Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1971’de 12 işadamı İstanbul’da toplanarak, Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’ni kuran protokolü imzaladılar.
Bu işadamları Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Sakıp Sabancı, Selçuk Yaşar, Raşit Özsaruhan, Ahmet Sapmaz, Feyyaz Berker, Melih Özakat, İbrahim Bodur, Hikmet Erenyol, Osman Boyner ve Muzaffer Gazioğlu’ydu.
2 Ağustos 1971’de, gazetelerde alışılmamış bir ilan yayınlandı. “Özgürlük Kutsaldır” diye sona eren ilanın altında 86 tanınmış işadamının imzası vardı.

Kuruluş ilkeleri önemli
TÜSİAD’ın kuruluş bildirgesinde yer alan önemli ifadeler şunlardır:
“Hür teşebbüs, iktisadi hayatın dayanağı ve demokratik rejimin teminatıdır. Sermaye, emek ve teşebbüsün birbirlerini tamamlayan ana unsurlardır. Karma ekonomi nizamının ahenkli bir şekilde yürütülmesi için ticari ahlaka ve sosyal adalet ilkelerine uyulması şarttır. Artan nüfus, yeni iş sahaları istemektedir. Vergi kaybını önleyici her türlü olumlu tedbire yardımcı olmayı görev saymaktayız. Türk gençliğinin yetişmesini engelleyen şartların bertaraf edilmesi gerekmektedir. Basın özgürlüğüne ve yapıcı tenkitlere inancımız ve saygımız tamdır. Bu ilkelerin gerçekleşmesi için bize düşen görevleri yerine getirmek kararındayız.”

Bildiri hâlâ taze
İnsanlar, belli dönemlerde ekonomik ve sosyal gelişmelerin rüzgârıyla belli fikirleri savunur, şartlar değişince, eski inançlarından mahcup olabilirler, pişmanlık duyabilirler. Görülüyor ki, TÜSİAD’ın kuruluşunda, kurucuların hazırladıkları protokol, daha sonra gazetelerde yayımlanan bildirge, aradan geçen 43 yıla rağmen tazeliğini, gücünü korumaktadır.

Değişen bir şey yok
Fakat 43 yıl önceki ilkelerin 43 yıl sonra hâlâ ülkenin gündeminde bulunması acıdır. TÜSİAD bir işadamları derneğidir. İşadamlarının, TÜSİAD yönetiminde sorumluluk alarak işlerine ayıracakları zamanı derneğe ayırmaları bir fedakârlıktır.
TÜSİAD’ın ilk Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Berker, ekonomi ve politik hayatın en çalkantılı olduğu dönemde 10 yıl derneğin yönetiminde kaldı. Feyyaz Berker’den bu yana başkanlık sorumluluklarını üstlenecek aday bulmakta güçlük çekilir. Çünkü TÜSİAD başkanlığı işadamının işine ayıracağı zamanı derneğe tahsis etmesini gerektirir.
Yanlış anlamalar veya ters görüşler nedeniyle TÜSİAD başkanları kişisel olarak haklı haksız eleştiri yağmuru altında görev yapar.

İş ve dernek ikilemi
Bugüne kadar TÜSİAD başkanlığı sorumluluğunu taşıyanların çoğu, genelde politikacılar tarafından beğenilmeyen dernek çalışmaları, açıklamalar ve konuşmalar nedeniyle sert eleştirilere muhatap oldu.
Fakat bu defa Muharrem Yılmaz’ın başkanlığındaki sorumluluğu ile işi birbirine karıştırıldı. İşi üzerinden başkana hücum edilmeye başlandı. Bu çok olumsuz bir gelişmedir. Böylece TÜSİAD’da başarılı işadamlarının sorumluluk üstlenmelerinin yolu kapatılıyor.
İşadamı için üye olduğu dernek önemlidir ama onun esas işi kendi işidir. Kendi işini riske atarak, dernekteki faaliyetini beğenmeyenlerin kendi işini yıkma riskini göze alarak işadamlarının oluşturduğu derneklerde görev ve sorumluluk almaları mümkün olamayacak demektir.
Muharrem Yılmaz örneği kötü bir örnek oldu. Bu örnek bundan sonra işadamları derneklerinin yönetiminde başarılı işadamlarının görev ve sorumluluk almalarını imkânsız kılacak.