Bugün 10 Kasım. Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 72. yıldönümü. Ağlamak, yakınmak yersiz ve yararsız. Büyük Atatürk’ü anmanın en anlamlı yolu, O’nu anlamak ve anlatmak olmalı.
Son yıllarda Atatürk’e yüklenmek moda oldu. 1920’lerin koşulları ve O büyük liderin ileri görüşlülüğü bir yana bırakılarak, rüzgârgülü gibi esintiye göre dönüp durmak geçerli akçe oldu.
Bütün fenalıkların başı olarak Atatürk ve Atatürkçülük gösteriliyor. Oysa, sömürgeciliğe, emperyalizme karşı mazlum uluslara örnek olacak bir ulusal kurtuluş mücadelesi sonunda, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bizlere emanet edenin Atatürk olduğu unutuluyor, unutturulmaya çalışılıyor.
Atatürk, zamanının ruhunu ve geleceği doğru okumuş, hiçbir dogmayı esas almamış; bizlere ilim ve aklı rehber alın, öğüdüyle doğru yolu göstermiş 20. yüzyılın en büyük lideridir. Türkiye Cumhuriyeti 21. yüzyıla bir iç savaş yaşamadan ve yıkılmadan ulaşabildiyse, bu onun ileri görüşlülüğü ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlam temellere oturtmuş olmasındandır.
Cumhuriyet ve demokrasi
Atatürk devriminin en büyük eseri, yıkılan imparatorluktan yarattığı Cumhuriyet’tir. İleri görüşlülüğü ise bu Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak
Bakan Vecdi Gönül, sözleşmeli erlerin sayısı için “İlk etapta 50 bin olacağını düşünüyoruz” dedi. Gönül, 15 aylık normal askerliğini yapanlardan, isteyenlerin sözleşmeli erlik için başvuracağını, ilköğretim mezunu olmanın bu statü için yeterli olacağını söylediBakan’ın verdiği bilgiye göre, sözleşmeli erler, muharip sınıftan olacak. Terörle mücadele öncelikli olmak üzere ihtiyaç duyulan her yerde sözleşmeli erler görev yapabilecek. Gönül, “Gencimiz sözleşmeli hizmeti üç yılda bitirse, 75 bin lira gibi bir parayla ayrılacak” dedi
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sözleşmeli er uygulamasıyla ilgili detayları açıkladı. Gönül, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın 25. kuruluş yıldönümü nedeniyle verdiği kahvaltıda sorularımızı yanıtlarken, profesyonelliğe geçişin bir adımı olarak sözleşmeli erlerin nasıl istihdam edileceğini anlattı.
50 bin sözleşmeli
Gönül, sözleşmeli erlerin sayısının ne olacağına ilişkin sorumu yanıtlarken, “İlk etapta 50 bin olacağını düşünüyoruz” dedi. Gönül, 15 aylık normal askerliğini yapanlardan, isteyenlerin sözleşmeli erlik için başvuracağını, ayrıca komutanlarının referanslarının da alınacağını belirtti.
Gönül, sözleşmeli erlik için lise mezunu olma
Necmettin Erbakan Hoca 80’inden sonra yeniden Saadet Partisi’nin liderlik koltuğuna oturdu. CHP’de fırtınanın koptuğu gün Hoca, aralarında benim de bulunduğum birkaç gazeteciyi öğle yemeğine davet etti.
İlerlemiş yaşına karşın Hoca’nın kafası saat gibi çalışıyor. Siyasete yeni atılmış bir genç kadar heyecanlı. Büyük idealleri var.
Dünya “Saadet”i
Erbakan Hoca’nın ideali Türkiye’yle sınırlı değil. Hedefini şöyle açıkladı:
“Osmanlı’nın dünyayı yönettiği döneme bir saadet dönemi diyoruz. Siyonizmin dünyayı yönettiği döneme ise zulüm dönemi. İnşallah dünyada yine saadet dönemini kuracağız.”
CHP’de sular duruldu mu? Henüz evet demek için erken. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Önder Sav’ın görüş ayrılıkları olağanüstü kurultay getirir mi? Partiden kopmalar olur mu?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na dünkü sohbetimizde yönelttiğim soruları tek tek yanıtlamadan önce, “Aslına bakarsanız” dedi:
“Sorun yok”
- Ben bu konularla çok ilgili değilim. Kim ne yaptı, ne söyledi yakından izlemiyorum. Milletvekili arkadaşlarımın, Parti Meclisi üyesi arkadaşlarımın görüşlerini aldım, nabızlarını tuttum. Bir sorun gözükmüyor.
twitter’ı seviyorum
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, CHP’nin yeni MYK’sını tescil etmesi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu rahatlattı ve elini güçlendirdi. Başsavcılık, partinin yeni yönetiminin Kılıçdaroğlu’nun belirlediği MYK olduğunu ve parti siciline işlendiğini açıklayarak, hukuki tartışmaya nokta koymuş oldu.
