İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ciddi bir değişim sürecine girdi.
Eskiden en acımasız eleştirileri tevekkülle karşılardı.
Şimdi haklı ve masum serzenişlere bile hiddetle yanıt veriyor. Ve hatta “demogoji” bir marifetse, bu işin ustası olma yolunda, hızla ilerliyor.
Misal, metro...
Düştüğü çukurda debelendikçe batan metroda, Kocaoğlu’na göre sorun yok.
Ya kopan feryat ile figan?
Onlar yaygara.
HAREKET çekmenin kim bilir kaç şekli var.
En mükemmelini yandaki fotoğrafta görüyorsunuz işte.
İranlı bir hanım, her dilde aynı anlama gelen (!) el hareketini, Cumhurbaşkanı Ahmedinejat’ın gözlerinin içine baka baka çekiyor.
Bize özgü hareket çekmelerin önde geleni ise yıllardır MHP’liler tarafından başarıyla uygulanıyor.
Baş parmakla ortadaki iki parmağı önde buluşturup, işaret parmağı ile serçe parmağını yukarı kaldırıyorlar ki; bunu başarmak için, doğrusu epey talim yapmak gerekli.
Heavy metalci gençlerin yaptığı ve Başbakan Erdoğan’ın tepesini attıran işaret, buna çok benziyor.
Sayın Başbakan, belki işaretleri karıştırdı ve o yüzden bir el hareketi ile “alın bunları içeriye” talimatını verdi
The Sun Gazetesi’nin anketinde, İngiliz erkekleri “her çiçekten bal alarak” ideal kadını belirlemişler.
Ortaya çıkan tablo müthiş:
İdeal kadının yüzü Angelina Jolie’ye, saçları Cheryl Cole’a, göğüsleri Kelly Brook’a, kolları ABD First Lady’si Michelle Obama’ya, karnı Britney Spears’a, kalçası Kylie Minogue’a, bacakları Eva Longoria’ya ait miş.
Aynı yöntemi izleyerek, bizler de “ideal başbakan” veya “ideal belediye başkanı” portresi oluşturmaya çalışsak, acaba nereye varır işin sonu?
Eyvah.
Bir yığın kıllı bacak, küt parmak, kel kafa...
Fiziksel durum da önemli elbet ama başbakan veya belediye başkanı olacak kişide aranması gereken özellikler çok daha başka.
BİLİRİM Kİ, Sayın Başbakan’ın iki yıl önceki tercihi “zevahiri kurtarmak” içindi.
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı... Kendisi de Başbakan olunca, araya bir tampon gerekliydi: Köksal Toptan, TBMM Başkanı seçildi.
Bu göreve seçilmeden önce, sormuştum kendisine:
“Nasıl geçiyor günleriniz AKP’de, geçinebiliyor musunuz?”
Yanıtı şuydu:
“Onlar bana karışmıyor, ben de onlara.”
Yine bilirim ki, Köksal Toptan iki yıl boyunca zor günler geçirdi.
27 Mayıs ihtilâlinde sekiz ile askeri vali atanmıştı. Örneğin İzmir’e General Burhanettin Uluç gönderilirken, Bitlis’e de Kurmay Albay Vefa Poyraz tayin edilmişti. Üstelik hem valiydiler, hem de belediye başkanı.
İşte o sekiz validen birinin, eşine zor rastlanır bir yaşam öyküsü var.
14 Ekim 1918’de doğmuştu Vefa Poyraz.
27 Mayıs 1960’da, 42 yaşındayken kurmay albay rütbesi taşıyan bir askerdi.
Bitlis’te bir yılı aşkın süre görev yaptı. Ardından Trabzon Valisi olmaya geldi sıra.
Yine o sırada Türkiye, darbenin etkisinden sıyrılmaya başlamıştı ki; Vefa Poyraz’a “Ya askerliğe devam et, ya valiliğe” dendi.
Vefa Poyraz “tam sivil” olmayı seçti.
POLİTİKA yapmaya hevesli genç bir insanın, Demokrat Parti gibi “geçmişi önemli” bir siyasi partide İzmir İl Başkanı olmasını ve yaptıklarını eleştirenler var.
Konu “politika”, şehir ise “İzmir” olunca...
Olur böyle şeyler.
Fatih Dalan’ın İzmir’deki ilçe yönetimlerini değiştirmesi, hiddetle eleştiriliyor meselâ.
Son seçimde görüldüğü üzere, her zerresi tel tel dökülmüş bir örgüt yapısını aynen korusaydı, eleştirilmeliydi oysa.
Şimdi kendi tercihini, kendi yaptı.
Bundan sonra başarı da onun, başarısızlık da.
YAĞCILIK, yapan için ayıp.
Yapılan için, kayıp!
Yağcılık, gözleri köreltir, kulakları sağır eder çünkü.
Gerçekleri görmekten, doğruları duymaktan yoksun kalmak...
Gerçekten büyük kayıp!
Üzerinde ülkeyi yönetme sorumluluğunu taşıyan bir parti genel başkanı kürsüye çıktığında, şu yazıyı görürse karşısında:
“Sigarayı bıraktık artık senin tiryakiniz.”
HEPSİ DE büyük adam. Hepsi de çok önemli işler başarmış ve bazıları başarmaya devam ediyor.
Ortak özellikleri ise “bireyin test sonucu belirlenen zekâ yaşını kronolojik (zamansal) yaşına bölüp, çıkanı 100 ile çarparak elde edilen zekâ gelişimi düzeyi göstergelerinin” yani IQ’larının çok yüksek olması.
Örnek...
Albert Einstein 160, Stephen Hawking 160, Bill Gates 160.
Bazılarının IQ’su da tahmin edilebiliyor ancak.
Rivayet muhtelif olsa da, Newton, Voltaire , Leonardo Da Vinci, Goethe , Galilei ve Charles Dickens gibi dahilerin IQ’su 180-200 arasında.
Ne anlama geliyor bu sayılar, derseniz ; ortaya konan tablo şu: