Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bir insan nasıl dayak yer?
Tekme tokat ve yumrukla diil mi? Oysa ben geçenlerde katıldığım bir televizyon programında sunucu hanımdan fecii bir sopa yedim. Hem de sorduğu sorular marifetiyle...
***
SUNUCU - Sayın Gani Müjde hoşgeldiniz...
BEN - Hoş bulduk...
SUNUCU - Sizi çizdiğiniz karikatürlerle tanıyoruz.
BEN - Yazılar...
SUNUCU - Karikatür de bir yazı değil midir aslında?!.. Çizgiler bir süre sonra salt sanatçının kendisine has semiolojik imgelere dönüşmez mi zaten?
BEN - Yani bilmem ki?
SUNUCU - İşte biz de bu noktada sanatı sorgulamak istiyoruz. Sanat nedir Gani bey?...
BEN - Sanat bir insanın...
SUNUCU - Elbette, sanat bir insanın çevresine ve doğaya bakış açısıdır aslında. Sanat insan ruhunun ve bedeninin başkaldırısıdır. Sanat kırağının bile çalamadığı acı bir patlıcandır...
BEN - Eh, öyle de denilebilir mi acaba?
SUNUCU - İnsan zaten doğa karşısında kendini hep havada uçuşan bir tüy tanesinin yumuşak karnına vuran bir zemberek gibi hissetmez mi?
BEN - Ee....
SUNUCU - Hayat da bunun gibi bişey işte. Kıskaca alınmış bir limon kabuğunun sert bir zımparaya sürtüldüğünde çıkan sese benzeterim ben hayatı...
BEN - Başka şeylere de benzetilebilir tabiii...
SUNUCU - Elbette.. Nasıl ki ölüm bir alış veriş poşetinin sapının kopması sırasında çıkan ses ise, hayat td mavi bir karanlığın içindeki dalga seslerinin kıyıya vurduğu öksürük sesidir.
BEN - Anlamadım?!.
SUNUCU - Benim de anlamadığım bir şey var Gani bey.. Neden aşık oluyoruz?..
BEN - Aşk aslında...
SUNUCU - Evet tabii ki; aşk aslında zamansız okunan bir kitaptır. Hepimiz aşkın çaresizliği karşısında bir bigisayar klavyesinin boş odada çıkardığı seslere dönüşmez miyiz?
BEN - Bana pek öyle olmaz...
SUNUCU - Aşk; karanlık bir mabedin tırabzansız merdivenlerinden yavaş yavaş çıkarken birden tökezleyerek insanın haminnesini hatırlaması değil midir? Aşk; aynaya yapıştırılan bir sakızı tekrar yerinden alırken uzayıp 'cııyk' sesi çıkartılması diil midir?
BEN - Diildir gibi geliyor bana.
SUNUCU - Yoo, öyle demeyin Gani bey!.. Zaman nasıl ki kar tanesinin sırtına yüklenmiş semerdeki arpa tanesiyse, aşk da hıçkırık tutmuş bir insanın karşısında limon yemeye benzer...
BEN - Benzemez ulan!.. Limonla aşkın ne alakası var?!
SUNUCU - Yapmayın Gani bey! Bu bağlantılar değil mi bizi iskeleden kalkan son vapura yetişme isteği ile koşturan?..
BEN - Ben vapura binmem!.. Zaten şimdi de arabama binip gidiyorum!
SUNUCU - Gitmek mi? Ne güzel konuşuyorduk..
BEN - Konuşmak bir kaplumbağanın ürkek adımlarla otobanı geçmesi değil midir sunucu hanım?
SUNUCU - Bilmem ki?
BEN - Bilmiyorsan konuşma!..

- Tarık, Hüsnü'ye 'Maymun' diyecek. Hüsnü elindeki muzu Tarık'a fırlatacak.
- Murat ve Elif banyo kapısının önünde erotik bir şekilde susuşacaklar.
- Program taksisi Yıldız Parkı'ndan geçerken röntgen yapan iki kişiye çarpacak.
- Emrah bulaşık eldiveninden prezervatif yapmaya çalışacak.
- Politika konuşulmayacak. İçeridekilerin 'Kemal' dendiğinde akıllarına hala Kemal Derviş değil Kemal Sunal geliyor zaten...
- Üç haftadır en yüksek oy alan Murat'ın, Show televizyonunun genel müdürü Murat Saygı olduğu anlaşılacak.
- RTÜK Başkanı Nuri Kayış abi stüdyoya girip kızlara bekaret kemeri takmaya çalışacak.
- Yarışmacılar uzun eşek oynayacak. Biz de hem seyredicez hem eşekliğimize doymıyıcaz...

Borsa gene düştü..
Geçenlerde bizim eve borsacı arkadaşım Akın geldi. 'Borsa düştü mü?' diye soramadım bile... Haline bakınca borsanın düştüğü kabak gibi meydanda zaten... Kaskı olmadan dolaşamıyor çocuk...

• Kanunlar Meclis'ten çıkmazsa orman kanunları ile memleket yönetilecek.
• Devlet bankalarının arpalık olarak görülmesi önlenecek. Bankaların önünde arpa için bekleşen eşekler kovulacak.
• Bir sonraki tenis maçı Ecevit'le yapılacak. Şu sıralar galibiyete ihtiyacım var. Hülya Avşar'da olabilir...
• Para isteme turlarından önce Çarkıfelek'e katılınacak. 'Yardım edin Mehmet Ali bey' denilerek prova yapılacak.