Ne olur seçimde? Oylar nasıl dağılır?
Yazacağım oranlar asla bir temenni değil.
Basit bir denklemden ibaret bir tahmin sadece.
Hem de öyle bir tahmin ki...
Onca çabaya, masrafa, tantanaya yol açan ve bağrış çığrış açıklanan kamuoyu araştırmalarına gerek bırakmayacak kadar net bir tahmin.
Özeti üç sayıdan ibaret:
1 + 2 + 3
Yani...
MHP: Yüzde 15
CHP: Yüzde 30
Ak Parti: Yüzde 45
* * *
Bu tahmini ancak 9 şiddetindeki depreme eşdeğer bir sarsıntı yerle bir edebilir.
Ve o tür ihtimallere de “felaket senaryosu” denir!
Aksi halde sonuç bellidir.
MHP: Yüzde 15
CHP: Yüzde 30
Ak Parti: Yüzde 45
En iddialı araştırmalarda bile derler ya, (+2) veya (-2) hata payı olabilir.
Tahminimde de benzer sapmalar yaşanabilir elbet.
Ak Parti yüzde 47 olur mu?
Olur.
MHP yüzde 13’te kalır mı?
Kalır.
* * *
Bir de üç partinin toplamı yüzde 90 ettiğine göre, arta kalan yüzde 10 var tabii.
Onun yarısını, DTP destekli bağımsız adayların alacağı, zaten baştan belli.
Geride kalan yüzde beş oyun aslan payı da, Saadet Partisi’nin olacaktır ki:
Aksi benim için de büyük sürpriz demektir.
* * *
Ve lütfen dikkat edin.
12 Haziran seçimi üç aşağı beş yukarı bu şekilde sonuçlandığında, özellikle üç partinin de keyfi yerine gelecektir.
Öyle ya:
Ak Parti gücünü korumuştur.
CHP yenileşmenin ödülünü almıştır.
MHP baraj altında kalacağını iddia edenleri yanıltmıştır.
Hepsi mutlu.
Hepsi şen.
Bülbül gibi şakıyacaktır sandıklar açıldığında.
Delikanlı İbo
YANITI merak edilen bir soru var:
Ne oldu da İbrahim Tatlıses, bağımsız aday olmaktan vazgeçti?
Soru, yeni sorular doğurmaya gebe.
Nitekim soruluyor her yerde:
Urfa’da oyları bölünmemesi için, Ak Parti’den gelen rica mı etkili oldu?
Yoksa PKK’dan gelen tehdit mi?
Kim bilir...
Belki de ikisi!
Ama bence, yalnızca bir SMS bile sorunu çözmeye yetmiş olabilir.
Eğer Başbakan Erdoğan, uğradığı saldırından önce İbrahim Tatlıses tarafından kendisine iletilen ve gayet memnun ve de mesut bir ifade ile okuduğu mesajı aynen geri gönderdiyse...
İbrahim Tatlıses, “Partinizden aday olayım ya da olmayayım önemli değil, ben ve etrafımdaki dostlarım sizin delikanlı tarafınızı seviyoruz. Böyle bir Başbakanımız hiç olmamıştı. Başarılarınız daim olsun” dediğini, irkilerek hatırlamış ve bir an dahi düşünmeden “adaylıktan çekilme” kararı almıştır.
Ne de olsa serde, delikanlılık var!