TIME’a kapak oldu. Kariyeri boyunca 3 olimpiyat altın madalyası, 7 dünya şampiyonluğu ve 6 Avrupa şampiyonluğu kazandı. Ayrıca tam 46 kez de dünya rekoru kırdı.
Ve belki de bunların ötesinde, onun için en önemlisi “Bulgaristan’daki Türklere yapılan zulmü dünyaya duyurup, buna ‘dur’ demekti.”
Evet, gururumuz Naim Süleymanoğlu’ndan bahsediyorum.
“Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” vizyonda.
Biz de Şeffaf Oda’ya bu hafta filmin oyuncularını konuk ediyoruz:
Naim’in çocukluğunu oynayan Batuhan Davutoğlu, gençliğini canlandıran Hayat Van Eck ve Naim’in babası rolüyle Yetkin Dikinciler.
Elbette müzik de var. “İçinde Sen de Varsın” albümüyle Seran Bilgi.
Bugünün konusu bir film, bir albüm...
Hafta sonu “siyasetten başka şeylerin de hayatımızda var olduğunu” hatırlayalım.Hafta sonu “siyasetten başka şeylerin de hayatımızda var olduğunu” hatırlayalım.
Misal...
Futbol.
....................
Biz “Beştepe’de bir CHP’li” balonunun tefrikasını yaşarken, sınırlarımız boyunca yanan ateşlerin farkına yeni yeni varıyoruz.
.................
İlk başlık “Irak üçe bölünüyor...”
Irak’ta Amerika’nın daha etkili olduğu bir generalin üstü İran’ın himayesindeki üst rütbeli general tarafından çizilmiş.
Güvenlik uzmanı BAU öğretim üyesi Abdullah Ağar, “Bağdat’ta bir süredir daha da artarak süren sosyal patlamaların böyle başladığını” açıkladı televizyonda.
Artık Bağdat yönetiminin ülke topraklarını bir arada tutma gücü tükenmek üzere.
“Üçe bölünme” olasılığı büyümekte.
Kuzeyde zaten -”otonom yönetimi anayasayla tanınmış” olan- Kuzey Irak Kürt Yönetimi...
Anılarımın “sinematek’inde” iki filmin özel yeri vardır.
Nuri Bilge Ceylan’ın 2008 yapımı “ÜÇ MAYMUN”u...
Zeki Demirkubuz’un “MASUMİYET”i...
...............
Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın başrollerini paylaştığı MASUMİYET yaşamın karanlık yüzünü yansıtan bir filmdi.
Paramparçadan öte lime lime duygularla çıkmıştım salondan.
Biz gazetecilerin bile hiç tanımadığımız bir kapkara dünyadan kareler akmıştı 1 buçuk saat boyunca.
Derya Alabora bir hayat kadınını oynuyordu.
Daha önce AB (Avrupa Birliği) Merkez Bankası’nda çalışıyormuş.
Şimdi de AB üyesi ülkelerden birinin Merkez Bankası’nda...
Görevi “Dünya ülkelerinin ekonomilerini incelemek ve kredi notu önermek...”
Belirteyim ki...
Çift vatandaşlığından biri TC olduğu için Türkiye ekonomisini incelemek ve not vermekle görevli olmamış.
Ancak Türkiye ekonomisini inceleyen ve -sadece iç değerlendirmelerde kullanılması için- not öneren arkadaşlarından dinledikleri yakın zamana kadar hiç de olumlu değilmiş.
..................
Geçen hafta bir yemekte aynı masadaydık.
İhsan Sabri Çağlayangil Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en iyi Dışişleri bakanlarından biriydi.
Filozof adamdı.
Siyasete “Şık değil” söylemini o kazandırmıştı.
9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bir konuda düşündüğü “tavrı” dile getirmişti.
Çağlayangil “Öyle yapmasanız daha iyi olur beyefendi” demişti.
Demirel’in “İhsan Sabri Bey, kanunsuz değil, neden yapmayalım?” diye sorunca şöyle cevap vermişti:
“Kanunsuz değil ama şık olmaz!..”
Demirel daha sonraları zaman zaman bu “Şık olmaz” söylemini kullanırdı.
Şeffaf Oda’da konuklarım İlhan Şeşen ve Pelin Karahan. Programa İlhan Şeşen’in “Ellerimde Çiçekler” şarkısıyla başlıyoruz.
Söylediği her şarkının hikâyesini anlatıyor:
“Ellerimde Çiçekler...” “Rüzgâr...” “Gördüğüme Sevindim...” “Sen Benim Şarkılarımsın...”
İlhan Şeşen yeni çıkan “Hayatım Hikâye” adlı kitabında, hayatından kesitler yansıtıyor.
Sözcü başyazarı Rahmi Turan’ın köşesinde yayımlanan satırlar bir anda “tt (trend topic)” oldu.
Gazete sütunlarında, TV tartışma programlarında “1 numara...”
Konu -mealen ve kısaca- şu:
Bir CHP’li, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmiş.
Erdoğan “Aslında senin CHP’ye genel başkan olman lazım. Seni destekleyebilirim” demiş.
Rahmi Turan, haber kaynağı istemediği için, “Bu CHP’linin ismini vermiyorum” diye yazdı.
...................
Rahmi Turan’ı çok eski yıllardan bu yana tanırım.