Sayfaya koyduğum her yıkıntının bir harf olarak yansıtıldığı Gaza (Gazze) çizimi yürek acıtıcı.
Bu büyük drama neden olan
7 Ekim kanlı Hamas saldırısı da Gaza görüntüsünün arkasındaki trajik fon.
Gazze’nin üstündeki savaşın ikinci aşaması olan “yerin altında savaş” henüz ucundan kenarından sürmekte.
Sayfaya bir çizim daha koydum.
“Gazze’nin yeraltı labirenti…”
Al Jazeera’ya göre Gazze’nin kenar mahallelerinde bazı tüneller İsrail tarafından tespit edilmiş ve yok edilmiş.
Ancak -muhtemelen- labirentin çok küçük -marjinal- bir kısmı.
Gene Al Jazeera “İsrail’in şu ana kadar hayatlarını yitirdiğini kabul ettiği 34 İsrail askerinin tek tek ya da küçük gruplar halinde öldürüldüğünü” iddia ediyor.
“Tünel savaşı başladığında hayat kaybı sayılarının geometrik diziyle artabileceğini” öngörüyor.
TÜNEL KABUSU
Hamas’ın tünel labirenti 500 km…
Sayısı 10 binlerce.
Çoğu konut binalarının, garajlarının, dükkanların, endüstriyel tesislerin, depoların, çöplüklerin ve bir ayı aşkın süredir devam eden bombardımanın neden olduğu moloz yığınlarının altında saklı.
Bu tünellere girecek özel eğitimli İsrail askerleri “Samur” adlı birliklerden oluşuyor.
Tünel savaşları için hazırlandılar.
Hayvanlardan ve özellikle farelerden ayırmak tünellerdeki hareketleri analiz eden, bireysel yüzleri tarayan ve tanıyabilen, bunları bilinen Hamas üyeleri veri tabanıyla eşleştiren yazılımlara sahipler.
İnsansız hava araçlarıyla sürekli gözetleme sonucu binlerce, on binlerce giriş yapan Hamaslıları saptamış bulunuyorlar.
Bunlara büyük olasılıkla daha fazlasını da ekleyen Gazze içindeki “muhbirleri” ekleyin.
“Weasels (samur)” adlı İsrail’in tünel savaşı uzman biriminin içerideki Hamaslıların ve labirentin giriş noktalarından yarısını bildiği yolunda değerlendirmeler var.
İsrail yazılımı iki “çıkış” ya da “giriş” noktasını birbirine ulaştıran yer altı bağlantısını kroki haline getirebilmiş.
Ama… Binlerce ara tünel ve kavşaklar var.
Elbette İsrail’e bilgi sızdıran ajanların ve muhbirlerin fısıltıları ile gene de bu ara tüneller ve kavşaklardan bir kısmı İsrail krokilerine yansımış olmalı.
Bu betonla güçlendirilmiş yapılar bir transit boru hattından daha fazlasıdır. Saldırılara karşı sığınak, planlama odaları, mühimmat depoları ve rehineler için alanlar olarak hizmet veriyorlar.
Yerin 70 metre altındaki tünelde bir HAMAS militanı...
LABİRENTEKİ MEÇHUL
Tünellere giren İsrail Samurları -sinyalleri toprağa nüfus etmeyen uyduyla ilişkileri kesildiği için- GPS kullanamazlar.
Buna karşılık yer altında etkilenmeyen manyetik sensörler, adım sayaçları ve hareket sensörleri kullanarak ellerindeki kroki üzerinden ilerlemeye çalışacaklar.
İçeride ışık da kullanma imkanından da mahrumlar. Bunun yerine “gece görüş gözlükleriyle” çalışacaklar.
Tünellerde yaşananları, görüntüleri hatta çatışmaları yüzeydeki birimlere bildirmek için telsiz imkanı da yok.
Kablolu telefonlar kullanmak zorundalar…
“Samurlar” hareket halindeyken kabloları birbirlerine bağlayarak ilerleyecekler.
Kablonun en arkadaki ucu yukarıya, yüzeydeki İsrail birimine ulaşmakta olacak.
Hamas direnişiyle karşılaşmaları halinde ancak biri diz çökerek, diğeri ayakta ateş edebilir.
Arkadakiler işlevsiz kalır.
