Yabancılar konut değil şirket alıyor

11 Temmuz 2014

Konutlarını satamayan inşaatçılar, “yabancılar gelsinler de, konut satın alsınlar” diye bekleşirken, yabancılar “konut” almaya değil, “şirket” almaya geliyor.
Küçüğüyle, büyüğüyle Türklerin kurdukları, iç piyasada pazar payı büyük olan, doğal kaynakları ve tarım ürünlerini ihraç eden şirketleri, “haraç mezat” satın alıyorlar.
Mülkiyeli büyüğümüz Cahit Kayra uyarıyor. Diyor ki; “Türk girişimcisi, hiçden var ettiği, büyüttüğü şirketi neden satar? Ekonomideki dalgalanmalar mücadele güçlerini tükettiği, önlerini göremedikleri için. Ama bu satış, hem aileleri hem ekonomi için bir kayıptır.
Ailesi için kayıptır. Başlattığı, büyüttüğü işini çocuklarına, torunlarına bırakacak, onların devam ettirmesine imkan verecek yerde, hem kendisi işsiz kalmakta hem de ailesinin yeni kuşaklarını “cepleri para dolu işsizler” haline getirmektedir.

Toplumun hakkı yok mu?
Ekonomi için kayıptır. Satılan şirket işe yarıyor ki, yabancılar satın alıyor. Yabancılar şirketi, dünyada eşi benzeri olmadığı için değil, iç pazardaki, ihracattaki payı için satın alıyor. Ekonominin az sayıdaki güçlü şirketleri, böylece yavaş yavaş yabancıların mülkiyetine geçiyor.

Yazının Devamı

Altın talebi zayıfladı

10 Temmuz 2014

İlk 6 ayda 49.5 ton altın ithal ettik.
Geçen yılın ilk 6 ayında altın ithalatımız 179.5 ton idi. İkinci yarıda da 122.7 ton altın ithal etmiştik. Yıllık ithalat 302.3 ton olmuştu.
İthal edilen altının önemli bölümü darphanede ziynet ve sikke altın haline getiriliyor. Saklama amacıyla satın alınan altın talebindeki değişim, darphanenin sikke ve ziynet basımında kullandığı altının ağırlığından izleniyor.
Geçen yılın ilk 6 ayında darphanede 68 ton altın kullanılmıştı. Bu yıl ilk
6 ayda darphane 25.5 ton altın işledi. Sikke ve ziynet altınına dönüştürdü.
Geçen yıl ikinci yarıda kullanılan
30.8 ton altın ile yıllık kullanım

Yazının Devamı

Fındıkçının kaderi yabancının elinde

9 Temmuz 2014

Fındık, Rize’den İzmit’e, Türkiye’de çok ailenin geçim kaynağıdır. Fındık Türkiye’nin dünya pazarında hâkimiyeti elinde bulundurduğu tek üründür.
Fındık bir zamanlar sadece Giresun, Ordu ve Trabzon’da yetiştirilirdi. 1960-1965 döneminde 3 ilin üretimdeki payı yüzde 87 idi. 1975-1980 döneminde yüzde 70’e düştü. Şimdi toplam üretimde bu 3 ilin payı sadece yüzde 50 oranında.
Rize’den İzmit’e fındık yetiştiren il sayısı 3’ten 39’a, fındık ekim alanı 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretimi 80-90 bin tondan 700-750 bin tona yükseldi.
Şimdilerde düz ve sulak yerlerde bile fındık yetiştiriliyor. Karadeniz yamaçlarında dönümde verim 80-100 kg iken, Batı’da düz ve sulak arazilerde verim 150-200 kg. Yaklaşık 400 bin aile geçimini fındık satarak sağlıyor.
Fındık dikim alanlarının genişlemesi, sulak alanlarda fındık yetiştirilmesi sonucu fındık üretimi hızla arttı.
700-750 bin ton kabuklu fındık üretim kapasitesi oluştu. İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkıyor. Yılda 600-650 bin ton kabuklu, 300-325 bin ton iç fındık üretimi gerçekleşiyor. İç tüketim 50 bin ton dolayında. Her yıl en az 250 bin -300 bin ton iç fındık ihraç ediyoruz. Fındık

Yazının Devamı

Zeytinlikler imara açılıyor!