İbre Kılıçdaroğlu’na dönüyor
Önceki gün Parti Meclisi’nin (PM) 59 üyeyle toplanması ve 56’sının Genel Sekreter Önder Sav’ın istediği doğrultuda tüzük kurultayı için oy kullanması, Kılıçdaroğlu açısından bir handikap oluşturuyordu. CHP lideri, bu gelişmeye karşın yeni MYK’sını açıkladı ve listesinde Önder Sav ve arkadaşlarına yer vermeyerek, yeni bir dönem başlattığını ilan etti.
Partide iki yönetimli bir tablo oluştu. Bu görüntü dün akşama doğru Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasıyla ortadan kalktı.
Bu durum, dün sabahtan itibaren Kılıçdaroğlu’na doğru gözlenen yönelişi hızlandıracaktır. Öğle saatlerinde PM üyelerinden 20 civarındaki ismin, imzasını çekerek Sav’ın yanından Kılıçdaroğlu cephesine geçmesi önemli bir işaretti. Bu yöneliş, bugün daha da belirgin hale gelecektir.
Kılıçdaroğlu’nun, milletvekilleri ve PM üyeleriyle yaptığı görüşmeler,
CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Sekreter Önder Sav’ın “hesaplaşacağı” biliniyordu. Hesaplaşma beklenenden erken geldi.
Kılıçdaroğlu, CHP’ye genel başkan seçilmişti ama, “Önder Sav’ın vesayeti altında” görünümü veriyordu. Genel başkanlık koltuğuna Önder Sav’ın desteğiyle oturmuştu. Bu süreçte Sav’a karşı hiçbir koşul öne sürmemişti. Sav da Kılıçdaroğlu’nu genel başkan seçtirmiş, ancak Parti Meclisi’ni istediği isimlerden oluşturarak yerini sağlamlaştırmıştı. Bir başka deyişle yeni Genel Başkan, kuşatılmış halde çalışıyordu.
Lider olabilmesi için bu kuşatmayı yarması ve kendi yönetimini kurması gerektiğini biliyordu. Sabırlı davranarak uygun zamanı gözlüyordu.
Tüzük olayı, kavgayı erken patlattı. CHP’de dün yaşananlar Kılıçdaroğlu’nun liderlik mücadelesi olarak okunmalıdır.
Gürsel Tekin tercihi
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildiği mayıs kurultayından bu yana yaşanan “Gürsel Tekin sorunu” aslında Kılıçdaroğlu, Sav sorunuydu. Tekin, bu çatışmanın sembolü haline gelmişti.
PKK, 31 Ekim’de dolan eylemsizlik kararını seçime kadar uzattı. Bu karar, eski DTP milletvekili Aysel Tuğluk, İmralı’da Abdullah Öcalan’la konuşurken açıklandı. Tuğluk, İmralı’ya gitmeden kararın uzatılacağını bildiğini, ayrıca bu kararın Öcalan’ın bilgisi dahilinde olduğunu da açıkladı.
Kandil eylemsizliğe hâkim mi?
Eylemsizlik kararının seçime kadar uzatılmasının irdelenmesi gereken birçok yönü var.
Birincisi şu; Taksim’de canlı bomba eylemini kim yaptı? PKK, bu eylemi üstlenmiyor. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kim yapmış olursa olsun süreci baltalamaya dönük bir provokasyondur, dedi.
Peki bu eylemi PKK yapmadıysa kim yaptı? Kandil’in kontrol edemediği PKK’lı gruplar mı? Bu tür gruplar bulunduğu öne sürülüyor.
Eğer böyleyse o zaman şu soru gündeme geliyor: Kandil, PKK’nın tüm unsurlarına hâkim mi? Eylemsizlik sürecine hâkim olabilecek mi?
CHP, 12 Eylül’den sonra yolları ayrılan Bülent Ecevit için ölümünün dördüncü yıldönümü olan 5 Kasım günü büyük bir anma töreni düzenleyecek.
CHP, Bülent Ecevit’i “3. Genel Başkan” olarak anacak. CHP Genel Merkezi’nde düzenlenecek panelde Ecevit’ten anılar aktarılacak; liderliği, siyasi kişiliği anlatılacak.
Rahşan Ecevit de katılacak
CHP’nin anma törenine Rahşan Ecevit de katılacak. Bülent Ecevit’i anmak için etkinlik düzenleyen CHP, panele Rahşan Ecevit’i de davet etti. Rahşan Hanım da daveti kabul etti. 5 Kasım Cuma günü, yıllar sonra Rahşan Ecevit, CHP Genel Merkezi’nde olacak.
Rahşan Hanım, CHP Genel Başkanlığı’na Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinden sonra CHP ile barışmış ve Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıklamıştı.