Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Bando, Chopin’in Cenaze Marşı’nı çalarken, biri çıkıyor “Durun” diyor:
“Millet tekbir getirecek.”
O biri...
Malum:
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay.
Akıllı adam.
Aynı durumun kendi gibi cenazesinde yaşanmaması için, ne yapılması gerektiğini vasiyet etmiş.
“Benim cenazemi Itri’nin Segâh ilahisiyle kaldırın” demiş.
Kutlarım Sayın Bakanı.
Yaptığı seçim, gerçekten müthiş.

Madem Sayın Bakan yolu açtı, herkes vasiyetini yapsın şimdiden. Cenaze töreninde neyin çalınacağına, sağlığında karar versin.
Örnekse ben...
Acaba ne isterim?
O kadar çok seçenek var ki, hemen bilemedim.
Kim ne derse desin, Chopin’in marşı güzel.
Itri’nin ilahisi çok daha güzel.
Başka?

İzmir Marşı yakışır cenazeme meselâ.
“İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diye başlayan marş değil ama. . .
Hani Erkan Yolaç’ın yarışmasındaki İzmir Marşı.
Odeon Orkestrası’nın çaldığı, bestecisinin Mehmet Ali Bey olduğu İzmir Marşı.
Evet.
İşte o marş.
Bari giderken “İzmir Marşı” ile gidelim adam gibi.

Veya Mozart’ın Türk Marşı.
Yalnız bilindik hali yerine, Bosnalı gitarist Zele Lipovaca’nın yorumladığı şekliyle çalsın Türk Marşı.
Lipovaca biraz uzun tutmuş gerçi.
Dokuz dakika kadar sürüyor.
Olsun.
Benim için nasıl olsa sorun olmaz!

Veya en iyisi bir türkü, “Ötme bülbül ötme” çalsın:
“Deryadan bölünmüş sellere döndüm
Ateşi kararmış küllere döndüm
Vakitsiz açılmış güllere döndüm
Dost senin derdinden ben yana yana”

Hepsi iyi hoş da “son kararım” hiçbiri değil.
İstediğim tek şey derin bir sessizlik.
En azından o an herkes hesaplaşmalı kendiyle.
Ama bir şey çalınacaksa ille de...
Selim Sırrı Kaya’nın “Sessizlik Senfonisi” çalsın cenazemde.

Haberin Devamı

Ninni

Biz uyurken, koyunlar gibi uyurken, kınalı kuzular can vermiş yine.
Ey Devlet.
Hey devleti yönetenler...
Anlaşılan siz de uykudaydınız.