20li yaşlar bitmeden vazgeçilmesi gereken 5 davranış

21 Nisan 2017

20li yaşlar insan hayatındaki en karmaşık dönemler diyenler haklıymış. Neyi, ne için yapmak istediğini bilmeden hesap vermek durumunda kalınca daha da bir geriliyor insan. Ancak bugünü geleceğin temeli olarak düşünürsek de bir takım şeyleri ne kadar derine gömersek gelecek o kadar sağlam olacaktır.

20li yaşlar benim için de beklenebileceği üzere pek çok açıdan “uyanmayı” ve “uyum sağlamak zorunda olmadığımı hissetmeyi” sağlayan yaşlar oldu. Hayat, aile, aşk, iş, eğitim kısacası her konuda ve her saniye kim olduğumu ve olmak istediğimi dahası olduğum kişiyle ve yaşadıklarımla kavga etmek yerine kendimi kabul etmeyi bu yaşlarda öğrendim.

20li yaşların sonlarında bir kadın olarak geleceğin temeline gömmeye çalıştığım bir takım huylar/alışkanlıklar da oldu.

20li yaşlar bitmeden vazgeçilmesi gereken 5 davranış

1. Herkesin Kararı Kendine

İnsan bir garip. İstiyor ki herkes aldığı her kararı doğru bulsun, değer göstersin. Yanlış. Kimse kararlarını desteklemek zorunda değil. Herkes kendi hayatındaki başarı ve başarısızlıklarıyla yapıyor yorumunu. Kimse sen değil, sen de kimse değilsin. Aldığın kararları doğru bulduğu için seni seven değil, seni sevdiği için aldığın kararlara katılmasa da

Yazının Devamı

#GizemSoruo: Pink Martini ile İstanbul konseri sonrası “Je Dis Oui!” Söyleşisi

17 Nisan 2017

“Je Dis Oui”nin Avrupa turnesi kapsamında Pasion Turca organizasyonu ile 15 Nisan Cumartesi akşamı Volkswagen Arena’da Storm Large’ın sıcak vokali ve sürprizleri ile sahne alan Pink Martini'yle merak edilenleri konuştuk.

Yeni albümünüz “Je Dis Oui!” ile ne anlatmak istediniz?

Yeni albümde çeşitliliği ve dünyadan farklı melodileri dinleyicilerimizle paylaşmak istedik. Albümün repertuvarını da geniş tuttuk 8 farklı dilde konuk vokallerin de bize eşlik ettiği bir albüm oldu. Hedeflediğimiz şey insanların albümü dinlerken mutlu olmasını sağlamak.

Pink Martini olarak 20 yılı aşkın birlikteliğinizde değişik kültürlerin müziklerini kucaklama vizyonundan hiçbir zaman taviz vermediniz. Bu vizyonun altında ne yatıyor?

Bu müziğin evrenselliğinin bir sonucu. Biz de evrensel bir müzik yapma isteğiyle yola çıktık. Sadece Amerika ile sınırlı kalmadık. Dünyanın birçok farklı ülkesinden şarkıları araştırıp o dillerde ve Pink Martini yorumuyla seslendirdik. Müziğimizde genel olarak hayata bakışımızı yansıtıyor. Farklılıklara kucak açan, hoşgörülü ve zengin.

Değişik kültürlerden hangi parçaları seçip çalacağınızın kararını hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Türkçe olarak da “Aşkın Bahardı” ve

Yazının Devamı

"O"nu ararken "Kendini" bulmak

13 Nisan 2017

Küçük yaşımızdan itibaren "Doğru insan nasıl bulunur" düşüncesiyle yetişiyoruz.

Filmlerde, hikayelerde, destanlarda, şarkılarda, orada burada yani her yerde en önemli şeyin doğru insanı bulmak olduğu öğretisiyle karşılaşıyoruz.

Hayatta pek çok başarıya imza atmış kişilerin "Ama bak evlenemedi, çoluğa çocuğa karışamadı" söylemleriyle karşılaştığını sık sık görüyoruz. Hiçbir başarı 'evlenmek' kadar önemsenmiyor veya tatmin etmiyor.

Doğru insan arayışında olmanın yanlış olduğunu söylemiyorum lakin hayattaki yegane başarı kriterinin doğru insanı bulmak, evlenmek olmadığını da belirtmek istiyorum. Aşık olmak, birine karışmak, birini çok sevmek müthiş duygular. Lakin o kişiyi ararken kendini kaybetmemek gerek.

