27 Mayıs ihtilâlinde sekiz ile askeri vali atanmıştı. Örneğin İzmir’e General Burhanettin Uluç gönderilirken, Bitlis’e de Kurmay Albay Vefa Poyraz tayin edilmişti. Üstelik hem valiydiler, hem de belediye başkanı.
İşte o sekiz validen birinin, eşine zor rastlanır bir yaşam öyküsü var.
14 Ekim 1918’de doğmuştu Vefa Poyraz.
27 Mayıs 1960’da, 42 yaşındayken kurmay albay rütbesi taşıyan bir askerdi.
Bitlis’te bir yılı aşkın süre görev yaptı. Ardından Trabzon Valisi olmaya geldi sıra.
Yine o sırada Türkiye, darbenin etkisinden sıyrılmaya başlamıştı ki; Vefa Poyraz’a “Ya askerliğe devam et, ya valiliğe” dendi.
Vefa Poyraz “tam sivil” olmayı seçti.
Trabzon’u, Bursa Valiliği izledi.
Kısa bir sürenin ardından da, 18 Ocak 1966’da, İstanbul Valisi oldu.
Önemli yıllardı.
İktidarda Adalet Partisi vardı.
Boğaz Köprüsü macerasından, Boğaz’daki 6. Filo’ya “Go Home” çığlıklarının atılmasına kadar; bir birinden heyecanlı nice olay yaşandı.
2 Haziran 1973’de, Vefa Poyraz yeni bir sayfa açtı yaşamında. Adalet Partisi’ne katıldı, önseçimi kazandı, İstanbul Senatörü seçildi. 1975 yılında kurulan 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin ise Köy İşleri Bakanı’ydı.
* * *
Hayata bakın.
Askerlik.
Valilik.
Siyaset.
Bir ömre sığan üç hayat.
Vefa Poyraz’ın “Bir Cumhuriyet Valisi’nin Anıları” kitabını da, o heyecanla okumaya başladım.
Ama ve maalesef.
Bilinen olaylar, sıradan ayrıntılarla dolu; büyük bölümü, hani neredeyse “özel idare bülteni” gibiydi!
Oysa Vefa Poyraz’ın bir ömre sığan üç hayatında, anlatacağı çok daha önemli, bizi şaşırtacak, ibret alınacak tanıklıkları olmalı.
Asıl onları yazmalıydı.
Allah sağlık ve uzun ömür versin, elinde hâlâ bu fırsat var.
Metro’ya ne lâzım?
Açıklamaya bakan, geleceğe de umutla bakar.
Deniyor ki:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin ulaşım sorununa kalıcı çözüm getirecek metro ve hafif raylı sistem projelerinin en kısa süre içinde tamamlanması konusundaki kararlılığını sürdürmektedir.”
Kararlılık iyi bir şey.
Fakat işe yaraması için basiret lâzım, yetenek lâzım, dirayet lâzım, cesaret lâzım.
Lâzım oğlu lâzım!
Peki.
Onlar var mı?
Veya şöyle soralım:
Hangisinden, ne kadar var?
Tek karelik soru