Digital saadet olmaz...

1 Kasım 2000


       Çevremdeki bütün çiftlerde sorun var. Herkes ama herkes digital bir nedenle ya kavga ediyor ya da ayrılıyor.
       Baz istasyonlarıyla uğraşırken telefonların ciddi bir saadet bozucu olduğunu unuttuk galiba...
       ***
       FATİH - Nasılsın?
       İPEK - Niye iyi olayım ki? Cep telefonu yanına almayan bir kocayla iyi olmam için bana bir sebep sayabilsen hoş olmaz mı?
       FATİH - Üff Beethoven’a imreniyorum ya!...

Yazının Devamı

Site yapacak yer mi kaldı ayol? (2)

30 Ekim 2000


       Efendim Cumartesi günü kooperatif evlerine giriş hikayemi yazmıştım. Bugün devam edicem ama isterseniz önce kısa bir özet geçeyim.
       ÖZET: Gani Müjde adını bile tam öğrenemediği kooperatiflere para yatıracak kadar salaktır...
       ***
       Kahvede soranlara gururla söylüyorum tabi...
       - Naber oğlum.
       - Hiç be abi. Bi tane villa aldık onun senetlerini ödüyoruz işte...

Yazının Devamı

Site yapacak yer mi kaldı?

28 Ekim 2000


       Türk halkı yırtacak bir alan daha buldu sonunda... İnternet...
       Yıllardır köşe dönmek isterken binlerce köşe başında kafasını taşlara vuran halkım (ve ben) şimdi internet ağlarında heder oluyor. Ne işe yarayacağını, bu sitelere insanların nasıl ulaşacaklarını bilip bilmeden herkesin bir sitesi var şu aralar.
       Halktaki bu site merakı benim 1980’li yıllardaki kooperatif sitelerinde perişan olma hallerime denk düşüyor biraz da...
       ***
       Yıl 1980 küsur...
       Benim evliliğim gelmiş bir kere.

Yazının Devamı

Devlet “İştetistik" enstitüsü sunar: Sayım sonuçları

25 Ekim 2000


       Sevgili vatandaşlar. Bu ülkede sık sık deprem olduğu için Prof. Ahmet Mete Işıkara’yı herkes tanıyor ama Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı olan bir başka profesörü beni yani Prof. Fatih Sorulmaz’ı kimse bilmiyor.
       Mesleğine aşık bir profesör olarak Hülya Avşar’la önce kavga, sonra dans etmek benim de hakkım değil mi efendim? Bu nedenle nüfus sayımı, ben popüler olana kadar zırt pırt yapılacak ve sonuçları size açıklanacaktır.
       Saygılarımla... Prof . Dr. Fatih Sorulmaz
       - Türkiye’de trafik terörünün yasalarla filan önlenmesi mümkün değildir.
       Çünkü bu ülkede herkes evdeyken bile trafik kazası olabiliyor.
       - Türkiye halkı eve kapandığı gün bütün televizyon programlarında İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar’ı görmesine rağmen sağ kalabiliyor, ayaklanma terör ve şiddet olayları olmuyor.

Yazının Devamı

Profesörler Hülya Avşar’a karşı...

23 Ekim 2000


       Profesörler aralarında anlaşmışlar galiba... Hülya’ya sataşanın popüler olduğunu gören akademik personel cübbesini savura savura soluğu kameraların önünde alıyor.
       Hülya Avşar’ın liseli genç kız havalarındaki şımarık tavırlarından, başına gelen her musibeti medyatik hale getirmesinden ben de pek haz etmiyorum ama yaptığı bir espriden dolayı aşağılanmasına hop demek de boynumun borcu.
       Resim sergileri kışla disiplini içinde izlenmesi gereken etkinlikler değildir bu biiir.
       Hülya Avşar oraya gelerek çok marjinal bir kitle içine sıkışmış olan resim sanatının bir etkinliğini öyle veya böyle geniş kitlelere duyurarak resim sanatına o profesörler kadar olmasa da katkıda bulunmuştur bu ikiiii...
       Resim sergilerini gezenlerin resimden anlamaları gerekir diye bir zorunluluk ta yoktuur bu üüüç...
       Ayrıca bir güzel sanatlar hocasının, sağlık bakanı Hipokrat tarafından aforoz edilesice Osman Efendi’den daha çok espriye açık ve hoşgörülü olması

Yazının Devamı

Egebank güvenlik kamerasına takılan yeni fotoğraflar...

21 Ekim 2000


       Egebank’ın güvenlik kamerasına yakalanan yeni görüntüler bulundu sevgili Milliyet okurları.
       İşte dakika dakika ibretle izlenecek belgeseliniz: Bir millet soyuluyor...

Foto: 1 Saat 10:30
Bankanın içinin boşaltılmasına karşı çıkan Murat Bey’in sekreteri Şükriye soyulduktan sonra bir sandalyeye bağlanmış kurtarılmayı bekliyor. Şükriye Hanım’ın soyadı bilinmiyor ama vücut hatlarına bakıldığında Demirel ailesinin bir ferdi olduğu tahmin ediliyor.

Foto: 2 Saat 01:30
Bankanın batacağının farkına varan reklamcı Nail Bey’in başına saksı ancak düşmüş.

Yazının Devamı

Erdal Acar askerde... Şamdanlar şamdanlar...

18 Ekim 2000


       Bir eğitim bölüğü... Askerler önde Erdal Bey arkadadır.
       - Ay akşamdan ışıktır... Yaylalar yaylalar...
       Bölüğün arkasında aksaya aksaya sabah koşusu yapan asker dikkatini çeker komutanın...
       - Hişşt asker adın ne senin... Kısa künyeni say bakalım.
       - Naci oğlu Erdal, Havana - Ortaköy... Emret komutanım...
       - Sen niye koşmuyorsun diğerleri gibi evladım?

Yazının Devamı

Acıyı seven elini prize soksun...

16 Ekim 2000


       Veya ne bileyim dikenli bir gül demeti alıp yüzüne sürsün. Gitsin kafasını tuvalete soksun.
       Acılar, yenilgiler, boynu bükük seneler bana zevk vermiyo naapiyim.
       Ben karşılıksız aşkların yüceltilerek idol, hayatın ise cehennem haline getirildiği doğu toplumlarının aşk anlayışını sevmiyorum.
       Sevgilimse mutlu etmeli beni.
       Mutluluk rüzgarları ile dolu olmalı her daim ana yelkenim...
       Ve bu cümlelerin bir sevgili için değil Fenerbahçem için söylendiğini bilmeli bazı mankafalar.

Yazının Devamı