Hepimizin lisede veya üniversitede takıntılı bir şekilde sevdiği, sürekli birlikte olmak istediği, hayaller kurduğu ve ömrünün sonuna kadar seveceğini sandığı bir ilk aşkı mutlaka vardır. Şu an kaçımız o kişiyle birlikteyiz? Daha doğrusu şu an kaçımız o kişiyi düşündüğümüzde kendimize şaşırmıyoruz?

Değişiyoruz.

Seçimlerimiz değişiyor.

Gelişiyoruz.

Yazının Devamı

Harikalar Diyarı'na Nasıl Gidilir?

6 Nisan 2017

Alice kuyudan aşağı düşerken aklında tek bir şey vardı. Bu düşüş hiç sona ermeyecek miydi?

Erecekti. Erdi.

Lakin harikalar diyarına "düşmeden" varmak mümkün değildi.

Sahi Alice neden beyaz bir tavşanı kovalıyordu? Beyaz bir tavşan, bir tavşan düşündüğünüzde aklınıza gelen ilk şey değil mi? Aslında olmasını beklediğiniz bir varlık değil mi?

Belki de beyaz tavşanlar, bizim için en doğal olan ve ancak yapay hedeflere koşmaktan yorulduğumuzda peşine düştüğümüz kendi arzularımızdan başkası değildir. Belki de bizi harikalar diyarına götürecek olan içimizdeki beyaz tavşanları takip etme isteğine teslim olmaktır, başkalarının bizim için seçtiği yolları değil bir tavşan deliğinden düşmeyi seçmektir.

Hayatta alelacele kendi beyaz tavşanlarımızı kovalarken içimizdeki düşme korkusunun harikalar diyarına ulaşmamızı engellediğini hiç fark ettiniz mi?

Kendini güvenceye alma eğilimindeki insanoğlu "comfort zone" dediğimiz rahatlık alanından bir türlü çıkamadığından ya harikalar diyarına hiç varamıyor ya da kuyuya düştüğü anda yaşadığı korkuyla çok da istemediği şeylere tutunarak hayatta kalmaya çalışıyor.

Harikalar diyarına ulaşmanın yolunun ancak zihninin peşinden gitmek olduğunu bazen erken bazen de ol

Yazının Devamı

Erkek çocuk yetiştirmek neden çok önemli?

3 Nisan 2017

Ülkemizde ve eminim daha pek çok kültürde soyun devamı için erkek çocuk da erkek çocuk diye tutturan, erkek çocuk doğurmayan kadını eksik gören, erkek çocuklarını el üstünde tutarken kız çocuklarına bir o

kadar kötü davranan binlerce, milyonlarca aile olduğu konusunda kimsenin şüphesi yoktur.

Evet, erkek çocuk yetiştirmek çok önemli.

Hayır, kodunuzu devam ettirsin, soyadınızı yaşatsın diye değil.

Bir kadına kadın olduğu için değil bir birey olduğu için düzgün davranmayı öğretebilesiniz diye. Erkek olduğu için değil hak ettiği için saygı göreceğini aşılayabilesiniz diye. Gelin toplumlardaki saygı kazanımının ne kadar adaletsiz olduğuna bakalım.

Toplumumuzda adeta birer şehzade olarak yetiştirilen cinsiyet erkek çocukları iken küçük yaştan itibaren ev işlerinde yardım beklenen hep kız çocuklarıdır. Bir erkek çocuğa yapılabilecek en kötü şey onu yetersiz olduğuna inandırmak ve yapabileceklerini yapmalarına izin vermemektir. Masa kurulurken, toplanırken, ev işleri yapılırken bir erkeğin de bir kız çocuğunun da yaşına uygun şekilde iş bölümüne katkıda bulunması bu yüzden önemlidir. Zira zamanında şımartmaktan bayıldığınız erkek çocukları gün gelip de kendi yuvalarını kurmak istediklerinde

Yazının Devamı

Kız çocuklarına ergenlik ne zaman anlatılmalı?

23 Şubat 2017

Kızlar ergenlik dönemine gerçekten hazır mı?

Cevabı hepimiz biliyoruz. Hayır.

Columbia Üniversitesi tarafından yayınlanan ergenlikle ilgili bir araştırmaya göre ABD'deki düşük gelirli ailelere mensup kız çocukları ergenlik ve adet dönemi konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünmüyor. Ülkemizde de durum pek farklı değil elbette.

