AB bizi hatırladı değerlendirelim!

30 Kasım 2015

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde karşılıklı güven kaybolmuştu. Şimdi ise ‘normale dönüş’ arayışı var. Sığınmacı krizi sayesinde AB bizi hatırladı... Nedeni ne olursa olsun bundan yararlanmak gerekiyor

Başbakan Sn. Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı “Brüksel Zirvesi” bizim için çok önemli. Avrupa Birliği (AB) ile kesilen ilişkilerin başlamasına kapı açılıyor. Kapıyı açan gelişme ise, AB ülkelerinin, sığınmacıların ülkelerine akınını durdurma arayışı.

12 Kasım’da Malta’da sığınmacı krizini ele alan AB liderleri bu zirve toplantısına karar vermişlerdi.

Zirve’den bekleyişler şunlar:

-Sığınmacıların Türkiye üzerinden AB ülkelerine akımı önlenecek. Bunun için; (1) Türkiye’nin geri Kabul Anlaşması’nın yürürlük tarihini 2016’ya çekmesi isteniliyor. (2) Türkiye’de oluşturulacak özel kamplar sayesinde sığınmacıların Türkiye dışına kolaylıkla çıkmalarının engellenmesi bekleniyor.

-AB ülkeleri bu isteklerinin gerçekleşebilmesi için ise Türkiye’ye 3 ödün vermeyi teklif ediyor: (1) Kesilen AB katılım müzakerelerine başlanılacak. (2) Türklere vize muafiyeti tanınacak. (3) Sığınmacı kampları için Türkiye’ye 3 milyar euro’ya kadar bir destek sağlanacak.

Geri Kabul nedir?

AB ülkeleri

Yazının Devamı

İktisatçı bir aydın ‘Çıkış’ı gösteriyor

29 Kasım 2015

Yalçın Küçük yazmaya devam ediyor. Ansiklopedi dizisinden, “Çıkış”ın 2013’te yayımlanan ilk kitabından sonra ikinci kitabı bu ay çıktı. Küçük, “Çıkış”larda, Ankara’daki okur-yazar takımından, sanatçılardan, dost ve arkadaş çevresinden söz eder. İlkinde “Devrimci Filozof” Taner Timur’u, “Solun Çocuğu” “Aydın İktisatçı “Korkut Boratav’ı, “Acımasız Eleştirmen” olarak da Prof. diye ünlenen Ergun Türkcan’ı anlattı.

İkincisinde, ”Milli İktisatçı” olarak Zafer Toprak’ı, ”Okur-Yazar” değil de “Sadece Yazar” olarak Yaşar Kemal’i anlatıyor. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) döneminden bu yana devam eden dostluğa dayalı olarak da karımdan ve benden söz ediyor.


“İyi bir iktisatçı”dır

Yalçın Küçük 1960’da DPT kurulduktan sonra açılan ilk uzman yardımcılığı sınavını birincilikle kazandı. “Uzun Vadeli Planlar Şubesi”nde çalıştı. Kalkınma modelleri ve stratejileri, uzmanlığı. 1. ve 2. Beş Yıllık Kalkınma planlarının hazırlanmasında çalıştı. Karım da DPT’de uzman olarak Küçük’ün ekibindeydi. 1966’da 2 Beş Yıllık Kalkınma Planı model ve stratejisi konusunda fikir ayrılığına düşerek DPT’den ayrıldı. ODTÜ’de öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı.

Küçük hakkında ilk dava, “Yeni Bir Cumhuriyet

Yazının Devamı

Eylem planını bekleyeceğiz

27 Kasım 2015

Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan 64’üncü Hükümet Programı 160 sayfalık bir kitap olarak yayımlandı.

Halkımız ve özellikle iş çevreleri ise “Yeni AKP Hükümeti Dönemi”nde gerçekleştirilecek reformları bekliyor. Açıklanan program ise bütünüyle AKP’nin vaatler listesinin genişletilmiş şekli. Reformların dönüşüm programları ve “Eylem Planları” ile açıklanacağının işareti veriliyor.

Program 8 bölümden oluşuyor. Her bölümde yapılacaklar anlatılıyor...

