New York Times’ta ilginç bir makale yayımlandı.
Aşılardan birini yaptırmanın yanı sıra Kovid-19’a ikinci kez yakalanmamak ve bulaştırıcı olmamak için “burun spreyi (*)” veya “oral çocuk felci aşısı”nı öneren uzmanlar var.
New York Times’taki makale bu iddiaya şu satırlarla yer veriyor.
Yeni koronavirüs dâhil çoğu solunum yolu enfeksiyonunda “burun ana giriş yeridir.”
Virüs burada hızla çoğalır ve genel bağışıklık sisteminin dışında “mukozaya özgü bir tür antikor” üretir.
Aynı kişi -virüse ikinci kez maruz kalırsa- bu antikorlar ve virüsü hatırlayan bağışıklık hücreleri -vücudun başka yerlerinde
tutunma şansı henüz bulamadan- burundaki virüsleri derhal imha eder.
Buna karşılık...
Avrupa Birliği zirvesi yarın toplanacak.
Gündeminde
Türkiye de var.
Daha doğrusu, “Türkiye’ye yaptırımlar...”
Pazartesi AB dışişleri bakanlarının toplantısı zirvenin provasıydı.
Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avusturya çok bastırdı ama bu zirve provasında “Türkiye’ye yaptırımlar için ortak bir tavır oluşamadı.”
Tartışmalar hararetliydi.
Varılan şu noktaya dikkat.
Çin aşısına duyulan güvenin bir nedeni de Kovid-19’un orada başlamış ve milyar nüfuslu bu “sarı devde” yok edilmiş olmasıdır.
Bugün Çin’de hayat, “pandemi öncesi gibi” akmakta.
Çin’den bir iş adamının TV kanallarımızdan birine bağlantısında röportajını izledim.
Bulunduğu yerden telefonuyla görüntüler yansıtıyordu.
“Görüyorsunuz, kimsede maske yok” diyordu.
Çin’in otoriter yönetimi virüsün kafasını ezmişti.
Çin’e gelen herkes havaalanına ayak bastığı anda alınıp 14 gün karantinaya tahsis edilmiş otellere konuyormuş.
14 gün odasından dışarıya adım attırılmıyormuş.
Kovid-19 öncesi hayatın akışında büyük çoğunluğumuz “FOMO” idi.
Bu kelime “fear of missing out” sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor.
“Bir şeylerin dışında kalmak korkusu” diye tercüme edelim.
Riva Şalhon’un “tek satırlık entel” kitabında okudum bunları.
Riva Şalhon, İstanbul’da yayımlanan Şalom gazetesinin köşe yazarı.
Kitabı da bu gazetedeki köşe yazılarından seçkilerle oluşmuş.
Ertuğrul Özkök, kısa süre önce sayfasında Riva Şalhon ve “tek satırlıktık entel”den bahsetmişti.
Güzel yazıydı.
Siyasette çoğu kez “suikast ihbarları” oy ve popülarite için kullanılır.
Bir dramatik örnek...
Yer: Güney Amerika ülkelerinden biri.
Kürsüde muhalefet lideri...
Bir silah sesi...
Kürsüdeki muhalefet lideri kolundan yaralanmıştır.
Buna rağmen konuşmasını sürdürür.
“Halkına hizmet için bu suikasta ve tüm baskılara karşın yoluna devam edeceğini” haykırır.
Türk-Alman çiftin yansımaları...
Profesör Uğur Şahin ve eşi Prof. Özlem Türeci’nin “Kovid-19 aşısını” buluşları onları küresel kahraman yaptı.
Ama...
Almanya’da gene de bir psikolojik ikilem var.
Almanya tam olarak Türk kökenli bir çiftin bu görkemli başarısını içselleştiremedi.
Gazeteci Anna Saurbrey,
Der Tagesspiegel gazetesinde bu durumu yansıtmakta.
İlginç bulduğum satırları yansıtıyorum.
Trump neden “seçimler hileli” diye direniyor?
Beyaz Saray’ı bırakmamak inadı neden?
İlginç bir makale yayımlandı New York Times’ta.
Şu soruyla başlıyor:
“Biden 2021’de yönetime geçince çok ciddi bir konu için karar vermek zorunda kalacak; Trump soruşturulmalı ve yargılanmalı mı?”
Evet...
Trump’ın ensesini karartan da bu olabilir.
“HAYIR” DİYENLER
Tahran’da hareket halindeki bir otomobil patlatıldı, içindekiler otomatik silahlarla tarandı.
Hedef bilim adamı Fahrizade’ydi.
İran nükleer silah üretiminin beyniydi.
Görünürde “Devrim Muhafızları üniversitesinde haftada bir kez fizik dersi veren profesördü.”
Ancak...
Asıl işi İran’ın füze filosundan birine sığabilecek “nükleer savaş başlığı”
inşa etmekti.
“Suikastın arkasında İsrail’in olduğu” en kuvvetli ihtimal olarak gösteriliyor.