Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye ahalisinin yüzde 39,6’sı “geçim zorluğu yaşamadığını” belirtmiş TÜİK anketinde.
Tuhaf.
Her şeyin en ucuzunu satan, reklamı fazla yapılmayan ürünleri raflarına koyan marketlerden alışveriş yapsa dahi insanÖ
1 kilo unu 1 lira 61 kuruştan
500 gram makarnayı 91 kuruştan
1 litre ayçiçek yağını 3 lira 91 kuruştan
Zeytinyağının riviera tipini dahi, litresi 7 liradan
250 gram margarini 1 lira 6 kuruştan
Toz şekerin kilosunu 2 lira 54 kuruştan
Sütün litresini 1 lira 30 kuruştan
1 kilo çayı 9 liradan
1,5 kilo deterjanı 5 liradan aşağı alamaz.
Hani et?
Hani peynir?
Hani zeytin?
* * *
İnsan ailesini ayda bir de olsa, en azından köfteciye götürmek istemez mi?
Köftenin yanında bir piyaz ye, bir de ayran iç; 50-60 lira gitti.
Bu hesap bile, asgari ücretin yüzde 10’nu demek!
* * *
Gerçekten tuhaf.
Asgari ücretlilerin bile yüzde 4,3’ü geçimlerini “kolaylıkla sağlayabildiklerini” söylemişler.
Varsayın ki, kendilerine ait gecekonduda yaşıyor bu kişiler.
Yine de elektrik ve su parası, sanmam ki ayda 100 liradan az olsun.
Ha.
Kaçak kullanıyorlarsa, o başka.
Ya ısınma?
Tezek mi yakıyorlar yoksa?
Anlamadım.
Bu işte bir tuhaflık var.
* * *
Pazardan bir çift çorap alsan, en ucuzu 50 kuruş.
Paçalı don 1 lira.
Hırka 10-15 lira.
Gerçekten ucuz da...
İkinci, üçüncü yıkamaya ömrü yetmiyor gariplerin!
Mesele “para değil” belki.
İnsanların “bir lokma, bir hırka” itikatına kanaat etmesi!
* * *
TÜİK araştırmasının ortaya koyduğu bir de siyasi sonuç var.
Halkın yüzde 39,6’sı “geçim zorluğu yaşamıyorsa” gerçekten, halinden memnun demek ki.
Demek ki...
İktidar partisinin seçimde alacağı oyun yüzde 39,6’nın altına düşmesini bekleyenler, daha çok bekler.

Bir tuhaflık var


Tek karelik çete!
Balbay’dan Başbakan’a
“Siz şiir okuduğunuz için yargılanmadınız. 1998 yılında sizin için hazırlanan iddianamede suçunuz şöyle yazılmıştı:
‘Halkı din ve ırk farklılığı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik etmek.’
12 Aralık 1997’de Siirt’te yaptığınız konuşmadan sonra açılan davada, bu suçu işlediğiniz için 10 ay hapis cezasına çarptırıldınız.” ise daha hüküm giymemişken nasıl milletin kürsüsünde bizi mahkûm edersiniz? Ergenekon savcısı değilim diyorsunuz ama bu tutumunuz savcılığı da geçti, doğrudan hüküm vericisi noktasına çıkmış bulunmaktasınız.”Siirt konuşmanızın ardından soruşturma, dava, karar, Yargıtay tüm evreleriniz 10 ay sürdü. Biz yıllardır yargılama bekliyoruz. O gün sizin yanınıza 200 kişi daha koysalardı, 50 ayrı suçtan. Yargılanmanız kaç yıl sürerdi? Bir kişi 10 ay ettiğine göre 201 kişi 2010 (iki bin on) ay! Yani 167 yıl!”de cezaevi koşulları var ki... Siz 4 aylık hapiste cezaevini kendiniz seçtiniz, koğuşunuza halı döşettiniz, toplantı odası yaptırdınız, beyaz eşya dahil dışarıdan istediğiniz eşyayı getirttiniz ve 30 bin ziyaretçi kabul ettiniz.
Bu mektubu hücrede tek başıma yazıyorum...”