Feyzi Hepşenkal

PARASI pulu olanlar zaten biliyordur. Madem öyle...
Ötekiler bilmese de olur!
Olmaz işte.
Ötekiler de bilsin ki, aralarında dededen, babadan kalma arsası, tarlası olanlar, malının mülkünün kıymetini bilsin.
www.milliyetemlak.com sitesinde “14 ilin yeni rant bölgeleri” anlatılırken, İzmir için dikkat çekilen yerler şöyle sıralanıyor:
“Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla ve Menemen gayrimenkul açısından en değerli bölgeler haline geldi. Örnekköy ve Çiğli’nin üst bölgeleri ise son dönemde çıkışta olan semtler.”
Neden?

AMERİKA Birleşik Devletleri’nde antidepresan ilaç kullanımı 10 yılda iki katına çıkmış ki...
Bunun sayısal ifadesi, 27 milyon kişi.
Gel de Türkiye’deki durumu merak etme şimdi!
Ama şu var...
Biz de psikologa, psikiyatriste gidenlere hâlâ “deli” gözüyle bakıldığından, antidepresana muhtaç kim bilir kaç milyon insan mahrum kalıyor, içine düştüğü çukurdan kurtulma fırsatından!
Öte yandan her gün yeni bir olay, antidepresan piyasasına hareket kazandırıyor.
Misal...

Yarın gözüm saatte olacak. Bırakın dakikaları, saniyeleri hatta saliseleri sayacağım teker teker.
Hele saat 12’yi geçtiğinde.
Hele hele 12:34 olduğunda, heyecanım iyice artacak.
12:34:01... 12:34:15... 12:34:29... 12:34:38... 12:34:47...
Şimdi dikkat:
12:34:51... 12:34:52... 12:34:53... 12:34:54... 12:34:55...
Ve nihayet:

HABERİN arada kaynayıp gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü haber, umudumuz ve geleceğimiz “gençler” ile ilgiliydi.
Çünkü haber, ülkemizin en temel sorunu “eğitim” ile ilgiliydi.
Çünkü haber, Türkiye’nin öncelikli derdi “yoksulluk” ve hatta “açlık” ile ilgiliydi.
Haber şuydu ki:
“İzmir’deki üniversitelerde okuyan gençlerin dörtte üçü, açlık sınırında yaşıyor.”
TMMOB’a bağlı odaların, İzmir’deki çeşitli üniversitelerden bin 667 gençle görüşerek yaptığı araştırma, önemli bir sonucu daha ortaya çıkardı.
Öğrencilerin yüzde 64’ünü, başka illerden İzmir’e gelenler oluşturuyor.

Olurdu olmazdı...              Araya bir tampon lâzımdı.   Falandı filândı.
Geçin artık.
Takke düştü, kel göründü.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanlığına da Mehmet Ali Şahin gelince, “Kare As” tamamlanmış olacak.
AKP, resti çekiyor yani
İster gör, ister görme.
Bundan böyle devletin başı bağlandı.

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 99’uncu maddesi, milletvekillerine verilen önemli bir hakkın uygulanma biçimini düzenliyor.
Nedir o?
Özellikle muhalefet partilerine mensup milletvekilleri, TBMM Başkanlığı aracılığıyla başbakan ile bakanlara en azından kendilerince önemli gördükleri konularda sorular yöneltirler.
En güzeli sözlü sorudur ama pratikte fazla işlemez.
O zaman ne olur?
Sözlü soru üç birleşimde cevaplanmayınca yazılı soruya çevrilir. Bu nedenle milletvekilleri de, genellikle doğrudan yazılı sormayı yeğler.
99’uncu maddeye göre:

KLAROS’TA (Ahmetbeyli) kazı yapan Lui Robert, 1950 yılında Homeros heykelinin gövdesini toprak altından çıkardı, İzmir Müzesi’ne gönderdi.
30 yıl sonra heykelin başı bulundu aynı yerde, Efes Müzesi’ne gitti.
Yıllarca ayrı kaldı baş ile gövde.
Baskı.
Israr.
Mücadele.
Homeros, İzmirliydi.

ÇARESİZLİĞE çözüm, dertlere derman, mutsuzluğa umut aranıyor.
Hem de yıllardır.
Ve yıllardır...
Çözüm yok.
Derman yok.
Umut yok.
Hiçbir şey olmasa CHP olmalıydı.