SİYASET baştan sona, bir hesap işi.
“Hesap” sözcüğünü her anlamda kullanıyorum.
Örneğin “son kaset darbesi” ile devrilen iki MHP milletvekiline kurulan tuzağın ardında da bir “hesap” vardı.
Sandıklar açıldıktan sonra milletvekillikleri pay edilirken de, yine bir “hesap” yapılacak.
Bu hesap kimine karışık gelebilir.
Merak etmeyin.
Ve inanın, bu hesabın ilk sözünü ettiğimden çok daha basit bir mantığı var.
Diyelim ki:
İzmir’in seçim bölgelerinden birinde, 1 milyon 100 bin geçerli oy kullanılmış; A Partisi yüzde 35, B Partisi yüzde 33, C Partisi yüzde 12 ve Bağımsız aday D de yüzde 6 oranında oy almış olsun.
Önce:
Partilerin aldığı oylar bire, ikiye, üçe, dörde, beşe ve gerekirse çıkacak milletvekili sayısına kadar, yani 13’e kadar bölünür.
Örnekse...
A Partisi: 385.000, 192.500, 128.333, 96.250, 77.000, 64.166
B Partisi: 363.000, 181.500, 121.000, 90.750, 72.600, 60.500
C Partisi: 132.000, 66.000
Bağımsız aday D: 66.000
* * *
Yapılacak şey şudur:
En yüksek oydan başlayarak, 13. en yüksek sayıya kadar gidilerek; milletvekillikleri dağıtılır.
Aynen şöyle:
A Partisi 1, B Partisi 1, A Partisi 1, B Partisi 1, C Partisi 1, A Partisi 1, B Partisi 1, A Partisi 1, B Partisi 1, A Partisi 1, B Partisi 1, C Partisi 1, Bağımsız D 1
Sonuçta:
A Partisi: 5 milletvekili
B Partisi: 5 milletvekili
C Partisi: 2 milletvekili çıkaracaktır o bölgede.
Bu arada bağımsız aday D’ye de, Meclis yolu açılacaktır.
* * *
Derseniz ki:
Yaptığın bir tahmin mi, yoksa temenni mi?
Hayır.
İkisi de değil.
Farazi oran ve sayılarla, sadece bir hesap yaptım ben.
Ama sonuç aynen böyle çıkarsa...
Yine emin olun:
Tamamen tesadüftür!