CHP’nin kurmayları tepki gösteriyor ama...
Başbakan Erdoğan’ın dün “azınlıkları göndermiş olmak” söylemini İsmet İnönü hükümetinin Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin’den de dinlemiştim.
Anlatayım:
İsmet Paşa hükümeti, Kıbrıs krizi tırmanırken, Türkiye’deki Rum vatandaşları Yunanistan’a göçmeye zorluyordu.
Lozan’dan ve 6-7 Eylül Olayları’ndan sonra bu üçüncü göç dalgasıydı. Binlerce Rum yurttaş, Türkiye’den kopup Yunanistan’a gidiyordu. Oysa atalarının toprakları Yunanistan değil, Türkiye’ydi.
20 yaşında bile değildim. Akis muhabiriydim.
Dönemin İnönü hükümeti Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin ve diplomatlarla, Yunan lobisindekilerle konuşup bir yazı hazırlamak görevi verilmişti bana.
GAZETECİLİK yıllarımın başındayım. Ankara’da kuzenimin evindeyim. Evde kuzenim, kardeşi ve ben kalıyoruz. Sabah banyoda tıraş oluyorum. Aynadan ince gecelikli peri kızı gördüm. Hayal mi, rüya mı, gerçek mi diye ayırt etmek için gözlerimi ovuşturdum. Kız hâlâ orada. “Siz Güneri olmalısınız” diye seslendi. Konuşuyordu. Gerçek olduğuna inanmıştım artık.
İşte o ince gecelikli hayal, rüya, gerçek arası 14-15 yaşlarındaki o kız, ileride Ajda Pekkan olacaktı.
Güya benim burnum büyükmüş, ona bakmıyormuşum, bana kızmış...
O dönemleri şöyle anlatıyor:
“O yıllarda söz verdim. Güneri’den de onun gibilerden de bir gün intikam alacağım. Ben birisi olacağım.”
Harikulade serüvenine benim de katkım olduysa ne mutlu ama Ajda’ya bir not ileteyim: O yıllarda burnu büyük olup onu beğenmemek bir yana, ona bayılıyordum.
ÇARŞAMBA gecesi Saracoğlu Stadı’nda “GS’nin kupayı nasıl da pisi pisine ıskaladığını gördüm ve kahroldum.”
O geceden izlenimler...
Saracoğlu’nda şöyle “erkek geyikleri” kulağıma çalındı.
“- Ağbi, Ukrayna’yı tutuyorum, kızları güzel...”
“- Ukraynalı kızlar gelmiş, onların yanında Shakhtar Donetsk diye bağıracağım. Kim bilir belki ekmek çıkar.”
“- Ukraynalı kızlar bu gece nereye gidecek?”
Bizim toplumda kadın açlığı İstanbul’un bu en batıya açık coğrafyasında bile çok net ortada...
BAŞBAKAN Erdoğan’dan ilginç bir açıklama:
“AKP tüzüğüne göre en fazla 3 kez üst üste milletvekili, üst üste 5 dönem genel başkan seçilmek sınırı var. Bundan sonra bir dönem daha milletvekili seçilebilirim. Gençlerin önünü açmak lazım.”
Hesaplanırsa, Erdoğan’ın milletvekili ve genel başkan olarak seçilme sınırına dayanması 2014 yılını işaretliyor.
Ondan sonra, gençlerin önünü açmak için siyaseti mi bırakacak?
“Evet” diyebilmek için çok naif olmak gerek.
Açıkça görülüyor ki, 2014, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya’daki görev süresinin biteceği tarih.
Eski Anayasa gereği, “görev süresinin 7 yıl olması ve bir daha seçilmemek” hükmü geçerli.
SİNCAN netamelidir. Örneğin... Tanklara davetiye çıkaran o gösteri... “Tankların balans ayarı yapan Sincan yürüyüşü...”
Ve şimdi de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Gül için kararı...
Erbakan, mahkûm olduğu “Kayıp Trilyon” davasında partisinin il başkanlarını da peşinden sürüklemişti.
“Buharlaşan trilyonluk hazine yardımı” için sanki il örgütleri tarafından harcanmış gibi kesilen makbuzlar, onları yakmıştı.
Şimdi Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, bir itiraz dilekçesi üzerine “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de yargılanması” kararını alınca, çamur Çankaya’ya sıçramış oluyor.
Samimi kanım, o suçun işlendiği dönemde Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Cumhurbaşkanı Gül’ün sorumlu tutulamayacağıdır.
Şu gerçeğe dayanıyorum:
HEPİMİZİN “dünyaya geliş nedenimizi” sorgulaması gerekiyor. Bu konuda çoğumuzun kafası karışıktır.
Görünmezler arasına göçen Türkan Saylan’da, bu sorunun cevabı netti.
Madam Curie gibi “adanmışlık”, Türkan Saylan’ın da dünyaya geliş ve yaşam nedeniydi.
Paraleller çizeyim...
2 Nobel ödülü
MADAM Curie, iki kez Nobel ödülü kazanmış bir bilim kadını.
1903’te fizik, 1911’de kimya alanlarında Nobel alarak iki kez Nobel alan ilk bilim insanı.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, siyaset yaşamının son 2 yıl hariç tamamı boyunca “HAYIR” coğrafyasındaydı.
Yani... Muhalefetteydi ve muhalitfi.
Muhalefetteydi çünkü CHP’liydi. Partinin genel sekreterliğini de yaptı.
Muhalifti çünkü CHP’nin Genel Başkanı ve yakın çevresiyle çatışma halindeydi.
İlk kez iktidarda ama gene de “muhalifim” diyor.
Değerli çalışma arkadaşlarıyla “iyi projeler üretmekte ve hayata geçirmekte olduğunu” söylüyor.
Ancak...
DP Kongresi “genel başkanını” seçecek. Adaylar:
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel destekli Hüsamettin Cindoruk.
Tansu Çiller destekli Süleyman Soylu.
Soy kütüğü ile 3. kuşak partili ve tüm kesimlerden desteği olan Mehmet Ali Bayar.
Şu aşamada hiçbiri, geri çekilme ve bir diğer adayla uzlaşma işareti vermiyor.
DP’nin kerameti