1) Sunuş (10 sayfa)

Sunuşta programın “Yeni Hamle Dönemi”nin perdesini açacağı, hükümetin “Tam anlamıyla reform hükümeti” olacağı belirtilerek, 6 temel reform alanı “Demokratikleşme ve adalet, Eğitim, Kamu yönetimi, Kamu maliyesi, Reel ekonomide köklü değişim, Öncelikli dönüşümler“ olarak açıklanıyor.

Dönüşüm programları ile AKP’nin vaatlerinin ve projelerin belli takvime bağlanacağı, 3-6 aylık dönemlerde ve 1 yılda nelerin yapılacağının ise eylem planlarıyla açıklanacağı belirtiliyor.

2) Demokratikleşme ve Anayasa (22 sayfa)

“Yeni, sivil” anayasa gereği anlatılırken, “Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna olan inanç” vurgulanıyor. Yeni anayasada temel hak ve özgürlüklere, etnik, dini ve mezhepsel eşitliğin korunmasına

Yazının Devamı

Biz ne krizler gördük...

26 Kasım 2015

Biz bugüne kadar ne krizler gördük, yaşadık... Bu kriz de geçer... Ne var ki (1) Krizin kısa sürede sona ermesi, (2) Faturasının büyük olmaması, (3) Kalıcı hasara yol açmaması gerekiyor.

Olan biteni, olacak biteceği kontrol altına almak için; (1) Krizin etkilerini “finansal” göstergelere bakarak değil, “reel” göstergelere bakarak değerlendirmek mecburiyetindeyiz. (2) Söylemler ile işleri daha da karıştıracak yerde, “az söylem, bol eylem” politikasını benimsemekte yarar var. (3) Çözüm arayışlarını zamana yaymadan, kısa sürede çözüm arayışı, hasar faturasını küçültür.

“Rusya bizden fazla zarar görür. Bunun için hiçbir şey yapamaz” iyimserliği yanlıştır. Burada bizim için önemli olan Türkiye’nin hasarıdır. Bu kriz hasarsız atlatılamaz. “Hasar göreceğimizi bilelim. Hasarın küçük olması ve kalıcı olmaması için neler yapabileceğimizi kısa sürede belirleyerek uygulamaya geçelim”.


Gerçekçi olalım...

- “Rusya doğal gazı kesmez. Dolar ödüyoruz” söylemleri iyimser söylemlerdir. Rusya‘nın daha önceleri Avrupa’ya giden doğal gazı nasıl kestiğini, kesmese de nasıl kıstığını gördük.

Bu krizde “Doğal gaz sevkiyatının aksamaması” en önemli konu. Kullandığımız gazın yarısını Rusya’dan ithal

Yazının Devamı

Politik dengeli kabine kuruldu

25 Kasım 2015

Genel bekleyiş “icraat” öncelikli bir kabine idi. Açıklanan kabine “politik dengelere dayalı” bir kabinedir.

Yeni dönemin, “Atılım dönemi - Yapısal değişim dönemi - Hızlı büyüme dönemi“ olacağı açıklanmıştı.

Oluşan kabine yapısı ile “eski politikaların günün ihtiyacına göre değiştirilerek sürdürüleceği” anlaşılıyor.

Kabine yeni yapısıyla “bakanlıkların ilgi ve sorumluluk alanlarında” yeni fikirlerin, yeni politikaların oluşmasına ve uygulanmasına imkân verecek bir seçime dayanmamaktadır.

Bakanların seçiminde (1) Sn. Cumhurbaşkanı’na ve Sn. Başbakan’a yakınlık, (2) Partiye sadakat ilkeleriyle, (3) Bölgesel dengelere özen gösterildiği anlaşılmaktadır.

Ekonomi’nin kaptanlığı için Sn. Mehmet Şimşek seçilmiştir. Bugüne kadar maliyeden sorumlu olan Sn. Şimşek, anlaşıldığı kadarıyla ekonomi politikalarında koordinasyonu sağlayacaktır.

Devlet Planlama Teşkilatı deneyimli Sn. Cevdet Yılmaz’ın Kalkınma Bakanlığı’nda kalması önemlidir. Sn. Yılmaz ve DPT’den bakanlığa intikal eden kadrosu ile, ekonomideki gelişmeleri izlemeyebilecek bir ekibe sahip.

