Gani Müjde

<#comment>İcraatından sual olunmayan cici hükümetimiz devlet mertebesinde alınacak tasarruf tedbirlerini geçenlerde açıkladı.
İşte tasarruflu devlet, işte şampiyon...
***
Benzin israfına son. Kimse makam arabasını kullanmayacak.
Makam arabasını kullanmakta ısrar eden ise motoru asla çalıştırmayacak.
Bakanların korumaları, arabaları gidecekleri yere kadar itseler ölmezler ya...

<#comment>Baktı ki Türkiye’ye bir kurtarıcı lazım... Baktı ki esnaf ayakta... Baktı ki yazar kasalar havada uçuşuyor, Almanya’da oturduğu evi boşalttı, tasını, tarağını ve asasını kapıp koştu İpsala sınır kapısına...
Şükürler olsun ki, Türkiye’ye kurtarıcı olarak geldi...
***
Kemal Derviş’te böyle gelmemiş miydi aslında?...
Başbakan Ecevit eline kurşunkalemini, silgisini ve sarı defterini almış (çocukluğumuzda matematik defterlerimiz neden hep sarı olurdu bilemiyorum) tam Türkiye’yi ekonomik krizden çıkaran formüller üretmek üzereydi ki, Hüsamettin Özkan arkadan kulağına eğilip Kemal Derviş’in adını fısıldadı Ecevit’e...
Ecevit kafasını çevirene kadar Hüsamettin bey yerine oturduğundan, Ecevit kafasını çevirdiğinde kimseyi göremedi elbet ve kulağına gaipten gelen bu sesin Allah tarafından kendisine tebliğ edilmiş bir emir olduğunu sandı.

<#comment>Geçtiğimiz günlerde Ankaralı bir esnaf "Artık işime yaramıyor. Buyrun sizin olsun" diyerek elindeki yazarkasayı başbakana attıktan sonra benzer protestolar çığ gibi arttı.
Vatandaş tırlatacağına fırlatmayı tercih etti ve ortaya böyle manzaralar çıktı.
Ekonomik kriz bitti sinir krizi başladı..
***
Bakkal Hüsnü çırağı ile gelmiştir Başbakanlık önüne.
"Sayın Başbakan’ım sayenizde bir işe yaramıyor. Buyrun sizin olsun" diyerek kucağındaki çırak Seyfettin’i başbakanın önüne fırlatır.

<#comment>Bir insan nasıl dayak yer?
Tekme tokat ve yumrukla diil mi? Oysa ben geçenlerde katıldığım bir televizyon programında sunucu hanımdan fecii bir sopa yedim. Hem de sorduğu sorular marifetiyle...
***
SUNUCU - Sayın Gani Müjde hoşgeldiniz...
BEN - Hoş bulduk...
SUNUCU - Sizi çizdiğiniz karikatürlerle tanıyoruz.

<#comment>Attım aşağı ikisini de abi" dedi taksici...
"Baktım arka koltukta el ele tutuşuyorlar, çektim el frenini, ‘İnin lan aşaaya. Yatak odası mı lan arka koltuk, p..venk miyiz lan biz!’ dedim indiler.
Verdikleri parayı da çarptım suratlarına" demişti beş yıl önce konuştuğum "harbi delikanlı" bir taksi şoförü...
Aynı yıllarda "Türk hıyarının tadına doyamayan Alman Ulrike, ‘Seneye de Türkiye’deyim’ dedi", "Fransız turistler aynı gün hem Meryem Ana’yı hem Adem babayı gördüler", "Naomi Hanım ‘Gani Müjde için beyaz olurum’ dedi" gibi haberler yayımlanıyordu necip Türk medyasında.
Türk erkekleri ve delikanlılık alemi altın çağını yaşıyordu.
***

<#comment>- Tablo istiymisan koçum? Beribak beri!.. Pikhasso emminin tablosu vaar, Rambırant ağanın tablosu vaar, Vangok efendinin natürmort çalışmaları var.
Bunları Evin ananın evinde bile bulamazsın yani...
- Biz Mona Lisa bakmıştık ama...
- Beklerseniz o da olur. Yakında Paris'e parlemento heyeti olarak bir ziyarette bulunacağız.
O zaman Mona Lisa bacıyı da Luvur'dan kapıp getiririm...
- Peki gerçek mi bunlar?

<#comment>Olimpiyat Komitesi üyesi bir mister İstanbul’a gelir ve havaalanında bizimkiler tarafından karşılanır... Mister: Oh may gaad! Yakalayııın, bavulumu çaldı yakalayııın...
Yetkili: (adama) Bi dakika mister sakin olun. Kimse bavulunuzu çalmadı. Türkiye’de adettir. Uçaktan yorgun inenlere bavularını taşıttırmayız biz. (Polislere) Çabuk yakalayın şu zepevengi! Lan hırsıza bak yaa. Koca bi ülkenin kaderiyle oynuyo buşt...
(Adama) Şöyle buyrun efendim. Merak etmeyin siz otelinize vardığınızda bavulunuz yakalanmış, çalana da 220 voltluk bir hediye verilmiş olacak.
Mister: What?
Yetkili: Zzt olimpiyatköy...
Mister: Hiaaaaaa!.. Soyguncular imdaat korsanlar...

<#comment>Avrupa Birliği için gerekli adımları atmak üzere toplanan hükümetimiz uzun tartışmalardan sonra ulusal programını ortaya saçtı.
Demokratik ve ekonomik reformları içermesi beklenen program MHP’nin istediği gibi çıkınca Avrupa hedefimiz gene UEFA kupası şampiyonluğundan öte gidemedi.
İşte "yüzakımız, gelişmişlik abidemiz" ulusal program...
***
MADDE 1 - Avrupa hedefi Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir hedeftir. Eğer AB’ye alınmazsak ulus olarak ya Orta Asya’ya geri döneriz ya da kendimizi köprüden atarız ona göre...
MADDE 2 - İdam cezasını elbet kaldırmayı düşünüyoruz. İdam cezası orta vadade ele alınacaktır. Bunun için öncelikle Apo’nun eceliyle ölmesi beklenmelidir. "Yargısız infaz", "tosunlar bunu yapmaz" ve "Türk güvenlik güçlerini töhmet altına sokmaya kimsenin hakkı yoktur" cezaları ise bir süre daha sürdürülecektir.