SPK güçlü şirketlere borsadan çıkma ve küçük yatırımcının hissesini ucuza toplama hakkı tanıdı. 6 şirket borsadan çıktı. 27 ‘babayiğit’ daha yolda. Küçük yatırımcı adeta ‘kurbanlık’...
Ayşe Hanım Teyzem ve Ali Rıza Bey Amcam’a “Küçük birikimlerini, negatif faiz ile banka mevduatında tutacakları yerde, neden hisse senedi satın almadıkları” sual edilir.
Neden hisse senedi satın alsınlar ki? Bugüne kadar borsadan hisse senedi satın alan küçük yatırımcılar, borsacı değimi ile “Keriz gibi silkelenmedi mi? Yetmedi... Kanun zoru ile basılı, isme yazılı (hisse senedinde adres, telefon numaraları bulunan) hisse senetleri, bir günde elektronik ortama geçirilince, kendilerine tebligat yapılmayan küçük yatırımcıların hisse senetlerindeki paraları yanıp kül olmadı mı? Yetmedi... Şimdi de güçlü şirketlere borsadan çıkma ve de küçük yatırımcının elindeki hisse senetlerini ucuz ucuz toplama hakkı tanındı.
Anadolu anlatımı ile borsadan hisse senedi satın alan küçük yatırımcı “kurbanlık koyun”... Önce yününü kırpıyorlar. Sonra boğazına bıçağı dayıyorlar...
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) karar verdi. 1 Temmuz’dan bu yana hisse senedi borsada işlem gören şirketlerin hâkim ortaklarının
Sadaka ve zekât Müslümanların kitabı Kuran’da yer alır. Kuran’da 23 ayette “sadaka”dan, 31 ayette “zekât’”tan söz edilir. Kuran’da sadakayla ilgili buyruklarda;
(Hadid:18) - Şüphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah’a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükâfat vardır” denilmektedir.
Sadakanın kimlere verileceği ise şöyle buyrulmuştur:
(Tövbe:60) - Sadaka Allah’tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslam’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihat edenlere, yolcuya mahsustur.
Kuran’da zekât, namazla birlikte ifade edilmiştir. Zekât konusundaki buyruk işe şöyledir:
(Bakara:43) - Hem namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin.
Kuran’da sadaka ve zekât miktarı hakkında, sadaka ve zekâtın ne zaman verileceği hakkında buyruk yoktur. Sadaka (Sadaka-i fıtır / Fitre) ve zekât miktarları ve zamanıyla ilgili uygulamalar hadislere dayanmaktadır.
Merkez Bankası bankaların bankasıdır. Paraya ihtiyacı olan banka, Merkez Bankası’ndan borçlanırken
faiz öder.
Her banka Merkez Bankası’ndan borçlanarak iş yapmaz. Ama
her banka
için Merkez
Bankası faiz oranları önemlidir.
Bankalar faizi belirlerken Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz oranlarına göre faizi indirirler veya yükseltirler.
Marttan nisana iş arayan sayısı 443 bin arttı. Buna karşılık nisanda 611 bin yeni iş imkânı ortaya çıktı.
Sonuç olarak, hem iş piyasasına katılan 443 bin kişi iş bulmuş hem de işsiz sayısı 168 bin azalmış oldu.
İşsiz sayısı azalınca da işsizlik oranı yüzde 9.7’den yüzde 9.0’a geriledi.
Unutmayalım. Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 10.2 idi.
Mart ayında çalışan sayısının 584 bin, nisan ayında 611 bin artması çok önemlidir.
İşsiz sayısının martta 78 bin, nisanda 168 bin azalması önemlidir.
Büyümede frene basıldığı bir dönemde her ay yarım milyon insanın iş bulması önemlidir.
Milli Piyango İdaresi’nin portföyündeki şans oyunlarıyla ilgili “imtiyaz”ın özel sektöre devri için açılan ihale sonuçlandı. Net Şans-Hitay Ortak Girişim Grubu 2.75 milyar dolar ödeyerek 10 yıl süre ile Milli Piyango İdaresi tarafından düzenlenen şans oyunlarını düzenleme imtiyazını satın alacak.
Milli Piyango İdaresi tarafından düzenlenenlere ek olarak yeni şans oyunları düzenleyerek şans oyunu sayısını artırabilecek.
(Soru: Özelleştirmeden sonra acaba “Milli” deyiminin kullanılması mümkün mü?)
İkramiyesi nakit para olarak ödenen, Cumhuriyet döneminin ilk piyangosu “Türk Tayyare Cemiyeti Piyangosu”dur.