8 Temmuz 2014

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişikliğe Dair Kanun Tasarısı”nın 4. maddesi ile zeytin alanlarında, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın izniyle, tesisler yapılabileceği hükmü getiriliyor.
Tasarıyla, 25 dönümden (25.000 metrekare) küçük zeytinlikler “sıradan” arazi kabul edilecek...
Türkiye’deki zeytinliklerin ortalama büyüklüğü 10 dönüm. Özellikle yeni oluşturulan zeytinlikler 10 dönümden küçük ölçekte. Tasarı kanunlaşır ise zeytin alanlarının çok büyük bölümü madenciliğe ve enerji yatırımlarına açılacak. Zeytinlik alanlarında konut, AVM inşa edilebilecek. Alanlar TOKİ’ye tahsis edilebilecek.

Tam bir ölüm fermanı
Zeytincilik Yasası 2002’den bu yana tam 6 kez değiştirilmek istendi.
Kamuoyu, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile meşgul olurken Meclis’ten geçirilmek istenen tasarı kanunlaşırsa zeytinciliğin ölüm fermanı olacak.

Yazının Devamı

Düşük teknoloji kapanı ve Türkiye

7 Temmuz 2014

Üretmek çok önemli. Üretim olacak ki insanların işi olsun. Geliri olsun. Ancak üretimin, (1) Talebi olan üretim olması, (2) Üretimin gelir yaratacak tür üretim olması gerekir.
Ekonomide arz ve talep önemli olduğundan, herkesin ürettiğini üretmek işe yaramıyor. Üretimin talebinin olabilmesi için farklı olması gerekiyor. Üretilen malın üretene ve ekonomiye yarar sağlayabilmesi için katma değerinin yüksek olması gerekiyor. Günümüzde ürünler genelde, yüksek teknolojili ürünler, orta yüksek teknolojili ürünler, orta düşük teknolojili ürünler ve düşük teknolojili ürünler olarak 4 gruba ayrılıyor. Önemli olan yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünleri üretebilmek. Çünkü düşük, orta düşük ve düşük teknolojili ürünleri herkes üretiyor. Özellikle sanayileşmeye yeni başlayan, emeğin ucuz olduğu ülkeler üretime bu düşük teknolojili ürünlerle başlıyor.
İSO, her yıl ülkenin 500 büyük sanayi kuruluşunun üretim ve satışları ile ilgili bilgileri derleyerek yayınlıyor. 2013 belirlemelerine göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde yer alan imalat sanayi kuruluşlarda yaratılan katma değerin sadece yüzde 2.6’sı yüksek teknolojiye dayalı üretime dayanıyor. 2012’de bu oran yüzde

Yazının Devamı

Balıkçı borç tuzağında

6 Temmuz 2014

İstanbul Yenikapı Su Ürünleri Hali’nin işlem hacmi, Hal Müdürü Arif İrfan Eker’in ifadesine göre yıllık ortalama 40 bin ton.
- Türkiye’de kişi başı ortalama balık tüketimi ise 8 kg dolayında.
- İstanbul’un nüfusu 14.9 milyon. Kişi başı ortalama tüketim rakamına göre İstanbul’un yıllık balık tüketimi 120 bin ton dolayında olmalı.
- İstanbul Su Ürünleri Hali’nden yılda ortalama 40 bin ton balık geçiyorsa ve de İstanbul’da yıllık balık tüketimi 120 bin ton ise halden geçmeyen 80 bin ton balık İstanbullulara nereden ve nasıl dağılıyor?
Bunu ben sormuyorum. Defne Koryürek soruyor. Fikir Sahibi Damaklar grubunun kurucu lideri Defne Koryürek, 4 yıl önce, “İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” kampanyasını başlattı. Kampanya Greenpeace’in, “Seninki Kaç Santim” kampanyası ile desteklendi. Kamuoyu tarafından benimsendi. Destekçiler balık hallerine, tezgahlara baskın düzenleyerek küçük balıkların satışını engelledi. Bu çabaların rüzgârıyla Tarım Bakanlığı 2011 yılında lüferde avlanma ölçüsünü 14 cm’den 20 cm’ye yükseltti. 24 metreden sığ sularda gırgırla avlanmak yasaklandı.
Balıkçıların çoğu 20 cm’den küçük lüfer satmamaya başladı. Lokantalar 20 cm’den küçük lüfer almaz oldu.

