Cinnet hali!..

16 Kasım 2018

Bir “derbilik” işimiz varmış!..
“Keskin bıçak” başkanları “centilmenle” değiştirmek, “yaşamı örnek” rahmetli futbol adamlarının adını Lig’e vermek, maçlara kardeşlik vurgulu pankartlarla çıkmak, yazmak, çizmek, medeniyete özenmek, anlamlı günlerde farklı formaların dayanışmasını yüceltmek, Türk’e Türkün propagandasını yapmak bir işe yaramadı.
İlk Galatasaray-Fenerbahçe maçında “aslımıza” döndük!
Hem de “kaldığımız yerden” değil, birkaç adım önünden.
***
Galatasaray başkanı sayın Mustafa Cengiz’in “veciz” ve “filozofça” uyarıları bile durduramıyor bizi!
“İçimizdeki kini öfkeyi” saklayamayacak durumdayız.

Yazının Devamı

Koeman mucizesi ‘sanal’ mı?..

13 Kasım 2018

Fenerbahçe, sandıktan çıkardığı naftalinli “Valbuena kostümü” ile biraz olsun görünüşü kurtardı, futbolu olmasa da skoru, ürünü olmasa bile ambalajı düzeltti ya...
Koeman’dan “sihirbaz” yaratma mesaisi başladı bile.
Oysa hocanın “yaptığını” önermeyen kalmamıştı Fenerbahçe’ye... Veya yapmaması gerekip de “yapmadığını”!
Şimdilik bir “deha” yok ortada. Sadece futbolun gerçeklerine ufak bir selam çaktı Hollandalı.
***
Maksadım Fenerbahçe’nin keyfini kaçırmak değil... Çok iyi anlıyorum bunalım yaşayan camianın ufacık bir adıma kucak açmasını, adımı atanı onurlandırmak, onu baş tacı yapmak sevdasını.
O kadar üzüldü ki, Fenerbahçe... O kadar ihtiyacı var ki, bir kahramana... “Normali” mucize olarak algılaması, yapanı kurtarıcı bilmesi, eşyanın tabiatı gereği ve çok normal.

Yazının Devamı

Koeman'dan korkulur!..

12 Kasım 2018

Gerçekten korkulur bu Koeman’dan! Yanlış anlaşılmasın; zehir gibi planları olan, müthiş karizma sahibi, kadroyu acayip motive eden, rakibi kitap gibi okuyan bir hoca olduğu için değil...
Henüz o yetenekleri var mı/yok mu anlamaya fırsat olmadı.
Şimdilik becerdikleri; Valbuena’yı yeniden keşfetmek, Isla’yı verimli olduğu ön liberoda oynatmak ve Cocu’nun fantezilerine son verip, hiç olmazsa Fenerbahçeli futbolcuların bildiğini oynamasına müsaade etmek...
Yani, tribündeki Fenerbahçeli’den gazetedeki yorumcuya kadar herkesin tavsiye ettiklerinden bir tık fazlası.
Yetti de artıyor bile Fenerbahçe’ye...
Ortaya sadece oyuncu tercihleri yüzünden değil, oyun tarzı olarak ofansif, kazanacağı umudu yaratan, hareketli bir takım çıkıyor “fren koyan” olmazsa. İşte; topu kazananın birkaç pas opsiyonu bulabildiği bir takım izledi Kadıköy. Kahrolmadı.
En azından ilk yarıda keyiflendi...

Yazının Devamı

“Böyle ceza olur mu ya”!..

10 Kasım 2018

PFDK derbinin “faturasını” çıkardı... Ne ödemeye niyetli kimse var, ne de hesabı beğenen!
“Hariçten gazel” ise, koro halinde.
Kimi “az” diyor, kimi “çok”...
Damping mi yapılmış, kazık mı atılmış; belli değil! Fikir sahibinin renklerine, yakınlıklarına veya reyting arzusuna göre 180 derece farklı yönlerde uzayıp gidiyor yorumlar.
Kimi “eski hesapları” örnek gösteriyor, kimi “yenen haltların” bedelini orantısız buluyor.
Maksat kaos yaratmak.
Hele “rezaletin kahramanları”...