Çünkü… Tünellerin çoğu bir kişinin geçebileceği boyutlarda. Hamas direnişiyle karşılaşmasalar bile her yan tünelde ve kavşakta küçük bir kuvvetin bırakılması gerekecek.
Bu arada giriş için kullanılan dikey bir kuyu bulduklarında (giriş, çıkış ya da havalandırma amaçlı) duraklamaları, konumunu haritalamaları ve bunu yüzeydeki İsrail askeri birimlerine iletmeleri gerekecek.
Haliyle operasyonu yavaşlatacak olsa da yüzeyle bu iletişim çok önemli.
Yüzeydeki İsrail askeri birimleri o açıklığı bulup güvenliğe alması yaşamsal zorunluk.
İsrail kuvvetleri tarafından kontrol edilmeyen bir bölgedeyse ya onu almak zorunda kalacaklar ya da tüneldeki samurlara “durmalarını veya etrafından dolaşmalarını” söyleyecekler.
Bu durumla yüzlerce kez karşılaşılabilir.
Gerçi samurların elinde “tünel yetenekli robotlar” var. “Öncü rehber” olarak kullanılabilirler ama merdivenlere tırmanamadıkları ve engelleri aşamadıkları için sadece aynı düzeydeki
zeminlerde işe yarayabilirler.
Bütün bunların ve her şeyin analiz edilmediği sanılmasın.
ÖLÜM TUZAKLARI
Labirentteki tünellerin büyük çoğunluğu “el yapımı patlayıcı cihazlarla” ve “bubi tuzaklarıyla” dolu.
Bunlar uzaktan kumandalı fünyelere bağlı olabileceği gibi “ışığa, titreşime, gürültüye, harekete ve hatta insanlar mevcut olduğunda artan karbondioksit konsantrasyonuna tepki veren özel fünyelerle bağlantılı” ileri teknolojiye sahip bir savunma sistemi.
Tüneller ayrıca elektrik, internet, telefon ve askeri hatları taşıyan tel
ve kablolarla örülmüş bulunuyor. Bu sistem İsrail Samurlarının nerede olduğunu bilmelerine imkan sağlamak
amacıyla da kurgulanmış.
Saldırıları tam da o noktada uzaktan patlatabilecek gözlem ve fünye donanımı söz konusu... İsrailli Samurlar kabloları kesemezler.
Çünkü filmlerdeki gibi bazı fünyeler elektrik beslenmesi kesildiğinde tetiklenebilir.
Ve büyük patlama!..
Kapalı tünellerdeki patlamalar -madencilerin de bildiği gibi- yüzeydeki patlamalardan
çok daha ölümcüldür, süratle yayılırlar
ve oksijeni emerler.
Bu nedenle ilk patlamadan sağ kurtulanlar bile genellikle boğulur.
Hamas ayrıca tüneldekileri oksijenden yoksun bırakan, yüksek hızlı, ani yangınlarla yayılan, zehirli duman oluşturan bileşikleri de ateşleme teknolojisine sahip.
Samurların solunum aparatları, maskeleri hatta sırtlarında oksijen tüpleri de olacaktır. Ama bunlar Samurları hantallaştırır ve işlerini daha zorlaştırır.
Uzun namlulu tüfekler kullanmaları da zor. Bunun yerine tabanca, sersemletici flaş bombaları, düşmanı geçici olarak sağır ve kör hale getirecek bombalar kullanmaları mümkün. Tünellere su basılsa Gazze’de yeterince su yok.
Köpeklerin ise savaş şartlarında şoka girdikleri biliniyor.
Mısır, Gazze’de kaçakçılık tünellerine kanalizasyon dökmüştü. Bu da bir fantezi.
SONUÇ…
Göğüs göğüse savaş İsrail’in tercihi değil.
İsrail’in hızla genişleyen ve köpük seli oluşturan bir silahları var.
Kimyasal maddeleri içeren bir cihaz olan bu “sünger bombası” asıl tercihleri.
Tünellerin giriş ve çıkışlarını anında beton gibi sert bir tıkaca dönüştüren sünger bombası sürpriz olmaz.
İsrail mümkün olduğunca tünellerden oluşan bu labirente askerleri sokmak istemiyor.
Önce sünger bombasıyla tıkamak ve bombardımanı sürdürmek, Gazze’ye hakim olduktan sonra tünelleri seri halinde patlatmak stratejisi benimsenebilir.
…………………
Bu yazı için Al Jazeera, Le Monde’den de yararlandım.