Kurtuluş öldürmek olmasaydı!

8 Ocak 2012

Kadına şiddeti, işe biraz komedi katarak mahkûm eden “Kurtuluş Son Durak” filminin Ankara’daki galasına ilgi büyüktü.
Filmi bir grup gazeteci, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, oyuncular Demet Akbağ, Belçim Bilgin, yönetmen Yusuf Pirhasan, yapımcı Ayşen Sever ile aynı salonda izledik.
Oyuncuların hakkını teslim edelim...
Başta Demet Akbağ olmak üzere Belçim Bilgin, Asuman Dabak, Nihal Yalçın, Ayten Soykök, Damla Sönmez, Ahmet Mümtaz Taylan, Mete Horozoğlu ve Yavuz Bingöl canlandırdıkları karakterlerin hakkını fazlasıyla vermişlerdi. Salon dolusu alkışı hak etmişlerdi.

Saadetsiz “Saadet Apartmanı”
Erkeklerden gördükleri fiziki ve manevi şiddet nedeniyle saadet yüzü görmemiş beş kadının “Saadet Apartmanı”nda şiddet uygulayan kocayı linç usulü kazara öldürmeleriyle başlayan öykü, mutlu bir “mor çatı” finaliyle noktalanıyor.

Yazının Devamı

Başbuğ’un tutuklanması

7 Ocak 2012

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanması hem Türkiye’de hem yurtdışında geniş yankı buldu. Bunda normal düzen içinde ilk kez bir Genelkurmay başkanının tutuklanmış olmasının etkisi büyük. Bu yönüyle Başbuğ’un tutuklanması tarihi açısından özel bir yer tutacaktır.
Başbuğ’un cezaevine gönderilirken, gazetecileri, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmakla ve yönetmekle suçlanmıştır. Takdiri Türk milletine bırakıyorum” sözleri de bu anlamı ifade ediyor.

Ağır suçlama
Başbuğ, çeşitli davalardan tutuklu yargılanan görevde veya emekli generaller gibi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/3 maddesinde sayılı olan “katalog” suçlar nedeniyle tutuklandı. Başbuğ’a atılı suç da, diğer generallerde olduğu gibi, “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme” iddiasına dayanıyor.
Başbuğ, bu suçlamanın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne komuta etmiş biri olarak göreceği en büyük ceza olduğunu ve onuruna dokunduğunu ifade etti. Kuşku yok ki, Başbuğ gibi aynı suçlamayla tutuklu yargılanan diğer komutanlar ve subaylar da aynı duygu içindeler.
T

Yazının Devamı

Uludere’yle ilgili istihbarat vermedik

6 Ocak 2012

‘Uludere’yle ilgili istihbarat vermedik’
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan da, gazetecilerin soracağı ilk sorunun Uludere olacağını biliyordu. Bu nedenle de sözlerine başlarken, “Siz” dedi, “Şimdi Uludere olayını merak ediyorsunuz, hemen söyleyeyim, programın sonunda sizi uğurlarken bir yazılı açıklama vereceğiz.”
Buna karşın mikrofon gazetecilerin eline geçince MİT’in yanlış istihbarat verdiği ve F-16’ların bunun üzerine grubu bombaladığı iddiası Fidan’a soruldu.

‘Geleneğimizde yok ama’
MİT Müsteşarı yanıtın yazılı olarak kapıda verileceğini hatırlatmakla birlikte şu değerlendirmeyi yaptı: “Sayın Başbakan açıklama yaptı, iddiaları yalanladı. Genelkurmay Başkanlığı detaylı bir açılama yaptı. Sayın Beşir Atalay da Meclis’te detaylı açıklama yaptı. Bu kadar üzücü bir olayda bile MİT’in kasti olarak istihbarat verdiği gibi iddialarla konu başka yönlere çekilmek isteniyor. Bu nedenle biz de pek geleneğimizde olmamasına rağmen açıklama yapmak zorunda kaldık.”

Yazının Devamı

‘PKK’nın adını gündemden sileceğiz’

5 Ocak 2012

Son dönemde terörle mücadelede yaşanan gelişmeler ve belirginleşen yeni konsept Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i gündeme taşıdı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel’e, bu bağlamda gündemdeki konulara ilişkin sorular ilettim. Özel, Uludere’de yaşanan son olayla ilgili olarak savcılığın gizlilik kararı alması nedeniyle bu konuyla ilgili sorularımıza yanıt vermedi. Diğer sorulara ise ayrıntılı yanıtlar verdi. Özel’e ilettiğim sorular ve yanıtları şöyle:


‘Hayatımız pahasına insancıl davranıyoruz’
Bingöl’ün Karlıova ilçesinde meydana gelen bir operasyona ilişkin görüntülerin kamuoyuna yansımasının ardından, terörle mücadele kapsamında konsept değişikliği yaşandığı yorumları yapıldı. Son dönemde “insani” hassasiyetleri ön plana çıkaran görüntülerin kamuoyuna yansıdığı bir döneme girildiği gözlenmektedir. Bu bir konsept değişikliği midir? Nedenleri nelerdir?