1926’dan bu yana...
Tayyare alımlarına kaynak yaratma arayışında birçok devrim yasasından önce, 9 Ocak 1926 tarihinde çıkarılan bir yasayla piyango düzenleme tekeli Türk Tayyare Cemiyeti’ne verildi. Osmanlı döneminde, Donanma Cemiyeti Piyangosu’ndaki deneyimi nedeniyle Selanik Bankası eski müdürü Mösyö Edward Mizraki (1860-1932), Tayyare Piyangosu’nun düzenlenmesi ve yönetimiyle görevlendirildi.
Bugün Milli Piyango’nun özelleştirilmesi ihalesi var. İhaleye katılmak için 3 alıcı; Net Şans-Hitay Ortak Girişim Grubu, ERG-Ahlatcı Ortak Girişim Grubu, Turkish Lottery Holding B.V’ teklif vermiş.
Özelleştirme 10 yıl süre ile devlete ait bir “imtiyaz”ın, para karşılığı devri şeklinde olacak. İhale sonucu “imtiyaz” lisansı alanlar, halen düzenlenen, ileride bunlara ek olarak düzenleyecekleri her türlü şans oyunundan bir yıl içinde elde edecekleri hasılatın:
Yüzde 25’ini devlete lisans ücreti olarak ödeyecekler. Yüzde 40 ila 59’unu ikramiye olarak dağıtacaklar, kalan da (masraflar çıktıktan sonra) kazançları olacak. Tekrarda yarar var, ihaleyi alanlar, Milli Piyango İdaresi tarafından pazarda olan oyunları oynatmaya devam edebilecek, bunlara ek olarak, pazara yeni oyunlar sunabilecek. İhalenin cazip yanı da bu. Çünkü yeni oyunlar, şans oyunları pazarını büyütür. Coşturur.
Rakipler var
Milli Piyango özelleştirmesi sadece “Tayyare Piyangosu” özelleştirmesi değil.
İnci ve Hotiç, ayakkabı pazarlayan ve kendi markalarıyla ayakkabı üreten aile işletmeleri olarak öne çıktı.
İnci, ayakkabı üretim tesislerini kapattı. Fason olarak ürettirdiği ayakkabıları satıyor.
Milliyet Ekonomi’de önceki günkü Eylem Türk’ün haberinden öğreniyoruz ki Hotiç, Esas Holding’e satılıyor.
İnci, 80 mağazasında satılan ayakkabılar için 1 milyon çift kapasiteli üretim tesisi kurmuştu. Ürettiği ayakkabıların 350 milyonunu ihraç ediyordu.
Hotiç’in büyüttüğü üretim tesisinde yılda 2.5 milyon çift ayakkabı üretiliyor. Ayakkabılar yurt içi ve dışındaki 36 mağazada, 44 satış noktasında pazarlanıyordu.
Üretimi babalar başlattı
Cem Hakko, babası Vitali Hakko’ya, “...babacığım, kurduğun ekip ve ben, senin başlattığın işi daha ileriye götüreceğiz. Buna emin olabilirsin...” dedikten sonra babasının boynuna sarıldığında, baba oğul “ağlıyordu”. Bu sahneyi izleyenlerin de çoğunun gözü yaşarmıştı. Bütün bunlar, Vakko’nun kuruluşunun 50’nci “Altın Yılı”nın, Vakko mağazalarının 25’inci “Gümüş Yılı”nın kutlandığı gece oluyordu.
Dün ise Vakko’nun 75’inci yıl kutlaması vardı. (50’nci yıl kutlamasında Cem Mansur orkestrasının konserini dinleyenler arasında ben vardım. Dünkü kutlamaya katılmadım.) 75 yıl önce Mahmutpaşa yokuşu başındaki küçük bir şapkacı dükkânında işe başlayarak, Vakko kuruluşlarını büyüten Vitali Hakko, 2007 yılında öldü. Vakko’yu aileden Cem Hakko, Jeffi Hakko ile Alberto Elhadef ve profesyoneller yönetiyor.
Tasarım-yenilikçilik-kalite
Vitali Hakko, Türk giyim sanayiine farklılık getirdi. Bu farklılığın temelinde, ”tasarım”, “yenilikçilik” ve “kalite” var.
Farklılık, “Vakko” markasının “belli bir yere yerleşmesini” sağladı. İstanbul’da Yedikule’de 1913’te doğan Vitali, kendi anlatımıyla, “İş hayatına başkaları gibi sıfırdan değil, sıfırın altından” başlamış, dünya savaşı, varlık