Feyzi Hepşenkal

BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN yakın zamana kadar dilinden düşürmediği bir söz vardı:
“Yargıya güven kalmadı.”
Haklıymış.
Kalmadı.
Hem de...
Hiç.
O nedenle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun şu sözleri, belki de siyasal yaşamının en önemli açıklamasıydı:

Haberi şöyle vermişler:
“Şamil Tayyar, aday olacağı partiyi açıkladı...”
Öyle bir hava estiriliyor ki, Şamil’in aday olacağı parti sanki belli değildi ve o nedenle açıklaması merakla ve de heyecanla bekleniyordu!
Hayret.
Sanki Yeni Parti ile Yurt Partisi arasında kararsız kalmıştı.
Sanki Özgürlük ve Dayanışma Partisi veya Türkiye Komünist Partisi’nden birine adaylık başvurusu yapacaktı.
Sanki rahmet Erbakan, mirasını ona bırakmıştı da; Saadet Partisi, Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi ve Demokrat Parti’yi birleştirme çabasındaydı.

Türkiye ahalisinin yüzde 39,6’sı “geçim zorluğu yaşamadığını” belirtmiş TÜİK anketinde.
Tuhaf.
Her şeyin en ucuzunu satan, reklamı fazla yapılmayan ürünleri raflarına koyan marketlerden alışveriş yapsa dahi insanÖ
1 kilo unu 1 lira 61 kuruştan
500 gram makarnayı 91 kuruştan
1 litre ayçiçek yağını 3 lira 91 kuruştan
Zeytinyağının riviera tipini dahi, litresi 7 liradan

BAŞBAKAN, AKP’li hanımlara müjdeyi verdi:
“Her dört-beş adaydan biri kadın olacak.”
Mesele “adayların sayısı” mı ki?
Eğer mesele buysa...
Başbakan’dan “daha ileri bir demokrasi anlayışı” ile ben de derim ki:
“Dört -beş adaydan birinin kadın olması yetmez. Adayların en az yarısı kadın olacak. Ve hatta liste başına da mutlaka bir kadın aday konacak.”
Şakam yok.

BAŞBAKAN açık açık sesleniyor cemi cümleye:
“Tutuklanan, gözaltına alınan gazeteciler üzerinden ‘hükümetin eleştiriye tahammülü yok’ diye kampanya başlatanlara da buradan açık açık sesleniyorum: Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için bugün tutukludur?”
Pardon.
Değil Türkiye’de iktidarı, Libya’da bile sanmam ki, “Kaddafi’yi eleştirme” suçu nedeniyle hiç kimse tutuklanmaz, tutuklanamaz.
Elbet her derdin bir çaresi var.
Hele hele...
Dünyada “suç icat etmekten kolay” ne var?

Anayasa’nın 114’üncü maddesi der ki:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir.”
Evet.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; çekildiler.
Aynı maddenin devamında der ki:
“Bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.”
Evet.

BUGÜN son gün.
Niçin ve kimler için?
Meslek gruplarını, makam odalarının kapısında yazan unvanları sıralamak yerine; meseleyi somuta ve İzmir özeline indirgeyelim.
ÖrneğinÖ
İzmir Valisi Cahit Kıraç eğer milletvekilliğine aday olmak istiyorsa bugün görevinden ayrılmak zorunda.
Peki.
Böyle bir ihtimal var mı?

BEYAZ’IN klişe olmuş konuk tanıtımına benzedi yazımın başlığı ama...
Çare yok.
Benzesin.
Çünkü “Ben övündüğüm ve düşüncelerini paylaştığım bir siyasi partinin bürokratıyım” diyen...
Gerçekten bir bürokrat.
Adı:
Şinasi Haznedar.