Yazının Devamı

12 ayda 100 milyar liralık yeni, 80 milyarlık 2. el konut satıldı

24 Kasım 2015

Ağustostan ağustosa satılan yeni konutların değeri 100 milyar TL, ikinci el konutların değeri 80 milyar TL olarak tahmin ediliyor.

Son bir yılda sade konuta giden para 180 milyar TL dolayında.

Milli gelirimiz cari fiyatla 1.9 trilyon dolayında tahmin edilir.

Sade konut alımlarına giden para milli gelirimizin yüzde 10’una yaklaşmış durumda.

Bu rakama AVM, ticari yapılar ve altyapılar için yapılan harcamalar eklendiğinde inşaat harcamalarının milli gelir içindeki payının ne kadar büyük olduğu görülüyor.


% 12 daha fazla konut

- 2014 yılının ilk 10 ayında ülke genelinde 926 bin konut satılmışken, bu yılın aynı döneminde 1 milyon 40 bin konut satıldı.

Yazının Devamı

Yüksek faizin ilacı faizsiz bankalar mı?

23 Kasım 2015

Faizin yüksekliği son zamanlarda bolca tartışılıyor. Faiz tartışmaları öne çıkınca, “faizsiz bankacılık” yapan “katılım bankaları” gündeme gelir.

Faizsiz bankacılık yapan katılım bankaları topladıkları birikimlere “faiz” vermiyorlar, kullandırdıkları fonlardan “faiz” almıyorlar ama... Topladıkları birikimlere “kâr payı” ödüyorlar. Kullandırdıkları kredilerden de “kâr payı” alıyorlar.

Acaba mevduat bankalarının faizi ile katılım bankalarının kâr payları arasında ne kadar fark var?

13 Kasım itibariyle bankalar kullandırdıkları ticari kredilerden (şirketlere, KOBİ’lere verilen kredilerden) yıllık ortalama 15.8 faiz alıyorlar. Tüketici kredilerinde nakit kredilerde yıllık faiz yüzde 17.7, taşıt kredilerinde yüzde 15.9, konut kredilerinde yüzde 14.3 oranında.

Bankalar kredi vermek için topladıkları mevduata (3 ay vadeli mevduata) yüzde 11.32, repo piyasasından kullandıkları fonlara yüzde 10.5, Merkez Bankası’na yüzde 8.8 faiz ödüyorlar.

Katılım Bankaları Birliği tarafından açıklanan bilgilere göre, katılım bankaları 3 ay vadeli birikim hesaplarına (brüt - vergi düşülmeden) yıllık yüzde 5.96 ile 7.75 arasında kâr payı ödemesi yapıyorlar.

Kullandırdıkları TL fonlardan alınan aylık kâr payı

Yazının Devamı

Düzce Üniversitesi yoktan var oldu

22 Kasım 2015

Türkiye üniversi-teleri arasında başarı sıralaması 2015-2016 URAP araştırmasına göre (http://tr.urapcenter.org/2015), 2000 yılından sonra kurulan 40 devlet üniversitesi arasında Düzce Üniversitesi 1’inci durumda.

Düzce Üniversitesi’nin bir özelliği var. 2006 yılında kurulan üniversitenin kurucu rektörü bir kadın öğretim üyesi. Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu (1966) üniversiteyi yoktan var etti. İki dönem rektörlük görevinde bulundu. Üniversiteyi 2000’lerden sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında birinci sıraya çıkarmayı başardı.

2015 Mayıs ayında rektörlüğü yardımcısı Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar’a devretti. Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar 39 yaşında Türkiye’nin en genç kadın rektörü.

Başarının 9 göstergesi var

URAP değerlemesinde üniversiteler 9 farklı konuda değerlendiriliyor: Makale sayısı, öğretim üyesi başına düşen makale sayısı, atıf sayısı, toplam bilimsel doküman sayısı, öğretim üyesi başına düşen toplam doküman sayısı, doktora öğrencisi sayısı, doktora öğrencisi oranı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı.

Düzce üniversitesinin 11 fakülte, 3 enstitü, 4 yüksekokul, 9 meslek yüksekokulu, 13 araştırma merkezi, 1 araştırma uygulama hastanesi

Yazının Devamı