Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 99’uncu maddesi, milletvekillerine verilen önemli bir hakkın uygulanma biçimini düzenliyor.
Nedir o?
Özellikle muhalefet partilerine mensup milletvekilleri, TBMM Başkanlığı aracılığıyla başbakan ile bakanlara en azından kendilerince önemli gördükleri konularda sorular yöneltirler.
En güzeli sözlü sorudur ama pratikte fazla işlemez.
O zaman ne olur?
Sözlü soru üç birleşimde cevaplanmayınca yazılı soruya çevrilir. Bu nedenle milletvekilleri de, genellikle doğrudan yazılı sormayı yeğler.
99’uncu maddeye göre:
“Yazılı sorular, Başbakanlığa veya ait olduğu bakanlığa gönderildiği tarihten itibaren en geç 15 gün içinde cevaplandırılır.”
Ya cevaplanmazsa?
Yine 99’uncu maddeye göre: Bu süre içinde cevaplandırılmayan yazılı sorular için Başbakanın veya ilgili bakanın dikkatini çeker.”
Ya başbakan veya ilgili bakan, TBMM Başkanı’nın uyarısını da takmazsa ne olur?
99’uncu madde diyor ki:
“Yazılı sorular, dikkat çekme yazısının gönderildiği tarihten itibaren on gün içinde de cevaplandırılmazsa, önergenin süresi içinde cevaplandırılmadığı gelen kâğıtlar listesinde ilan edilir. ”
Misal...
1 Ekim 2006 ile 22 Temmuz.2007 tarihleri arasındaki dönemde, tam 2095 soru önergesi “gelen kâğıtlar listesinde” yayınlanmış.
Yani, cevaplanmamış.
Yani milletvekilleri, başbakan ve bakanlar tarafından “adam yerine” konmamış!
Peki...
Sergilenen bu yakışıksız tavrın bir yaptırımı yok mu?
Anayasa’yı inceledim. Meclis İçtüzüğü’nü didikledim. Yok. Hiçbir şey bulamadım, hiçbir şey göremedim.
Onun için de Bilgi Edinme Yasası’ndan doğan fırsatı kullanarak, sorumu TBMM’ye gönderdim. Cevap, Kanunlar ve Kararlar Müdür Vekili Habib Kocaman’dan geldi.
O da sıraladığım aşamaları tekrarladıktan sonra, diyordu ki:
“Anayasa’da ve TBMM İçtüzüğü’nde başkaca bir yaptırım öngörülmemiştir.”

Haberin Devamı

Arıtman’a bir öneri
ÖRNEĞİN İzmir Milletvekili Canan Arıtman da, çok sayıda sorusu cevaplanmayan vekilden biri.
Onun yerinde olsam, hemen TBMM Başkanı’na bir soru yöneltir ve 1983 yılından itibaren, hangi yasama döneminde kaç sorunun cevaplanmadığını ve bunların muhatabı olan başbakan ve bakanların tek tek dökümünün yapılmasını isterdim.
Böylece milletin iradesine “kimler saygılı, kimler saygısız” ortaya çıkardı.
Ve birileri “belki” biraz olsun utanırdı!
Yetmez. Bir de kanun teklifi verir, “her cevapsız soru için ilgili kişiye maaşının dörtte biri oranında para cezası verilmesini, yapılacak kesintinin Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlanmasını” önerirdim.

Haberin Devamı

Tek karelik abartma

Kâğıt geldi, boş geldi