Yazının Devamı

Terim'in ıskaladığı değişim

8 Kasım 2018

Bir zamanlar şaha kaldırırdı, maç kazandırırdı Fatih Terim’in “düşman yaratma” taktiği...
Tehlikeliydi ama dozunda kullanılan pek çok zehrin ilaç etkisi gibi, işe yarardı verimliydi.
Tecrübeyle sabit...
Şampiyon yapardı.
Şampiyonalara taşırdı takımını.
Kürsüye çıkarır, kupa kazandırırdı.
Birçok “Terimli efsane” öyle yazıldı.

Yazının Devamı

Galatasaray'ın "eş başkanlık" sistemi

6 Kasım 2018

Fili kuyruğundan tarif etmeye gerek yok... Galatasaray kulübü 20. Yüzyıl sonundan beri “eş başkanlık” sistemi ile yönetilmektedir ve “değişmeyen başkan” taraftarın seçtiği Fatih Terim’dir.
Diğer başkanları Genel Kurul seçer; onlar değişir!..
Mali ve sportif duruma göre zaman zaman güçlenseler, “daimi başkandan” kurtulmaya kalksalar da genelde rahmetli Süleyman Demirel gibi her gittiğinde daha güçlü dönen Terim ne diyorsa odur Galatasaray’da.
Tıpkı bugün olduğu gibi.

Şimdi taze bir örnekle içini dolduralım tespitin:
Dibe vurmuş ezeli rakip Fenerbahçe ile bir derbi oynanmış, Galatasaray mental ve fiziksel zaafları yüzünden kendi sahasında yenilmekten zor kurtulmuş, son düdükle maç bitmiş, rezalet başlamıştır.
Futbolcular sahada itişip kakışabilir... Kınanır ama doksan dakika koşmuş sonunda hayal kırıklığına uğramış adamın defteri biraz daha hoşgörülü okunur, kara kaplı kitapta yazılan yaptırımlar uygulanır, geçer gider geride kalır.

Yazının Devamı

Yarısı kırmızı, yarısı lacivert, sonu mor

3 Kasım 2018

Derbiden önce Fenerbahçe’nin de en az Galatasaray kadar şansı olduğunu iddia eden biri olarak gerekçelerimden en önemlisi iki takım arasındaki fizik farktı.
Yoksa geçmiş on hafta Fenerbahçeli futbolcuları da o hale getirmiş olmalıydı ki, onlardan ekstra motivasyon falan beklemiyordum.
Zaten ne kulübede onları ateşleyecek biri vardı, ne de sahada gerçek Fenerbahçeli!.. Nereden bilsinler Galatasaray derbisinin özelliğini.
Neyse ki, otobüste yanlarında oturan, soyunma odasına kadar refakat eden Ali Koç bu açığı kapatmaya çalışmış ve belli ki başarmıştı maçtan önce.
Ali Koç çalışıyor, Comolli maaş alıyor yani.
Neyse... Cocu gidince şansın yüzüne güldüğünü düşünen Koeman, Galatasaray’ın sakat ve eksiklerini de hesaplayıp Fenerbahçe’yi Arena’da kazanmaya oynayacak bir stratejiyle sahaya sürdü.
Resmen hücum oynamak istiyordu ama evdeki hesap Arena’ya uymadı.

Yazının Devamı

Kim demiş ‘G.Saray favori’ diye!..

1 Kasım 2018

Ortada zor bir yarış var... Ve ikisi de “sakatlanmış”, yine de yarışmak zorundaki yarışçılar.
Ama farklı sebeplerden ve farklı uzuvlardan sakatlıkları...
Mesela; birinin kolu, diğerinin bacağı.
Yarış yarı maratonsa, kolundan sakatlanmış mı favoridir, ayağından sakatlanmış mı?
Düello yapacaklarsa, gözlerini kaybetmiş olan mı şanslıdır, duyma yetisini kaybetmiş olan mı?
Eksikliğin yapılacak işi ne kadar etkileyeceğidir önemli olan.
***

Yazının Devamı