Ergenlik dönemi hem fiziksel hem de zihinsel açıdan şüphesiz ki hayatımızın en önemli dönemlerinden biriyken neden bu derece eksik bilgilerle yetişiyoruz? Pek çoğumuz ya arkadaşlarımızdan ya da kendi araştırmalarımızla bazı bilgiler ediniyoruz. Bu bilgilerin büyük bir kısmı da şüphesiz ki yalan yanlış.

Üremenin ve çocuk sahibi olmanın bu kadar yüceltildiği bir toplumda üreme sistemi sağlığını belirleyen bir süreçle ilgili bu kadar kısıtlı bilgi paylaşımı çok saçma geliyor.

Ergenlik ve adet dönemiyle ilgili en yaygın görülen sorun kız çocuklarına ne zaman bu konuları anlatmak gerektiğiyle ilgili. İkincisi ise elbette ne şekilde anlatılacağı.

Kız çocuklarına adet dönemi ne zaman anlatılmalı?

Ergenlik yaşı gittikçe düşmektedir. Kızlarda ergenlik 8-12 yaşlar arasında değişen bir yelpazede görülür. Bu sebeple ergenlik ve adet dönemiyle ilgili bilgilerin 6-7 yaşlar

Yazının Devamı

#GizemSoruo: Akalazya hastalığı ve tedavisi

21 Kasım 2016

Nadir görülen ancak oldukça sıkıntılı bir hastalık olan akalazya hastalığını Hemoroid ve Anorektal Hastalıklar ve Gastroenteroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özdal Ersoy'a sorduk. İşte akalazya hastalığı, belirtileri, tedavisi ve akalazya hastaları için yol gösterecek uyarılar...

Akalazya hastalığı nedir?

Akalazya, yemek borusunun mide ile birleşmeden önceki bölümde yer alan kaslarının yemek yerken gevşeyememesi sonucunda ortaya çıkan ve yemek borusunun kasılma hareketlerini de bozabilen nadir görülen bir sindirim sistemi hastalığıdır.

Akalazya hastalığının belirtileri nelerdir?

Akalazya hastalığı yutma güçlüğü ve yutma sırasında yemek borusunun alt kısımlarında takılma hissi ile kendini belli etmeye başlar. Hasta başlangıçta sıvı gıdaları yutamazken, hastalık ilerledikçe katı gıdaları da yutmakta zorlanmaya başlar.

Lokmalarından sonra su içme ihtiyacı hissederler. Hastalığın ileri evrelerinde yemek borusunun gıdayı aşağılara ilerleten kasılma hareketlerinde de kötüleşme ve hatta kaybolma gözlenir, yemek borusu iyice genişler, gıdaların mideye geçişi iyice zorlaşır, ağızdan kötü kokular gelir ve kusmalarla birlikte kişi kilo kaybetmeye başlar.

Yemek borusu hareketleri kaybolduğu için

Yazının Devamı

Farkında olmadan menapoza girmiş olabilirsiniz

6 Ekim 2016

Kendimden, çevremdeki kadınlardan ve okuduğum haberlerden çıkardığım bir sonuç var: Kendimizi dinlemiyoruz ve tanımıyoruz.

Cinsel sağlık konusunu pek önemsemediğimizi kabul edelim.

Örneğin; en sık görülen kadın problemlerinden olan polikistik over sendromunun teşhisi genellikle evlendikten sonra anne olmak istenildiğinde ve hamile kalınamadığında konuluyor.

Halbuki ergenlikten itibaren adet düzensizliği yaşayan bir kadının bunu bir sorun olarak görüp çözüm arayışına girmesi en doğru adım olacaktır. Adet düzensizliği, vücudunuzda bir şeylerin yolunda gitmediğinin sinyalidir.

Pek çok hastalık, teşhis için çok geç kalındığından tedavi edilemez hale geliyor.

Bu hastalıklardan biri de vulva ve vajinada görülen atrofi.

Daily Mail'de yayınlanan ve Amerikan Menapoz Topluluğu tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya göre kadınların %80'inden fazlası kronik ağrıya sebep olabilecek ancak aslında tedavi edilebilir olan bu hastalığın adını bile duymamış.

40 yaş üstü kadınların %45'ini etkileyen VVA, vulva yani dişi üreme organının dış bölümü ve vajinada kuruluk, kaşıntı, yanma, akıntı ve rahatsızlığa neden oluyor.

Yazının Devamı