Yarın gözüm saatte olacak. Bırakın dakikaları, saniyeleri hatta saliseleri sayacağım teker teker.
Hele saat 12’yi geçtiğinde.
Hele hele 12:34 olduğunda, heyecanım iyice artacak.
12:34:01... 12:34:15... 12:34:29... 12:34:38... 12:34:47...
Şimdi dikkat:
12:34:51... 12:34:52... 12:34:53... 12:34:54... 12:34:55...
Ve nihayet:
12:34:56...
Tamam.
Durun orada.
Zaman dursun o anda.
Çünkü 12:34:56’nın ardına 7 Ağustos 2009’un 7, 8 ve 9’unu da ekleyince; bir eşini bugün yaşayan hiçkimsenin bir daha göremeyeceği bir tablo çıkacak ortaya:
123456789
* * *
İşte o an, bir mucize yaşansın istiyorum.
Ne bileyim.
Meselâ Allah’ın sopası öyle bir insin ki kötülerin başına, ayağa dahi kalkamasınlar ömrü billâh!
Kimler mi kötü?
Ne bileyim.
Biz, sadece tahmin edebiliriz.
Güç sahibi olan biri yandaşlarını tıka basa doyurup, kendi halindeki insanları bir lokma ekmeğe muhtaç ediyorsa eğer.
O kötüdür.
Yalan denizine itildiğinizde, yılana sarılmaya mecbur kalmışsanız eğer.
Sizi buna mahkûm eden, kötüdür.
Güvendiğiniz dağlara kar yağdıranlar.
Sevginize ihanet, saygınıza nankörlük edenler.
Kötüdür.
Yine de o soysuzların, o vicdansızların, o zalimlerin kim olduğunu.
Sopanın sahibi bilir elbet!
Kaybın talibi olmaz
EGE İhracatçı Birlikleri, malumu ilan etti.
Yani.
Egeli firmaların 1 Ocak-31 Temmuz tarihleri arasındaki ihracatı, 2008’in aynı dönemine oranla yüzde 28 kayıpla, 3.3 milyar TL olarak gerçekleşti.
Tam bir yıl önce yüzler gülüyordu oysa.
Ege İhracatçı Birlikleri Mustafa Türkmenoğlu, “İhracatın artış gösteren tablo sergilemesinin nedenleri irdelendiğinde, ihracatçılarımızın olağanüstü gayreti görülecektir” diyordu.
Bugün ise yüzde 28’lik kaybı “küresel ekonomik krizin bunda payı çok büyük” diye izah ediyor.
İyi not aldığında “ben aldım”, alamadığında “öğretmen vermedi” der ya öğrenciler; Türkmenoğlu’nun tavrı da, buna benziyor sanki!
Ama ne yapsın.
Kalkıp her şeyi dosdoğru anlatsa, küresel krizin Türkiye’de yönetilme biçimine getirse sözü; “kriz teğet geçti” iddiasını ısrarla sürdüren Müdür Bey, ne yapar adamı?
Tek karelik uyum