Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

OTOBÜS fiyatına uçağa binmenin, 8 saatlik mesafeleri bir saatten az zamanda kat etmenin dayanılmaz cazibesine kapılanlar, gerçeğin böyle olmadığını sanırım hemen anlıyorlar.
Uçak fiyatı, otobüs fiyatı ile aynı değil bir kere.
Ama oldukça yakın fiyatlara bilet bulmak mümkün.
Elbette günler öncesinden uçuş gününü ve saatini belirlerseniz.
Fiyatı geçip, süreye gelelim...
Örneğin İzmir- İstanbul arasında uçağın kalkışı ile inişi arasında geçen zaman, en fazla bir saat, bir saat olmasına da...
İzmir’de Gaziemir’e, İstanbul’da Yeşilköy veya Sabiha Gökçen’e ulaşmak... En az bir saat önce alanda olmak... Kapıdan kapıya koşup, kuyruğa girmek ve defalarca don gömlek soyunmak kolayca göze alınacak türden işler değil.
Ve rötar.
Bazen yarım saat, bazen bir saat.
Ne çıkarsa bahtına!
Bu sürelerin ortalamasını alın ve hesaplayın:
Eğer hayatı ucu ucuna yaşayanlardan değilseniz, İzmir’den İstanbul’a uçakla gitmek için harcanan zaman; otobüsle gitmenin yarısı kadar neredeyse!
* * *
Asıl ıstırap ise uçağa bindikten sonra başlıyor elbette.
Uğur Cebeci pek güzel yazmış:
“Özellikle ucuz taşıyıcılar, ekonomi sınıflarını dayanılmaz hale getirdiler. Artık uzun boylu yolcular değil, orta ve kısa boylu yolcular, iki koltuk arasında sıkışarak oturuyor. Koltuklar arasında hareket edemeyen bacaklar, ekonomi sınıfı sendromunun yarattığı tehlikeyi doruğa çıkarıyor. Dar koltuk aralıklarında yolcuların ruhu sıkılıyor, öfkeleri artıyor, uçuşları zehir oluyor. Havayolu taşımacılığına kinleniyorlar.”
* * *
Yirmi yıl sonra otobüse binip, bir İzmir-İstanbul sefer yaptım ki; değmeyin keyfime.
Kaptan şoförler, en az kaptan pilotlar kadar dikkatli; yardımcı görevliler, uçakta servis verenlerden özenliydi.
Karşında TV ekranı.
İster 30- 40 DVD arasından seç, beğen film izle.
İster TV kanalları arasında gezin.
İster canının çektiği şarkıyı dinle.
Bu arada:
İnternet açık.
Cep telefonu serbest.
İkramın ise bini bir para.
Büyük konuşmak gibi olmasın ama...
Uçağa zor binerim bundan sonra!

Bakan Günay uyuyor mu?


1’NOLU Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu aylardır toplanamıyormuş. Dosyalar dağ gibi yığılıyormuş. Projeler mecburen bekliyormuş. İnsanlar çile çekiyormuş. Yatırımcı dertli, mülk sahibi perişanmış.
Çünkü kurul başkanı İzmir’e gelmiyormuş.
Gelmiyormuş zira arkadaş Ankara’da oturuyormuş.
Aynı zamanda Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısıymış.
Falan. Filan.
Hani bir ihtimal ya...
İşi çoktur arkadaşın.
Mühim memleket meseleleri ile haşır neşir olmaktadır.
Yok.
O değilmiş mesele.
Arkadaşın meşguliyet sebebi daha başkaymış.
Kendisi Ak Parti’den milletvekili adayı olmanın derdindeymiş.
Hem de Burdur’dan.
Olmuş mu peki?
Olmuş, ikinci sıradan.
Seçilir mi?
Dilerim seçilemez...

Gökyüzünden yeryüzüne


Tek karelik üçü bir yerde!