ERTUĞRUL GÜNAY’a hak veriyorum.
Gerçekten de...
“Ana muhalefet partisinin, İzmir gibi geçmişte önemli destek aldığı bir yere seçim bildirgesinde bir paragraf ayırması ve bunu farklı spekülasyonlara yol açabilecek bir benzetme ile ifade etmesi” beni de hem şaşırttı...
Hem de İzmir adına üzdü.
Madem “İzmir CHP’nin kalesi” idi CHP’ye göre.
Öyleyse...
O kalenin ihtişamına yakışan bir yaklaşım içinde olmak, herkesi “şaşırtacak” projeler yaratmak, samimi bir ilgi göstermek zorundaydı İzmir’e.
Ak Parti’lisi de, MHP’lisi de... İzmir’den aday olan Doğu Perinçek de, Osman Pamukoğlu da, “Helâl olsun” demeliydi:
“Bu kale asla yıkılmaz.”
* * *
Tamam.
CHP rahat olabilir.
“Nasıl olsa Aziz Kocaoğlu çalışıyor” diye, rehavete kapılabilir.
Hatta...
“Biz ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım İzmirli gelir, CHP’ye oy verir” gibi, çok ayıp bir düşünceye kapılabilir.
Tamam.
Bir bildikleri var.
Ben de biliyorum.
Bazıları, hani derler ya “kafasını kessen” kararından dönmeyecektir asla.
Onlar, “AKP olmasın da ne olursa olsun, kim olursa olsun” diyenlerdir çoğunlukla.
Anlamak lâzım.
İliklere kadar işlemiş bir korku ile yaşayan, kolayca geçmeyecek bir endişeyle geleceğe bakan o insanların tereddüdünü giderecek samimi adımları atmadı, atamadı Ak Parti.
CHP de bunu bildiğinden rahat.
Ne aday listelerini düzenlerken, yeteri kadar özen gösterdi.
Ne de seçim beyannamesini yazarken, İzmir’e hak ettiği değeri verdi!
* * *
Ama dikkat.
Bu kez Aziz Kocaoğlu’nun varlığı ve çabası dahi, CHP’nin İzmir’de beklediği “kolay zaferi” sağlamaya yetmeyebilir.
Kim derse ki:
“İzmir CHP’nin kalesidir.”
Yanılır.
Çünkü İzmir şu veya bu partinin değil; aydınlığın, çağdaşlığın, demokrasinin, özgür düşüncenin ve bu değerlere yürekten inanan insanların kalesidir.
Ve o kalenin burçlarına, her an farklı umutların bayrakları çekilebilir!
Beklenen ne?
12 HAZİRAN günü İzmir’de yapılacak “samimiyet sınavında” başarılı olamayanlar, belli ki, ÖSYM Başkanı Ali Demir’den beter olacaklar!
O güne daha epey var.
Önce şu ÖSYM işi hal olmalı.
Ne tuhaf, ne beter, ne acı bir durumdur ki, ÖSYM’nin değdiği yerde ot bitmiyor!
İzmir’de 15 bin kişi, yüksek lisans ve doktora yapmak amacıyla 24 Nisan günü yapılan ALES’e girdi.
Sınava girenlerden yaklaşık 500 kişiye hatalı soru kitapçığı dağıtıldı. Bazılarına yedek kitapçık verildi.
Verilemeyenler ise 135 dakika boyunca duvarlara bakarak oturmak zorunda kaldı.
Ve mutat gelişme...
ÖSYM Başkanı bir elektronik posta gönderdi bu durumdakilere.
Aslında (e) postaya (z) postaya gerek yok.
Beklenen iki satırlık bir açıklamadır yalnızca:
“Verdiğim acı ve ıstırap için özür diler, istifamın kabulünü Türk milletinden rica ederim. Prof. Ali Demir.”
Tek karelik berber!