Fili kuyruğundan tarif etmeye gerek yok... Galatasaray kulübü 20. Yüzyıl sonundan beri “eş başkanlık” sistemi ile yönetilmektedir ve “değişmeyen başkan” taraftarın seçtiği Fatih Terim’dir.
Diğer başkanları Genel Kurul seçer; onlar değişir!..
Mali ve sportif duruma göre zaman zaman güçlenseler, “daimi başkandan” kurtulmaya kalksalar da genelde rahmetli Süleyman Demirel gibi her gittiğinde daha güçlü dönen Terim ne diyorsa odur Galatasaray’da.
Tıpkı bugün olduğu gibi.
Şimdi taze bir örnekle içini dolduralım tespitin:
Dibe vurmuş ezeli rakip Fenerbahçe ile bir derbi oynanmış, Galatasaray mental ve fiziksel zaafları yüzünden kendi sahasında yenilmekten zor kurtulmuş, son düdükle maç bitmiş, rezalet başlamıştır.
Futbolcular sahada itişip kakışabilir... Kınanır ama doksan dakika koşmuş sonunda hayal kırıklığına uğramış adamın defteri biraz daha hoşgörülü okunur, kara kaplı kitapta yazılan yaptırımlar uygulanır, geçer gider geride kalır.
Olayı rezalet boyutuna taşıyan asıl mesele Galatasaray teknik heyetinden Hasan Şaş’ın kulübeden adam dövmeye gitmesidir.
Nedir Hasan Şaş’a bu gücü veren?
“Değişmeyen eş başkanın adamı” olması...
Ertesi gün mahcubiyet yerine “Köroğlu tarzı” mesajlar yayınlaması da bu yüzdendir, dün Hürriyet’e verdiği “kavgayı ben başlatmadım” demeci de.
Güveniyor Terim’e.
Ve inanıyor.
“Değişmeyen başkan” Terim, suçlu olarak hakemi işaret etmişken suç yüklenecek değil ya!
“Yabancı hakem gelsin” sopasıyla hakemlere “ekmeğinizle oynarım ha” tehditi savuran Fatih Terim’in derbi hakemini suçlama gerekçesi evlere şenlik oysa:
Hakem “tacı” Galatasaray yerine rakibe vermiş!
Penaltı sanki...
Herkes gülse de Galatasaray inanıyor ya; ona bakın!
Aklı başında bir tek Galatasaraylı “acaba” bile demeden “değişmeyen başkan” Terim’in ardından gitti derbiden sonra. Hakem yabancı olsa kesin kazanacaklardı maçı...
Çünkü Galatasaray’da asıl otorite Terim. İtaat şart.
Şöyle bakın hadiseye:
Terim’in yardımcısı Hasan Şaş rezaletin göbeğinde.
Mustafa Cengiz’in yardımcısı Abdurrahim Albayrak, Terim’in peşinde...
“VAR niye taca karışmadı” saçmalığına bile tevessül ediyor derbiden sonra. O kadar körü körüne.
Yeter mi bu kadarı “Galatasaray’ın asıl başkanı kim” sorusunu yanıtlamaya?
Yetmezse Sayın Mustafa Cengiz’in Schalke deplasmanına giderken hava alanında yaptığı açıklamalara bakın.
Kardeşi olsa bu kadar sakınamaz Terim’i inanın... Topu böyle çevirmek için hiyerarşik bir düzen lazım.
Konuşuyor sayın Cengiz; meali tek cümle:
“Değişmeyen başkan ne demişse, haklıdır”!
Evet... Bu sistem Galatasaray’ın tercihidir, beğenen beğenir, inanan inanır, katlanan katlanır... Bize halt yemek düşer...
Karışıyorsak, Galatasaray’daki tuhaf durumu sürdürebilmek uğruna bozuk para gibi harcananların hakkını savunmak içindir o kadar.
Sayın Mustafa Cengiz, sayın Abdurrahim Albayrak da dahil harcananlara.
Mesela hakem...
MHK.
VAR sistemi.
Ceza Kurulları. Federasyon.
Bunların hepsi aynıydı Galatasaray şampiyon olduğunda.
Sonra Fenerbahçe futbolcuları.
Daha da önemlisi geç bulup çabuk kaybetmek üzere olduğumuz futbol huzuru.
Görüyorsunuz; Galatasaray’da yanlış iliklenen bir düğme futbol camiasını “iliklerine kadar” nasıl rahatsız ediyor.
Fatih Terim gibi elimizdeki en büyük futbol değerinin güç zehirlenmesiyle değişime uğrayıp elimizi yakar hale gelmesi de cabası.
Yine de Schalke maçında yürekten ve samimi başarı dileklerimizle bitirelim.