29 Ağustos’taki yazımın şu satırlarını hatırlatmam gerekiyor önce:
“Şamil Tayyar’ın alıntı yaptığım yazısı 22 Ağustos günü yayınlanmıştı.
Bugünü bilmem.
Fakat dün...
Yani 28 Ağustos itibarıyla bir daha yazmadı.”
Geçelim.
Dün 4 Eylül’dü ve hâlâ yazmamıştı.
Bando, Chopin’in Cenaze Marşı’nı çalarken, biri çıkıyor “Durun” diyor:
“Millet tekbir getirecek.”
O biri...
Malum:
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay.
Akıllı adam.
Aynı durumun kendi gibi cenazesinde yaşanmaması için, ne yapılması gerektiğini vasiyet etmiş.
Tunceli’de 1994 yılında intihar ettiği iddia edilen
Albay Kazım Çillioğlu, 1994 yılında Tunceli’de intihar mı etti, yoksa öldürüldü mü?
Bu sorudan başlayın ve işin içinde Yeşil’den morciverte (!) kadar akla gelen kırk türlü soruyu ve kuşkuyu seslendirin.
Ne o sorular, ne de cevapları; olaydaki şu ayrıntı kadar can yakamaz.
Bilmeyenler, öğrensin.
Adı Macky Sall. Muhtemelen ismini ilk kez duydunuz.
Senegal Cumhurbaşkanı olur kendisi.
“Gereksiz maddi yük oluşturduğu” gerekçesi ile Senato’yu feshedip, buraya harcanan kaynağı da sel mağdurlarına aktardı.
Adı Ali Ağaoğlu. Onu tanımayan taş olur.
Geçen gün Diyarbakır’a gitti.
Arnavutluk: Rıfat SAİT, Cezayir: Vahit KİLER, Angola: İsmet UÇMA, Arjantin: Nureddin NEBATİ, Avustralya: Tevfik Ziyaeddin AKBULUT, Avusturya: Harun KARACA, Azerbaycan: Necdet ÜNÜVAR, Bahreyn: Gönül BEKİN ŞAHKULUBEY, Bengaldeş: Ebu Bekir GİZLİGİDER, Belarus: Zeyid ASLAN, Belçika: Tülin ERKAL KARA, Bosna Hersek: Hakan ÇAVUŞOĞLU, Brezilya: Menderes M. Tevfik TÜREL, Bulgaristan: Mustafa ÖZTÜRK, Burkina Faso: Cahit BAĞCI, Kanada: Nabi AVCI, Şili: Mehmet Kerim YILDIZ, Çin Halk Cumhuriyeti: Abdulkadir Emin ÖNEN, Kolombiya: Ahmet Berat ÇONKAR, Demokratik Kongo Cumhuriyeti: Yılmaz TUNÇ, Kosta Rika:
Gökçen ÖZDOĞAN ENÇ, Hırvatistan: Ayşe TÜRKMENOĞLU, Küba: Ayşe Nur BAHÇEKAPILI, Çek Cumhuriyeti: Ahmet ARSLAN, Danimarka: Önder MATLI, Cibuti: Mustafa Gökhan GÜLŞEN, Ekvator: Ahmet Baha ÖĞÜTKEN, Mısır: Mahir ÜNAL, Estonya: Erdal KALKAN, Finlandiya: Kemalettin AYDIN, Gabon: Mehmet MUŞ, Gambiya: Ercan CANDAN, Gürcistan: Hüseyin ŞAHİN, Almanya: Akif Çağatay KILIÇ, Gana: İsmail KAŞDEMİR, İngiltere: Mesude Nursuna MEMECAN, Gine Cumhuriyeti: Temel COŞKUN, Macaristan: Vural KAVUNCU, İzlanda: Pelin GÜNDEŞ BAKIR, Endonezya: Ahmet Edip UĞUR, İran: Osman Aşkın BAK, İtalya: Hakan ŞÜKÜR, Fildişi
Kısaca “SETA” diye kodlanıyor. Açılımı ise şöyle:
“Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı”
Söylem, eylem ve kadrosuna bakıldığında “iktidara yakın” olduğu belli.
İşte o kadrodan Hüseyin Yayman, aybaşından beri Hürriyet Gazetesi’nde yazıyor.
Kendisi bir akademisyen, Gazi Üniversitesi’nde görevli.
Seversiniz, sevmezsiniz... Yazdıklarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz... Görüşlerine değer verirsiniz, vermezsiniz.
Karar sizin.
Fakat her koşulda “dikkate almak” zorundasınız Şamil Tayyar’ı.
“Neden” derseniz:
Evvel emirde, öyle sonradan olma değil, çekirdekten gazetecidir kendisi.
Hani “yıllardır beynimin kıvrımlarına işlemiş ve her biri diğerinden kirli haber kırıntılarından, aklımı ve ruhumu arındırmaya çalışacağım” demiştim ya...
Bereket sözün başına “Becerebilirsem” şerhini koymuşum.
Yalan yok.
Beceremedim.
Çünkü izin vermediler.
Sadece bana değil, bütün millete bayramı da, tatili de zehir ettiler.