TAKVİME baktım. 31 Mart 2013, bir Pazar gününe denk geliyor.
İzmir yıllar yıllı süren rahvan gidişini, belki de o gün şaha kalkarak değiştirip, dörtnala koşmaya başlayacak.
Açıkçası düne kadar fazla umutlu değildim.
Değildim çünkü...
2015 EXPO’sunu yitiren İzmir’in, siyasal iktidarın “tam desteğini” arkasına almadan başarıya ulaşması mümkün değildi.
Değildim çünkü...
İktidar adeta yasak savarcasına yaklaşıyordu işe.
SİYASET baştan sona, bir hesap işi.
“Hesap” sözcüğünü her anlamda kullanıyorum.
Örneğin “son kaset darbesi” ile devrilen iki MHP milletvekiline kurulan tuzağın ardında da bir “hesap” vardı.
Sandıklar açıldıktan sonra milletvekillikleri pay edilirken de, yine bir “hesap” yapılacak.
Bu hesap kimine karışık gelebilir.
Merak etmeyin.
YGS’deki soru kitapçıklarında şifre var mı?
Var.
Hem de Allah’ına kadar.
Sınavdan iki gün önce malum çevrelerin yönettiği dershanelere o şifrenin kod adı olan “mod medyan” sinyali geldi mi?
Geldi.
“Gelmedi” diyen, önce Kuran’a el bassın!
Laf büyük.
YALAN yok. Kıskandım. Başbakan Erdoğan’ın “çılgın İstanbul” projesini çok kıskandım.
“Karadeniz - Marmara kanal projesi” Osmanlı döneminde yedi kez gündeme gelse de...
Kıskandım.
Emrehan Halıcı, “Bu proje 1994 yılında Bülent Ecevit’e ait bir fikirdi” dese de...
Kıskandım.
Kimi mimarlar ve şehir plancıları “İstanbul kâbus şehri olur” diyerek eleştirse de...
OTOBÜS fiyatına uçağa binmenin, 8 saatlik mesafeleri bir saatten az zamanda kat etmenin dayanılmaz cazibesine kapılanlar, gerçeğin böyle olmadığını sanırım hemen anlıyorlar.
Uçak fiyatı, otobüs fiyatı ile aynı değil bir kere.
Ama oldukça yakın fiyatlara bilet bulmak mümkün.
Elbette günler öncesinden uçuş gününü ve saatini belirlerseniz.
Fiyatı geçip, süreye gelelim...
Örneğin İzmir- İstanbul arasında uçağın kalkışı ile inişi arasında geçen zaman, en fazla bir saat, bir saat olmasına da...
İzmir’de Gaziemir’e, İstanbul’da Yeşilköy veya Sabiha Gökçen’e ulaşmak... En az bir saat önce alanda olmak... Kapıdan kapıya koşup, kuyruğa girmek ve defalarca don gömlek soyunmak kolayca göze alınacak türden işler değil.
ERTUĞRUL GÜNAY’a hak veriyorum.
Gerçekten de...
“Ana muhalefet partisinin, İzmir gibi geçmişte önemli destek aldığı bir yere seçim bildirgesinde bir paragraf ayırması ve bunu farklı spekülasyonlara yol açabilecek bir benzetme ile ifade etmesi” beni de hem şaşırttı...
Hem de İzmir adına üzdü.
Madem “İzmir CHP’nin kalesi” idi CHP’ye göre.
Öyleyse...
Ne olur seçimde? Oylar nasıl dağılır?
Yazacağım oranlar asla bir temenni değil.
Basit bir denklemden ibaret bir tahmin sadece.
Hem de öyle bir tahmin ki...
Onca çabaya, masrafa, tantanaya yol açan ve bağrış çığrış açıklanan kamuoyu araştırmalarına gerek bırakmayacak kadar net bir tahmin.
Özeti üç sayıdan ibaret:
DÜNYA gözünü İngiltere’ye çevirmiş, Prens William ile Kate Middleton’ın 29 Nisan’daki düğününü bekliyor.
Sanki İspanya ile Brezilya Dünya Kupası finalini oynayacak.
Naklen yayınlanacak düğünü 2 milyar kişinin izleyeceği tahmin ediliyor.
60 başbakan davetli düğüne.
Her şey hesaplanmış, atılacak her adım planlanmış.
Misal, tören geçişi yapacak askerler, her biri 76 cm. olmak üzere bin 409 adım atacaklar!