlası olan ve parasını ECB’de korumak isteyen bankalara faiz verilmeyeceğini, tersine eksi yüzde 0.10 faiz (saklama ücreti) alınacağını açıkladı.
Bu açıklamalar bizim finans çevrelerimizde (1) El parası ile yemeğe içmeye alıştıkları için sıcak para akımının durmamasını isteyen, (2) Dövizin ucuz satılmasını bekleyen, (3) Faizin ucuzlamasında ısrar eden, özetle paradan para kazanmayı meslek edinen çevrelerimizde ve de ekonomi yönetiminde sevinçle
Kongre turizmi ülkeler ve şehirler için yeni ve de önemli bir gelir kaynağı. Değişik sektörlerde, değişik mesleklerde olanlar kendi ülkelerinde veya başka ülkelerde düzenlenen kongrelere toplantılara katılıyorlar.
Bu kongre ve toplantılarda belli konulardaki gelişmeler konuşuluyor. Tartışıyor. Örneğin doktorlar yeni bir tedavi şeklini gündeme getiriyor. Mühendisler yapı teknolojisindeki gelişmeleri öğreniyor.
Kongrelere katılanlar genelde aileleri ile seyahat ediyorlar. Gittikleri şehirde 3-7 gün kalıyorlar. Kongrelere katılanlar mesleklerinde öne çıkan, üst gelir grubundaki kişiler. Bu nedenle harcamaları da yüksek oluyor.
Kongre turizmi için toplantının yapılacağı salon, kalınacak otel önemli ama, daha da önemlisi, kongrenin yapılacağı şehrin “temizliği, çevresi, özellikleri, kongre dışı saatlerde katılımcıların ilgisini çekecek yeme, içme ve eğlence imkânları”.
Salonlar ve oteller yeterli
Bizde son yıllarda kongre sapılacak salonların sayısı arttı. Otellerimiz iyileşti. Bu gelişmelerle Türkiye ve özellikle İstanbul dünyada en fazla kongre organizasyonu yapılanlar listesinde öne çıktı.
1971’de 12 işadamı İstanbul’da toplanarak, Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’ni kuran protokolü imzaladılar.
Bu işadamları Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Sakıp Sabancı, Selçuk Yaşar, Raşit Özsaruhan, Ahmet Sapmaz, Feyyaz Berker, Melih Özakat, İbrahim Bodur, Hikmet Erenyol, Osman Boyner ve Muzaffer Gazioğlu’ydu.
2 Ağustos 1971’de, gazetelerde alışılmamış bir ilan yayınlandı. “Özgürlük Kutsaldır” diye sona eren ilanın altında 86 tanınmış işadamının imzası vardı.
Kuruluş ilkeleri önemli
TÜSİAD’ın kuruluş bildirgesinde yer alan önemli ifadeler şunlardır:
“Hür teşebbüs, iktisadi hayatın dayanağı ve demokratik rejimin teminatıdır. Sermaye, emek ve teşebbüsün birbirlerini tamamlayan ana unsurlardır. Karma ekonomi nizamının ahenkli bir şekilde yürütülmesi için ticari ahlaka ve sosyal adalet ilkelerine uyulması şarttır. Artan nüfus, yeni iş sahaları istemektedir. Vergi kaybını önleyici her türlü olumlu tedbire yardımcı olmayı görev saymaktayız. Türk gençliğinin yetişmesini engelleyen şartların bertaraf edilmesi gerekmektedir. Basın özgürlüğüne ve yapıcı tenkitlere inancımız ve saygımız
İzmir’de Milliyet’in düzenlediği “Kentsel Dönüşüm ve Yeşil Çevre Zirvesi”nin açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Avrupa ülkelerinde 350 yılda gerçekleşen kentsel değişimin, Türkiye’de 1960’lardan sonra başladığını ve son 35 yılda kentlerin yapısında büyük değişime yol açtığını” söyledi.
- Türkiye’nin nüfusu 1960 yılında 27 milyondu. Nüfusun yüzde 67’si kırsal kesimde yaşıyordu. Nüfusun yüzde 32’sinin yaşadığı kentlerin nüfusu 9 milyon dolayındaydı.
- Şimdilerde Türkiye’nin nüfusu 77 milyon. Nüfusun yüzde 77’si kentlerde, yüzde 23’ü kırsal kesimde yaşıyor. Kentlerin nüfusu 60 milyonu aştı.
Başkan, kırsal kesimden kente göç ve hızlı nüfus artışı sonucu çarpık yapılaşmayla kentlerin sağlıklı yaşam alanı olma özelliğinin yok olduğunu belirterek, İzmir’in durumunu anlattı.
İzmir’de 18 bölgede sağlıklaştırmaya ve yenilemeye ihtiyacı olan 200 bin yapı tespit edilmiş. Kent genelinde mevcut konutların yüzde 40’ı kaçak ve ruhsatsız konutlarmış.
Verilen bilgilerden anlaşıldığına göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşüm için uzun süredir ciddi çalışmalar yapıyor.
Belirlenen (1) Yerinde Dönüşüm Alanları ile (2) Afete Maruz Alanlar için