Yazının Devamı

Faizi düşürmek kolay da enflasyonu düşürmek zor

4 Temmuz 2014

Enflasyon yüzde 9’un üzerine oturdu, kaldı. Tüketici fiyatlarında yıllık artış Nisan’dan bu yana (3 aydır) yüzde 9’un üzerinde. Yüzde 9.38, yüzde 9.66 ve nihayet yüzde 9.16 oldu.
Halbuki Merkez Bankası Başkanı, haziranda enflasyonun “önemli ölçüde aşağıya ineceğini” söylüyordu. Piyasalar da haziranda fiyatların gerilemese bile artmayacağına, enflasyonun yüzde 9’un altına, en az yüzde 8.80’lere gerileyeceğine inanmaya başlamıştı. Piyasalar bu iyimser tahmine dayalı olarak hesap kitap yapar hale gelmişti. (Ben de yanılanlardan biriyim.)
Dünkü enflasyon rakamları moralleri bozdu. Bırakınız Haziran ayını, içinde bulunduğumuz Temmuz ayında fiyat artışları yüzde 0.15’den daha fazla olur ise, Temmuz enflasyonu da yüzde 9’un üzerinde olacak.
Haziranda TÜFE Endeksinde aylık artış (TÜFE artış oranları enflasyon oranı olarak kabul ediliyor ) Haziran’da yüzde 0.31 oldu. Aylık artış beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Haziran’dan Haziran’a yıllık TÜFE artışı (Enflasyon) yüzde 9.16.

İyileşme yok
Haziran ayı enflasyonu yüzde 9.66 olan mayıs ayı enflasyonunun gerisinde ama, “Dişe dokunur” bir iyileşme yok. Bekleyiş enflasyonda en az 1 puanlık bir gerileme idi.

Yazının Devamı

Ege’de neler oluyor?

3 Temmuz 2014

Ege Bölgesi Türkiye’nin zengin, ekonomisi canlı bir bölgesi. İyi de acaba Ege Bölgesi’ndeki sanayi kuruluşlarının durumu nedir? Ne yapıyorlar?
İstanbul Sanayi Odası (İSO) 2013 yılı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) üyesi 59 kuruluş var. Bunlar İSO 500’ün toplam üretiminin yüzde 10’unu gerçekleştiren sanayi kuruluşları. 100 Kuruluşun 24’ü yabancı sermayeli kuruluş.
EBSO, 32 yıldır EBSO 100 Listesi yapıyor. Ve yayınlıyor. 2013 EBSO Listesinde yer alan 100 kuruluşun satışları toplamı 43.6 milyar TL. Bu kuruluşların 16’sı toplam üretimin yarısına yakınını gerçekleştiren kimya ve kimyasal ürün kesiminde faaliyet gösteriyor. Gıda sanayindeki 26 kuruluşun toplam üretimdeki payı yüzde 20, demir-çelik, metal ve döküm sanayindeki 12 kuruluşun payı yüzde 11 dolayında. Tekstil ve deri sanayindeki 10 kuruluşun üretimdeki payları yüzde 4’ün altında. Makine sanayinde 3 kuruluş var. Üretimdeki payları yüzde 1 oranında. 100 büyüklerde 54 bin 900 kişi çalışıyor. İstihdamda bir yılda yüzde 6.4 artış gerçekleşti.
2013’te reel olarak 100 büyük firmanın cirosu yüzde 1, üretimden satışlarında ise yüzde 0.40 oranında azalma var. Net kârlar yüzde

Yazının Devamı