Biz “Beştepe’de bir CHP’li” balonunun tefrikasını yaşarken, sınırlarımız boyunca yanan ateşlerin farkına yeni yeni varıyoruz.
.................
İlk başlık “Irak üçe bölünüyor...”
Irak’ta Amerika’nın daha etkili olduğu bir generalin üstü İran’ın himayesindeki üst rütbeli general tarafından çizilmiş.
Güvenlik uzmanı BAU öğretim üyesi Abdullah Ağar, “Bağdat’ta bir süredir daha da artarak süren sosyal patlamaların böyle başladığını” açıkladı televizyonda.
Artık Bağdat yönetiminin ülke topraklarını bir arada tutma gücü tükenmek üzere.
“Üçe bölünme” olasılığı büyümekte.
Kuzeyde zaten -”otonom yönetimi anayasayla tanınmış” olan- Kuzey Irak Kürt Yönetimi...
Ortada “Sünni” bir devlet...
Güneyde “Şii” ağırlıklı devlet.
Bu üç yönetim merkeze zayıf bağlarla iliştirilmiş bir federasyona mı dönüşür?
Yoksa...
Üç ayrı devletçik mi oluşur?
Aslında...
Birinci olasılığın bile sonu ikinci aşamaya geçiştir.
Burada önemli olan, “büyük planda” İran’la araya bir -tampon- “Kürt devleti” koyulmasıdır.
....................
İkinci başlık “İran’ın pasifize edilmesi...”
İran da meydanlardan sallanıyor.
Sokaklara akan İranlılar, yönetimi protesto ediyor:
“Bize daha iyi hayat şartları sağlayabilecek mali imkânları, başka coğrafyalarda kurduğunuz, çatışmalara soktuğunuz silahlı güçlere savuruyorsunuz. Bize ne Suriye’den, Lübnan’dan, Yemen’den!”
Bu halk baskısı gücünü tarihi varlığından alan köklü İran devletini kolay kolay çökertmez, bölmez.
İranlı Kürt ve Azeri Türkü nüfus büyük olmakla beraber, uzmanlar “Irak ya da Suriye gibi iç çatışmalar, bölünme beklenmemeli” görüşündeler.
Ama...
Sokağın baskısı İran yönetiminin Ortadoğu’daki ihtiraslarına fren yaptırtabilir.
İçe dönük ilgi ve enerji yoğunlaşmasına neden olabilir.
Bu da Ortadoğu’ya ve özellikle İsrail’e, Körfez krallık ve şeyhliklerine “İran tehdidini, etki katsayısını” düşürebilir.
Bir tür “pasifikasyon...”
...................
Üçüncü başlık “Lübnan ve Yemen’de ateşin düşmesi...”
İran’ın -silahlı ve silahsız- etki katsayısının düşmesi bu ülkede de ufunetin azalması sonucunu verecektir.
...................
Dördüncü başlık “Suriye de bölünüyor mu?”
Türkiye gibi Rusya da “Suriye’nin toprak bütünlüğünden” yana.
Ancak...
Rusya bölünme ihtimalini de göz ardı etmiyor.
O durumda da “B planı” var.
PKK /PYD kartını ABD’ye bırakmamak üzere -önceliği Türkiye olmakla beraber- “ikili” oynuyor.
PKK/PYD’nin kuzeyin bir bölümünde yönetim hedefi hâlâ sürmekte.
Bunu ABD çekildiği için Rusya şemsiyesi altında tutmaya çalışıyor.
Ama...
İsrail’i İran’a karşı güvenceye almak için, Kuzey Irak ve Suriye Kürt oluşumlarının ötesinde bir de Sünni Suriye yönetimiyle üç farklı savunma planı hissedilmekte.
.................
Türkiye bölgede bütünlüğünü ve iç güvenliğini sağlam tutabilen tek ülke.
Bunu tüm ikincil, üçüncül aidiyet duygularının ve görüşlerinin üstünde tutabilmeyi sürdürmek birincil önceliğimizdir.
“Beka” sözcüğünü sıradan siyasal sorunlarla devalüe etmeyelim.
Gerçek “beka” önceliği budur.