Yazının Devamı

Felaketten siyaset çıkarmak

4 Ocak 2012

Maalesef siyasetçilerimizin böyle kötü bir alışkanlığı var. Eğer bir olayda siyasi çıkar kokusu alırlarsa, o olayın suyunu çıkarıyorlar.
Van depreminde gördüğümüz gibi...
Felaketten siyaset çıkarmakta mahirler gerçekten...
Uludere olayı da siyasetten nasibini aldı!
Öyle akla ziyan senaryolar gündeme sürüldü ki, kör siyasetin nelere kadir olduğu şaşırtıcı biçimde bir daha gözler önüne serildi.
Bunlardan biri 35 sivil vatandaşın kasten bombalanıp, öldürüldüğüydü.
O kadar ki, “saldırının bir gün önceki Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlaştırıldığı ve ertesi gün uygulandığı” bile iddia edildi.

Yazının Devamı

Kaymakamın hali

3 Ocak 2012

Uludere Kaymakamı Naif Yavuz belli ki kendini işine adamış, canla başla çalışan, idealist, genç bir amir...
Cenaze köyüne tek başına gitmesinden; kafası gözü sarılı halde hastanede yatarken bile Uludere halkına toz kondurmamasından belli...
“Tayinim çıktı ama kabul etmedim, o çocukların hepsi benim kardeşim, iki gün eşimle yemek yiyemedik, ağladık” demesinden belli...
“Ölenlerin hepsiyle fotoğrafım var” demesinden belli...
“Kimse beni görevimi yapmaktan alıkoyamaz” demesinden belli...
Kafasında koca bir sargı bezi devletle Uludere halkının arasını yapmaya çalışmasından belli...
Bakanlarla köyün önde gelenlerini bir başka yerde buluşturmasından belli...

Yazının Devamı

Kaçakçı çırağı

1 Ocak 2012

Yılın sonunda uğurladığımız 35 cenaze acı derslerle doluydu... PKK’lı sanılarak F-16’lar tarafından bombalanan 35 genç kaçakçının cenazeleri toprağa verildi.
Uzun bir konvoyla...
Herkes cenazeleri bir tarafa çekmeye çalıştı...
Devlet toplu defnedilmelerine karşı çıktı; terör örgütü acele tabutlara PKK bayrakları örttü ve toplu defnedilmelerinde ısrar etti...
Bir vatandaş, oğlunun tabutuna PKK bayrağı örtülmesine itiraz etti, “içimi acıtıyor” dedi, cenazenin çıktığı köye gelen kaymakam, linç edilmekten son anda kurtarıldı...
Cenazelerden almamız gereken ilk ders, olanın gençler olduğudur.
En büyüğü 28 yaşında olan bu kaçakçı gençlerin, “orada doğmak” dışında bir “suç”ları yok. Nereye doğacağını kimse belirleyemiyor.

Yazının Devamı

Faciaya yol açan üç temel faktör

31 Aralık 2011

Baskın yapmak üzere Irak sınırından girmeye çalışan PKK’lılar sanılarak F-16’larla vurulan grubun kaçakçılık yapan sınır köylerindeki vatandaşlar olduğu anlaşıldı.
F-16’larla gerçekleştirilen operasyon sonrasında yaşları 12-28 arasında değişen ve Irak’tan katırlarla kaçak sigara, şeker, mazot getiren 35 genç yaşamını yitirdi.
Facia boyutundaki bu olay bütün Türkiye’de büyük üzüntü yarattı.
Genelkurmay Başkanlığı, ilk kez bir operasyon sonrasında yaşamını yitirenlere başsağlığı ve yakınlarına sabır dileyen bir açıklama yaptı. Bu açıklama ölenlerin terörist olmadığı ve büyük bir yanlış yapıldığının kabulü anlamı taşıyordu.
Genelkurmay, bu facianın nasıl meydana geldiğini, bu hatanın nasıl yapıldığını aydınlatmak üzere idari bir inceleme yürütüyor. İncelemenin sonuçları da kamuoyuyla paylaşılacak.

Üç temel faktör

Yazının Devamı