Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Türk halkı yırtacak bir alan daha buldu sonunda... İnternet...
       Yıllardır köşe dönmek isterken binlerce köşe başında kafasını taşlara vuran halkım (ve ben) şimdi internet ağlarında heder oluyor. Ne işe yarayacağını, bu sitelere insanların nasıl ulaşacaklarını bilip bilmeden herkesin bir sitesi var şu aralar.
       Halktaki bu site merakı benim 1980’li yıllardaki kooperatif sitelerinde perişan olma hallerime denk düşüyor biraz da...
       ***
       Yıl 1980 küsur...
       Benim evliliğim gelmiş bir kere.
       Hayırlısıyla okul bitmiş, her Türk genci gibi içeri girip çıkmışız, elektriğin tadını almışız, askerlik için yazılmışız kütüğe, babam bana bu iş için niye para verdiklerini bir türlü anlamasa da “Gırgır" dergisinden iyi kötü bir maaş alıyoruz, mahallenin en güzel kızlarından biri de kolumda, radyoda öğlen haberleri: Kenan Evren “Sevgili Niğdeliler" diye sesleniyor Ağrılılara. Asayiş berkemal yani...
       Bir tek şey eksik hayatımda. Ev!...
       Varoşlarda evin yoksa delikanlı adam yerine komazlar delikanlı adamı.
       O kat üstüne kat çıkmalar, demir filizlerinin üstüne naylon sarıp kat çıkmak için beklemeler hep bu yüzdendir. “Kat üstüne kat çıktık bizim oğlana da ev yaptık. Evlenince gelinim bize yardım da edecek he mi?" söylenmeleriyle katlı pastalar ha bire yükselir de yükselir.
       Ama biz zemin kattayız ve çıkacak bir yerimiz de yok.
       Babamın birkaç kez toprak altına girme denemeleri de başarısız olunca, biz evin delikanlısı olarak kendi evini kendi yap kampanyasına mecburen katıldık.
       Garip kuşun yuvasını Allah yaparmış ya Aksaray’da gezinirken gördüm bez afişi...
       “Ümraniye’de nezih bir sitede 60 ay vade ile ikiz villalar..."
       Bak sen... Körün istediği bir göz allah verdi ikiz villa...
       Özal da bu sırada Semranımın kamyon tekerleği boyutundaki bileziklerini gösterip gösterip “bilezikleri bozdurun ev alın" diyor televizyonlarda.
       Bizde bilezik yok ama kafayı bozmuşuz bir kere illa ki bir kooperatife girilecek...
       Daldım satış ofisine...
       Ali Haydar Ulaşoğlu diye bir adam alt ve üst dudağını diliyle yalayarak karşılıyor bizi.
       Atakent projesini adeta kendi projesiymiş gibi anlatıyor da anlatıyor.
       Benim gözüm odada... Şık bir televizyon, güzel bir masa, stor perdeler...
       Sağda solda muhtemelen başka sitelere ait maketler. Bunlar bu inşaatları gözü kapalı bitirir canım diyorum içimden.
       İnsanlar geliyor, insanlar gidiyor. Odalar telaş içinde...
       Şebekenin kötü röfleli sarışın bir kadın üyesi bizi başka bir odaya alıyor.
       Son iki villa kaldığını öğreniyoruz numaradan yapılan telefon görüşmelerinde. Üstelik oraya da dört kişi talipmiş. Vah ki ne vah...
       Öyle güzel oynanıyor ki oyun insanın saatini pantolonunu kaparo niyetine verip çıkası geliyor odadan ama gene de bir korku var içimizde.
       İnşaatı da gezdiririz isterseniz deyince yüreklere su serpiliyor. O devirde inşaata başlamış kooperatif nerdeeee? Tanımadığımız başka kurbanlarla beraber arabaya biniyoruz ne kadar şanslı olduğumuzu düşünerek...
       Ümraniye’de bir şantiyeye giriyoruz. Önce bekçi içeri sokmak istemiyor bizi ama sarışın şebeke elemanı bir iki şey söylüyor adama kapılar birden açılıyor.
       Bu arada kooperatif adı sürekli olarak değişiyor. Aksaray’da Ulaşoğlu Yapı Kooperatifi, sarışın kadının odasında “Yalçın Yapı Kooperatifi", şantiyeye gelince de “Güzel Konut Yapı Kooperatifi" gibi şeyler oluyor ama bizim umrumuzda değil. Gözümüz dönmüş bir kere. Üstelik arkamızda Özal “güvencesi" ve Semranımın kamyon tekerleği büyüklüğündeki bilezikleri...
       Evler geziliyor. Maşallah ha bitti ha bitecek. Eli kirişinde evlerin.
       Aksaray’a dönene kadar şebeke elemanı evler satılmamıştır inşallah diye dua ediyor bizim için.
       Aksaray’daki ofise girince ofiste bekleşen diğer salakları görerek acıyorum salak salak. Çünkü son kalan ikiz villayı da biz aldık ya bunlar niye bekliyorlar havalarındayım.
       Üsste başta cepte ne varsa veriliyor ve senetler imzalanıyor.
       “Ümraniye’de bir malikanem var artık" diye gerim gerim gerinerek geliyorum bizim mahalleye...
       Ya sonra... Gani Bey’in site macerasının ikinci bölümü pazartesi günü bu sütunlarda?

     Aklıma takılan sorular?
     
  • Eh madem söz konuttan açıldı konuttan soralım.
           Bu aralar ilanlarda görüyorum. “Evlerimizin zemin etüdü yapılmıştır" diye...
           Zemin etüdü yapılması sağlam anlamına gelmiyor ki?
           Etüdün çalışması nedir?
           Sonucu nedir açıklasana?
           Etüdü yaptın ama belki etüd sonunda oraya ev yapılamaz çıktı? Nerden bilicem ben.
  • Niye 15 yıl ceza alan beş yıl yatıyor? Nasıl olsa indiriyorsunuz bari yasada yapın şu indirimi.
           Her suçun cezasını 3’te 1 oranında indirin tamamını yatıp çıksın insanlar...


    Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr